Jorge Amado'nun bir kitabında, Güney Amerikalıların ölülerini anmak için mezarlarından çıkarıp iskeletlerini süsleyip caddelerde gezdirdiğini okuyunca çok şaşırmıştım. Ama daha ilginci bu ölülerden birini kutsal sayıp ona tapmaları, mabetler yapıp, dualar etmeleri.
Bize korkunç gelebilecek bu gelenek, Güney Amerikalılar'ın ölüme ne kadar farklı
Kitabın yazarı Feyyaz Karayi’nin Asya ve Avrupa arasında önemli bir geçit olan İran’dan bir araştırmacı olması uzun yıllardır Asya dinleri kültürlerinin maruz kaldığı oryantalist çalışmaların taraflı ve çarpık bakışlarından bizi çıkaracak ve olduğu gibi Hint dinlerini görmemizi sağlayacak açıklıkta. Kitap, Hinduizm, Buddhizm, Cainizm ve Sikhizm
Vātsalya (Ebeveynlik): Bu aşamada insan, Tanrı'yı kendi çocuğunu sevdiği gibi sever. Bu benzetme, Tanrı'ya duyulan sevginin korkuyla karışık olmadığını anlatmak için kullanılır. Zira babaya duyulan sevgi korku ile karışıktır ve korku ile karışık sevgi makbul değildir; lakin kendi çocuğuna duyulan sevgi tamamen saf ve şefkatlidir. Bhakta'nın Vātsalya aşamasında Tanrı ile durumu, hiçbir beklentisi olmadan kendi çocuğuna sevgi besleyen ve onu korumak için canını feda eden anne babalar gibidir.
"Ey Kutsal Ölümün Ruhu, bu girişimimde bana yardım etmen için zikrediyorum kutsal adını. Beni dağlar, vadiler ve patikaların üzerinden geçir. Beni güzel talihinle paklamaya devam et."