Ey imtiyazlı güzel, uyan derin uykudan Hatırla bülbüllerin divane olduğunu Dün sabah seni görüp çarpılmış gökte güneş Önce anlayamamış ona ne olduğunu Gönderince kalbime ışığını bu gece Bildim bütün aşkların bahane olduğunu Şimdi ben de garip bir haldeyim, biçareyim şaşırdım ayın kime pervane olduğunu Nurullah Genç
VI Tut elimden tut güzelim, yol-iz bilmez divaneyim, İçtim aşkın şarabından, sevdan ile mestaneyim. Işığımsın, güneşimsin, can evimde mum misali, Dokundukça yansam bile, etrafında pervaneyim. Şarkı olsun türkü olsun, ister güfte, beste olsun, Senden bir iz taşımayan her ne varsa bigâneyim. Gece gündüz hayal kurup, avunurum düşlerimle, Eriyorum
Reklam
"Kendi içimde bir dünya kurmuşum... Hiç kimseye yer yok orda... Bir ben, bir kitaplarım, bir de içimdeki Tanrı... Kapılarımı kapatmışım insanlara... 7 kat kilit takmışım, kimse açamasın diye... Kilitli odalarda saklamışım düşlerimi... Kilitli odalarda kendimle konuşuyorum sadece... Bazen delimiyim ben diye sormuyor değilim  kendime... Neden diye de soruyorum ama yok bir cevabı... İnsanların ilgi alanları bana saçma geliyor muhtemelen benimkilerde onlara saçma gelecektir diye susuyorum... Ne okuyorsun diye sorduklarında “farklı tür diyorum” kendi çaplarında saçma sapan ezber yorumlar yapmasınlar diye açıklama yapmadan kapatıyorum... Duygularımı hiç açmıyorum zaten; açsam tımarhaneye falan kapatırlar... Sadece mecbur kaldığımda dinliyormuş gibi yapıyorum artık hiç yorum yapmadan... Ne insanlarla muhalefet olma derdim var ne de taraf... Sadece ne kadar çabuk uzaklaşabilirsem onlardan o kadar iyi diye düşünüyorum. Öyle tuhaf hallerdeyim... Sadece yalnızlık istediğim... Ama yine bir boşluk var bir yerlerde... Yalnız kaldığımda da tam anlamıyla mutlu huzurlu değilim... Garip bir hüzün var içimde... Ağlasam sel suya karışacak gibi bir haldeyim... Ne yağabiliyorum  ne de  ışık saçabiliyorum... Hep kapalı hep kasvetli bir gökyüzüyüm..."
NAZIMIN YAHYA KEMAL HAKKINDA KARISINA YAZDIĞI MEKTUP
“Canım karıcığım. Dün gece radyoda dinledim.Yahya Kemal ölmüş. Büyük şair. Hocalarımdandı da, hem de çok şey öğrendiğim hocalardan. 73 yaşındaymış. Bir hayli zaman uyuyamadım. Yahya Kemal gençliğimdi biraz da. Büyük şair, usta. Telgraf çekeyim dedim… Kime? Ne tuhaf şey ne garip hâldeyim, Yahya Kemal’in ölümünden duyduğum acıyı, halkıma bildirmek için telgraf çekecek adresim yok. İşte böyle. Hava bu sabah açtı. Günlük güneşlik. Senaryoya başlıyacağım. Kafam bomboş, yüreğim keder dolu ağzına kadar, böyle bir ruh hâliyle senaryo yazmağa başlamak nasıl olacak bilmiyorum, ama başkaca çarem de yok, çalışmak lâzım, yaşamak için değil, unutmak için, dalıp dalıp gitmemek için, düşünmemek için kötü kötü. İşte böyle gülüm. Kusura bakma, senden uzaklık, sensizlik başta, muhacirlik, hattâ benimkisi gibi kardeş evinde de olsa, sevdiğim, inandığım bir dünyada da olsa, yazdımdı ya, ölümden beter. İşte böyle, ömrüm seni sevmekle nihayet bulacaktır. Rahmet Yolları Kesti’nin Fıransızcasını aldım. Hasretle."
Bir garip aşk bestesiyim, bilemezsin ne haldeyim Arama hiç başka yerde, ben de gülüm aşk dediğin
Ayın Güle Serenadı
şimdi ben de garip bir haldeyim, biçareyim şaşırdım ayın kime pervane olduğunu
Reklam
96 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.