Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Her şeyin bir çaresi vardır. Fakat insan bozuldu mu, bunun çaresi yoktur. A. Hamdi Tanpınar/Garip Bir İhtilâlci
Her şeyin bir çaresi vardır. Fakat insan bozuldu mu, bunun çaresi yoktur. Sen cilt yapıyorsun; şiraze nedir bilirsin. Bizde insanoğlu şirazesiz kalmış. Hayat onun için ahenksiz, birbirini tutmayan, günün hayatına cevap vermeyen bir yığın ölü kıymetler tarafından idare ediliyor. Ahmet Hamdi Tanpınar Garip Bir İhtilalci
Reklam
Her şeyin bir çaresi vardır. Fakat insan bozuldumu, bunun bir çaresi yoktur . Sen cilt yapıyorsun ; şiraze nedir bilirsin . Bizde insanoğlu şirazesiz kalmış . Hayat onun için ahenksiz , birbirini tutmayan, günün hayatına cevap vermeyen bir yığın ölü kıymetler tarafından idare ediliyor. Ahmet Hamdi Tanpınar Garip Bir İhtilalci
Sayfa 43 - Can Sanat yayınları 13.baskı Eylül 2018 İstanbulKitabı okuyor
Garip Bir İhtilalci
“Cahilsin; okur, öğrenirsin. Gerisin; ilerlersin. Adam yok; yetiştirirsin, günün birinde meydana çıkıverir. Paran yok; kazanırsın. Her şeyin bir çaresi vardır. Fakat insan bozuldu mu, bunun çaresi yoktur.”
168 syf.
10/10 puan verdi
"Bu romanı büyük bestekârımız Eyyubi Bekir Ağa'nın ruhuna ithaf ediyorum" AHT Mahur Türk müziği makamlarının en önemlilerinden biri, Tanpınar'ın romanlarında Ebubekir Ağa'nın, Dede Efendi'nin ve Neşati'nin mahur besteleri geçiyor. “Gittin amma ki kodun hasret ile cânı bile İstemem sensiz olan sohbet-i yârânı
Mahur Beste
Mahur BesteAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 20236,3bin okunma
160 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Mahur Beste tamamlanmamış bir eser, doğrusu kitaba başlarken bunu bilmiyordum. Öte yandan ilk Tanpınar okumamdı. Yazarın neden bu kadar çok kişiyi etkilemiş ve bir çeşit ulu bir rütbeye sahip edebiyatçı olduğunu böyle yarım kalmış bir eser bile anlatmaya yetti. "Garip bir ihtilalci" bölümünde Sabri Hoca ile İsmail Molla'nın sohbeti tadına doyulmaz bir edebi lezzet sundu bana. Sadece bu kadarı bile benim için yeterli. Düzeltme: Eser yarım kalmış bir eser değilmiş, kitabın arkasında neden böyle yazılmış o vakit? Bunu düşünürken kitabın okuyucuya "yarım kalmış" hissi verdiğini bir yerde okudum. Yayıncının bundan haberi yok belli ki. Ne komik.
Mahur Beste
Mahur BesteAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 20196,3bin okunma
Reklam
Elif
Ecdadımız yazıya büyük bir hürmet beslerdi ve elif harfinin ayrı bir kutsiyeti olduğuna inanırlardı. Onyedinci asır ortasında Dördüncü Mehmet, henüz yedi yaşında iken bir askerî ihtilâlde Padişah olmuştu. Çocuk imparatorluk tahtına oturtulacağı sırada, ihtilâlci askerlere heybetli görünmesi için iki kaşının ortasında alnına mürekkep ile bir elif yazılmıştı.
Garip Bir İhtilalci
Cahilsin; okur, öğrenirsin. Gerisin; ilerlersin. Adam yok; yetiştirirsin, günün birinde meydana çıkıverir. Paran yok; kazanırsın. Her şeyin bir çaresi vardır. Fakat insan bozuldu mu, bunun çaresi yoktur. Sen cilt yapıyorsun; şiraze nedir bilirsin. Bizde insanoğlu şirazesiz kalmış. Hayat onun için ahenksiz, birbirini tutmayan, günün hayatına cevap vermeyen bir yığın ölü kıymetler tarafından idare ediliyor. Dünyaya baktığımız zaman ayrı görüyor, kendi kendimize kaldığımız zaman ayrı düşünüyoruz. Yığınlarca tezat içinde yaşıyoruz.
Garip Bir İhtilalci
Kendilerini hareketin ifritine bıraktıkları zamanlar mesut olan insanlardandı.
Sayfa 79 - Kırık Kulak Sabri EfendiKitabı okudu
Garip Bir İhtilalci
"-Oğlum Behçet, sen bir medeniyetin iflası nedir, bilir misin? dedi. İnsan bozulur, insan kalmaz; bir medeniyet insanı yapan manevi kıymetler manzumesidir. Anlıyor musun şimdi derdin büyüklüğünü?... Cahilsin; okur, öğrenirsin. Gerisin; ilerlersin. Adam yok; yetiştirirsin, günün birinde meydana çıkıverir. Paran yok; kazanırsın. Her şeyin bir çaresi vardır. Fakat insan bozuldu mu, bunun çaresi yoktur."
Sayfa 91 - Dergah YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Garip Bir İhtilalci
"-İyi ya, hükumet şekli meselesi... -O da değil, daha derine ineceksin. Daha derine inmemiz lazım. Bu karanlığa inmeden bulamazsın. Mesele bu karanlığın kendisinde. Mesele şurada: Niçin bu kadar biçereyiz, ümitsiziz? Neden her tuttuğumuz dal elimizde kalıyor? Bu memlekette sadece fena şey mi yapılır? Bütün hesaplarımız bozuk mu? Hiçbir faziletimiz kalmadı mı? Ne Aziz devri; ne Hamid devri dünyada bir milletin tahammül ettiği fenalıkların en büyüğü değildir. Mesele yıkılış halinde olmamızda, içinde yaşadığımız şartlar aleyhimize dönmüş... "
Sayfa 90 - Dergah YayınlarıKitabı okudu
Enver Paşa, Anadolu'nun ''yeniden fethi" için sahip olduğu büyük planı­nı, askeri yapıdan siyasi yapıya geçirmiştir. Çünkü Sovyet hükümeti, onu Ana­dolu'ya ve Mustafa Kemal'e meydan okuyan seferinden caydırmış ve vazgeç­miştir. Halk Şuralar Fırkası programını, "Mesa-i"den daha radikal olarak tasar­lamaya
Nagy Bağımsızlık İlân Ediyor
Bu arada Imre Nagy geri dönüşü olmayan yolda bir adım daha attı. 1 Kasım'da, önce Parti Prezidyumu'na sonra da Bakanlar Kurulu'na Macaristan'ın tarafsızlığını ve Varşova Paktı'ndan ayrılışını açıklayan bildiriyi birlikte onaylattı. Ba­kanlar Kurulu kararı oy birliğiyle alacaktı ve Parti Prezidyu­mu' nda sadece iki
Bilmiyorum, ne kadar gittik. Arkadan ince bir kadın sesi haykırdı. Döndük, yalınayak genç bir köylü kız, ağlayarak, ellerini sallayarak bize doğru koşuyordu. Ben hemen anladım; fakat İhsan, ancak çocuk yanımıza geldiği zaman hatta kendi atının başını yakaladığı zaman anladı. "Babamı gavurlar öldürdüler, anam yok, dedem yok, beni nerelere
güzel milletim benim
Ahmet Paşa şişman bir zattı. İdamından sonra kıyafetleri çıkarıldı, Atmeydanı'na taşındı. İhtilâlci yeniçerilerden birkaç hunhar, cahil halka "insan yağı mafsal ağrı ve sızılarına devadır" diye Ahmet Paşa'nın etlerini lokma lokma doğrayarak beşer onar akçeye sattılar. Büyük şehirde de bu kadar korkunç, tüyler ürpertici devayı satın alarak kollarına, bacaklarına sürüp bağlayabilecek o kadar çok katı yürekli insan çıkmıştı ki, Paşanın iri yapılı vücudu hemen bir iskelet hâlinde kalmıştı.
99 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.