Konsun –yine- pervazlara güvercinler, “Hû hû”lara karışsın âminler... Mübarek akşamdır; Gelin ey Fâtihalar, Yâsinler! Şimdi seni ananlar, Anıyor ağlar gibi... Ey yetimler yetimi, Ey garipler garibi; Düşkünlerin kanadıydın, Yoksulların sahibi... Nerde kaldın ey Resûl, Nerde kaldın ey Nebi?
Şehri bırakıp gitmeliydi. Nereye olursa olsun... Bu şehri bırakmalıydı. Dağlarda yatmalı, su başlarında garipler gibi su içmeli, köylerden ekmek dilenmeli, şehirli görünce yol değiştirip koşa koşa kaçmalı, samanlıklarda yatmalı, dağlardan üzüm çalmalıydı.
Sayfa 36 - İp Meselesi
Reklam
Osmanlı Tarihi
"17. asırda İstanbul'un çarşı hamamları hem bir yıkanma yeriydi, hem de ülfet, sohbet yeri. Hamamların kahve ocaklarından başka şerbetçisi, turşucusu vardı. Mevsimine göre salep pişirilir, keten helvası yapılır, boza içilir. Yazın camekan denilen soyunma yerinin fıskiyeli havuzcuğu etrafında, kışın büyük mangalların başında yahut içerde, göbek taşında hatta edebi sohbetler olurdu. Yalnız bekar uşağı garipler gecelemezdi çarşı hamamlarında, kişizadeler, kibardan, ricalden, edip ve şairler, şeyhler, ulemadan hoca efendiler gelirdi. Herkes, sınıf farkını ayıran kılık kıyafetten soyunmuş, merasim kaygısını atmış, teklifsiz, rahat konuşulur ve kemal sahibi olanlardan bir hikmet, bir bakış kapılırdı."
Sayfa 107Kitabı okudu
Garipler
Garipler,bikez değil,üst üste ölüyorlar ki,iyicene ölsünler;yaşarken yalınkat, ölürken katmerli...
Ben çalışan bir insanım, bir emekçi Aşkım var çalışanlara karşı Dostum tezgah, dostum tarla, dostum çarşı Ben iyi günlerin hamurunu yoğuran emekçi Ben çalışan bir insanım, emekçi. Bütün deniz işçileri, dalgıçlar, süngerciler Hasta götüren arabacı,garipler yaylası, Şu kıraç toprakta Orta Anadolu köylüsü, Ocaklarında alev kasabalı demirciler Vatan denizinde çalışan yiğit gemiciler.
Irak'ta zalim bir sultan, bir yoksulun, sarayın kemerinin altında şöyle konuştuğunu gördü:e "Padişahım, sen de bir kapının ümitlisisin. Öyleyse kapının murat eşiğine göz dikenlerin isteklerine cevap ver. Yüreğinden derdi atmak istiyorsan dertli yürekleri sıkıntıdan kurtarmalısın. Mazlumlar adalet ister. Onların gönüllerinin acı çekmesi Padişah'ı tahttan kovdurur,ülkesinden arttırır. Sen serin sarayında rahat içinde uyuyorsun, garipler güneş altında kavruluyor. Bu doğru mudur? Padişahından adil olmasını isteyemeyen insanın hakkını Allah kıyamet günü mutlaka alacaktır."
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.