İsmet eşini seviyordu ama eşini sevmesi yetmiyordu. Eşiyle birlikte kaynanasını, kayınbabasını, kaynını, baldızını ve hatta hayattaki tek marifeti göbeğinde çay bardağı durdurabilmek olan bacanağını da sevmek zorundaydı. İsmet bu duruma deli oluyordu.
Evde her şeye eşi karar veriyordu. İsmet'in hangi balkonda oturacağına kadar. Karşı
Amerika’ya daha ilk ayak bastığımda başlamıştı gariplikler silsilesi. Bilen bilir, yurt dışında okumaya gittiğiniz zaman üniversite size bir “host family” ayarlar, yani sizi misafir edecek Amerikan aile .. Siz de hem seyahatin yorgunluğunu atlatır hem de bu sırada kendinize kalıcı bir yer bulursunuz.
Benim kalacağım aile de şimdiye kadar
Kemal Sayar kitaplarındaki kendinizi yazara yakın hissettiren üsluba alışkın okurlar için yeni şeyler söylemeyeceğim. Bu eserler hakkında benim en çok dikkatimi çeken nokta; Psikiyatri, tasavvuf, modern dünyanın sorunları ve medeniyetimizin bu sorunlara ilişkin cevaplarıyla ilgili çok derin konuları sıradan insanların anlayabileceği bir üslup ve
"Düşünce ve yazıda özgür olmak isterim, dünya davranışımızı yeterince sınırlıyor."
Wolfgang Van Goethe
______
Osman Şahin'in okuduğum ikinci kitabı oldu. İlki otobiyografik öğelerin ağırlıkta olduğu Kolları Bağlı Doğanlar kitabıydı. Selam Ateşleri- Ay Bazen Mavidir kitabında birbirine yer yer tema, konu veya ele alınan duygu
Anlaşılmaz şeyleri, mucizeleri uzakta aramaya ne gerek var? Her gün gördüğümüz şeyler arasında öyle anlaşılmaz gariplikler var ki mucizeler oyuncak kalır onların yanında.
Türk Edebiyatının Gamlı, Lirik ve Nostaljik Prensesi:
Tezer Özlü
(10 Eylül 1942 – 18 Şubat 1986, Yaş: 43)
Tezer Özlü’nün aile hayatını, çocukluğunu, yaptığı üç evliliği, intihara olan eğilimini, manik-depresif tanısı ve hangi yabancı yazarlardan ilham aldığını, neden sürekli intihara öykündüğü bilinmeden yapılan bir ‘’Tezer Özlü Okuması’’, tam olarak
Ben miyim? Bu mir-i belahet-semir( aptallık dolu zat) bu şair-i zülüf-dâr-ı garâib-nisâr( gariplikler saçan şair), bu herzevekil pozuna-misil( maymun gibi saçma sapan konuşan)..Bunlar ben miyim?
Hani bir söz vardır ya, ''gülermisin ağlarmısın '' diye. İşte o söz sanki tam da bu kitap için söylenmiş gibi.
Kitapta iki öykü var. Birincisi kitaba adını veren ''Başkasının Karısı'', diğeri nispeten daha kısa olan ''Namuslu Hırsız''.
Başkasının Karısı isimli öyküde Dostoyevski, karısının kendisini aldattığını düşünen bir kocanın gariplikler içindeki ruh halini ve başına gelen traji-komik olayları bize anlatmaktadır. Bu öyküde, sık ve tekrarlanan diyaloglar biraz sıkıcı olsa da , olayların gelişmesindeki nükteli durumlar, yinede keyifle okunmasını sağlıyor.
Diğer öyküde ise isminden de anlaşılacağı gibi, namuslu bir hırsızın hikayesi anlatılıyor. Hırsızın namuslusu olur mu diye sormayın. Çünkü bu sorunun aynısını öyküde yazar da sormuş ve cevabını almış.
Kitabı kısaca tanımlamak gerekirse, ''Dostoyevski'den farklı bir kitap'' diye tanımlamak yanlış bir terim olmaz. . İncelememin başında da yazdığım gibi gülermisin-ağlarmısın çelişkisiyle okunan bu kitabın, özellikle yazarın ilk deneyimlerini merak edenler için uygun bir kitap olduğu düşüncesindeyim.
Başkasının KarısıFyodor Dostoyevski · Oda Yayınları · 19994,259 okunma
Uçarı, hercai gönüllü amaçsız yaşayan bir Üniversite öğrencisi; hocasının bir dersinde birdenbire hayatın anlamı üzerinde hiç kafa yormadığını, gündelik hayata dalıp gittiğini fark eder. Hocasının anlattıklarını büyük bir hayranlık ile dinler. Hayatın anlamı ve amacı üzerinde durması gerektiği konusunda irkilir.
Bu Profesörü dinlerken aniden
Her şeyden önce bilinmesi gereken bir şey varsa o da, şu varlık âleminde Allah'tan başka görebildiğimiz ve var olan her şeyin bizatihî Yüce Allah'ın fiili ve yaratmasıyla olduğudur. Kainattaki ya da varlık âlemindeki zerresinden tutun küresine varıncaya dek, ister cevher olsun, ister araz olsun, ister herhangi bir sıfat, ister nitelenen, tanıtılan şey olsun, bütün bunların her birinde insanı hayretler içerisinde bırakacak gariplikler vardır ki, hepsinde de Yüce Allah'ın hikmeti ve kudreti gözükür.