Neden yalnızlığımızdan kaçıyoruz?
İnsan hep yalnızdır..
bu yalnızlığı bir nebze hafifletmek için, diğer insanlara yani aslında kendisi gibi yalnız insanlara başvurur, ne var ki bu yalnızlığı sadece geçici olarak üstüne örtü atmış oluyor ve yine derin bir yalnızlığa düşmüş olur, nihayet şunu anlıyorki; aslında bu yalnızlık kendi fıtratıya özdeşleşmiştir, kaçmak yerine kabullenip
Kulp
Eskiden “iyi insan olmak” gibi bir hedef vardı, bugün sınırı aştık, mükemmelin peşindeyiz. Mükemmel olmak, mükemmeli aramak, mükemmeliyetçi olmak iyi bir şeymiş gibi girdi hayatımıza, çığ gibi büyüdü. Şimdilerin en popüler sıfatlarından biri, mükemmeliyetçi olmak... İnsanlar bunu gururla söylüyorlar. Ama başardıkları, ortaya koydukları, yaptıkları
mutluluğun kısa formülü
Gaye-Hedef: Kendinize gayeler edinin, hedefler belirleyin. Bu, sizi geliştirecektir. Yeteneklerinizi keşfettikçe ve hedeflerinize ulaştıkça mutluluk içinizden hiç gitmeyecektir.
Destekleyici ilişkiler: Ailenizle ve iyi arkadaşlarınızla arayı sıcak tutun. Sizin ileri gitmenize engel olan bir derdiniz, sıkıntınız olursa onlarla paylaşmaktan çekinmeyin. Kendi içinize kapanmayın. Size destek olmalarına izin verin. Sağlıklı ve destekleyici ilişkilere sahip olmak mutluluk getirir.
Sağlık: Beden ve zihin sağlığınıza özen gösterin. Düzenli spor yapın. Sağlıklı beslenin. Uykunuz bölük pörçük olmasın. Fiziksel ve zihinsel rahatlık, kendinizi iyi hissettirecek, mutlu olmanıza vesile olacaktır.
Olumlu düşünce: Kendinize güvenin. Olumlu düşünmeyi bir alışkanlık haline getirin. İyi düşünürseniz, huzurlu ve mutlu olursunuz; kötü düşünürseniz, hüzün ve agresiflikten kurtulamazsınız.
İnsan Ve Hayat Dergisi-168 (Şubat 2024)
Itikafın önemi, insanın hayatındaki ibadetin yeri ve önemi ile beraber belirginleşir. insan belli bir hedef ve Gaye için yaratılmıştır; bu hedef ve gaye, yalnız Allah'a ibadettir. Onun için yaratılmıştır, Onun için vardır insan.
"Hayatı yaşamaya değer kılan şey nedir? İnsan ne için yaşar? Mutluluğa ulaşmak mıdır hedef, yoksa anlam ve gaye edinmek mi? Dertsiz tasasız bir hayat pekala anlamdan vareste olabilir. Anlamlı bir hayat ise pek çok mutsuzluğa katlanmayı gerektirebilir.
Yaşamak yorulmaktır."
Kemal Sayar
‘Ben şu hedef için, şu amaç için, şu gaye için yaşadığım zaman canlı hissediyorum.’ dediğim zaman dünyanın durması ..
Büyük edip, hakim, mürebbi es-Seyyid Ahmed el-haşimi rahmetullah aleyh şöyle demektedir: “İnsan bazen büyük bilginlerin seviyesine çıkma, yüksek kimselerin konumlarına yükselme potansiyelinin olmadığını düşünür. Fakat içten gelen azmin, tam kararlılığının kişiyi şeref tahtına cülus ettireceğini, izzet koltuğuna kurulmasını sağlayacağını bilse söz
Sayfa 38
Kaçan kovalanır.
"Sevişmek denilen şey yoktur. Biri severken öteki lakayt kalıyor."
Arzu ile gaye arasında ümit verici bir mesafe olmadıkça arzunun yaşaması imkânsızdır. İhtiraslar da böyledir. Aşk da hedefinden az çok uzak bulunursa canlıdır. Firari ve seyyal bir hedef karşısında her ihtiras kudurur. Bunun için iki taraftan biri kaçar ve öteki tarafın ihtirasını tahrik eder. İhtiras, kovalayan tarafta vardır. Kaçan lakayttır. Bunun için "sevişmek" yoktur. İki insan, muhtelif anlarda, birbirlerini sevebilirler; fakat bu ân birleşir ve iki taraf, birbirlerini aynı zaman içinde sever ve sevdiklerini hissederlerse, ikisinde de ihtiras derhâl mahvolur ve aşk hadisesi biter. Her sevdanın sonu böyledir. Garip netice:
Sevişmek aşkın zıddıdır.
Sayfa 193
İnsan bilincinin tüm yüzeyini her türlü büyük buyruktan sakınmalı. Büyük söylemlerden, büyük davranışlardan dahi sakınmalı! Hepsi de sezginin kendini fazla erken "bilmesinden" doğan tehlikeler. Bu sırada o örgenleştirici, o egemen olacak "zihin" büyüyüp gelişir derinlerde; emredişlere girişir, yavaşça tali yollardan, yanlış yollardan uzaklaştırır; bir gün bütünün tamamlanması için vazgeçilmez araçlar oldukları fark edilecek olan nitelikleri, uzuvları teker teker hazırlar; tümünü yönlendirecek olan ödev, hedef, gaye ve manadan hiçbir şey sezdirmeden, hizmet verecek olan bütün yetileri sırayla oluşturur. Buradan yaşamım büsbütün mucize eseri gibi görünür.
Muhsin Yazıcıoğlu: "Gaye insan"ın özelliklerini şu şekilde sıralayabiliriz:
-Uzun vadedeki hedef olan İlay-ı Kelimetullah'a ulaşmak için insan, zaman, malzemeyi ve yeri organik hale dönüştüren müessese, gaye insanın taşkilatıdır. Gayeye ulaşmak için insan gayeye uygun hareket etmek mecburiyetindedir.
Yaşayışı gaye ile çelişen insan bizim insanımız değildir. İddia ettikleri gibi yaşamayan insanlar, gün gelir, iddia ettiği fikrin doğrultusunda yaşayan insanlarla çatışmak zorunda kalırlar. İnsanları kendi içinde bir sefere çıkarmak gerekir. Kendi içinde sefere çıkan insan kendi ruhuna varacaktır. O vardığı ruhta Cenab-ı Allah'ın Kur'an-ı Kerim'de buyurduğu "Ben sizin Rabbiniz değil miyim?" sorusunu ve "şahitsiz Yarab sen bizim Rabb'imizsin" şeklinde verdiği cevabı yakalayacaktır.
Geleceğimizde İslam Var'dan Alıntılar - 20
Hz. Peygamber tarafından oluşturulan Medine Toplumunda mülkiyet anlayışı Roma anlayışının zıttıdır. Roma hukukunda mülkiyet, “kullanma ve kötüye kullanma” hakkıdır, jus utendi et abutendi. Mülk sahibi mülkü üzerinde takdir yetkisine, keyfi kullanım hakkına sahiptir. Bu ana prensip, Napolyon kanunnamesinin ve halihazırdaki bütün ekonomik
Çağımızda insanı strese açık tutan en önemli şey, amaçsızlıktır. Uğrunda yaşamaya değer bir amaç sunmayan modern yaşam, gençlik ve ileri yaş intiharlarının artmasını önlemeye yetmiyor. Servet toplamayı, zenginleşmeyi gaye edinen kapitalist sistem, iyilikle anılacak insan olmayı değerli görüp bu değerler ışığında bir hedef tutturamazsa, insanlığın kalıcı mutluluğu yakalaması, ileriki yüzyıllara kalabilir.
