Dünyadan El Etek Çekme !!!!
Geçmişte de yoğun bir biçimde olduğu gibi bazen, ''dünyadan yüz çevirme''den söz açılıyor. Şöyle ki: ''Dünya boştur, harcamalarımızı azaltmalı, aristokrasiden uzak durmalı, mümkün olduğu kadar sade yaşamalı. Eğer iki ev ile idare edebiliyorsan üçüncüsü alma, eğer bir ev ile idare edebiliyorsan ikincisini alma, eğer üç takım elbise ile idare edebiliyorsan dördüncüsünü alma'' gibi. Bunlar tekrar edilen rivayetlerdir. Hatta bunlar ayet olarak, peygamberin uygulaması ve sünneti olarak, imamın uygulamasi olarak da var, yani öyle lanse edildi. Iste bunlara dayanılıyordu ve bir kısmı bununla amel ediyordu. Peki, nasıl bir sonuç oraya cıktı? Ruhbanlık, zahitlik ve dünyadan el etek çekme adıyla sapık bir sınıf türedi. Bu dünyadan el etek çekme öyle bir sonuç doğuruyor ki; ilâhi nimetler ve memleket nimetleri gibi bütün nimetler züğürtlere, haylazlara, murdarlara ve gayri müslimlere kalıyor . Bu müslümanlar dünyadan el etek çektiklerinden, gayri müslimler dünyayı yağmaladığından, insanların alın yazısı ve geleceği, ekonomik gücü kendinde barındıranların elinde bulunduğundan; ister istemez Müslümanların insani ve fikri gelecekleri başkalarının inisiyatifinde olur.
Sayfa 31 - Fecr YayıneviKitabı okudu
Lütfen Okuyunuz !
Geçmişte de yoğun bir biçimde olduğu gibi bazen '' dünyadan yüz çevirme''den söz açılıyor. Şöyle ki: ''Dünya boştur, harcamalarımızı azaltmalı, aristokrasiden uzak durmalı, mümkün olduğu kadar sade yaşamalı. Eğer iki ev ile idare edebiliyorsan üçüncüsünü alma, eğer bir evle idare edebiliyorsan ikincisini alma, eğer üç takım elbise ile idare edebiliyorsan dördüncüsünü alma.'' gibi. Bunlar tekrar edilen rivayetlerdir. Hatta bunlar ayet olarak, peygamberin uygulaması ve sünneti olarak da var, yani öyle lanse ediliyordu ve bir kısmı bununla amel ediyordu. Peki,nasıl bir sonuç ortaya çıktı? Ruhbanlık, zahitlik ve dünyadan el etek çekme adıyla sapık bir sınıf türedi. Bu dünyadan el etek çekme öyle bir sonuç doğuruyor ki; ilahi nimetler ve memleket nimetleri gibi bütün nimetler züğürtlere, haylazlara, murdarlara ve gayri müslimlere kalıyor. Bu müslümanlar dünyadan el etek çektiklerinden, gayri müslimler dünyayı yağmaladığından, insanların alın yazısı ve geleceği, ekonomik gücü kendinde barındıranların elinde bulunduğundan; ister istemez Müslümanların insani ve fikri gelecekleri başkalarının inisiyatifinde olur.
Sayfa 31 - Fecr YayıneviKitabı okudu
Bu Müslümanlar dünyadan el etek çektiklerinden, gayri müslimler dünyayı yağmaladığından, insanların alın yazısı ve geleceği, ekonomik gücü kendinde barındıranların elinde bulunduğundan; ister istemez Müslümanların insani ve fikri gelecekleri başkalarının inisiyatifinde oluyor.
Gayri muslimler ve cennet
Sene 1960’ların sonu. Silopi o yılın Nisan ayında ilçe olmuştur. Silopi İlçe Kaymakamı, İlçe Jandarma Komutanı(Yüzbaşı), Hakimi, Savcısı ve Doktoru sohbet ederlerken mevzu elektriğe, oradan da Edison'a gelir. Kaymakam: “- Bana göre Edison'un yeri cennettir. Bak onun icat ettiği elektrik yolları evleri aydınlatıyor.” Hemen Yüzbaşı söz
Gâzâ ve İstimâlet Politikası
Gâzâ, sanıldığı gibi kontrol altına alınan bölgelerde halkı İslâmlaştırma amacına yönelik değildi. Gâzâ, darülislâmın egemenlik alanını genişletmeyi amaçlar (zor altında İslâmlaşmış olanları Osmanlı idaresi gerçek müslüman saymamış, onlara "ahriyan" adı altında müslümanlardan farklı bir statü vermiştir.) Kontrol altına alınmış bölgede yaşayan gayri-müslimler İslâm hukukunun tesbit ettiği kurallar altında bir statüye sahip olur ve bu kurallara saygı, bey ve her müslüman için dinî bir ödev kabul edilirdi.
Cihad
Ancak kendilerine Müslümanlık tebliğ ve teklif edilen gayri müslimler işi tatlılıkla halletmez de kavgaya ve harbe kalkışırlarsa bu sefer kendileri ile harp edilir. Çünkü Müslüman tehlikeden korunur. Fakat korkak olmaz. İşte İslâm'da cihat denilen vazife budur. Müslümanlar on dört asırdır bu mukaddes vazifeyi seve seve yapagelmişlerdir. İslâmiyet'i tebliğ uğrunda ekseriyetle harbe mecbur edilmiş ve Allah'ın inâyetiyle bu harplerden yüzde doksan dokuz muzaffer olarak çıkmışlardır. Bazen muvaffak olamadılarsa onun da sebep ve hikmetleri vardır.
Gayri müslimler Müslümanları adlandırırken nazik olma ihtiyacı duyduklarında “İslâmcı” diyorlar..
"Dinde zorlama yoktur" ayet-i celilesi gayri Müslimler içindir. Yoksa Müslüman bir ferdin Kâfir gibi yaşama hakkı yoktur!
Seyyid Kutup kimdir? Seyyit Kutup, Mısır’ın Asyut vilayetinin Muşa köyünde 1906 senesinde doğdu. İlk tahsilini doğduğu yerde yaptıktan sonra Kahire’ye gidip, orada ortaokul ve liseyi bitirdi. 1933 yılında mezun olduğu Darü’l Ûlum fakültesinde tarih, coğrafya, Arap edebiyatı, İngilizce, felsefe, sosyoloji gibi ilimler okudu. Müfettiş olarak vazife
Resim