Dîvân-ı Kebîr-i âlîlerinde münderic olan gazel-i Arabî şudur:
Ey Yemen âhûları arasındaki bir âhû, sen bedende benim gözüm ve rûhumsun! Ey yaşı küçük ve bedeni tâze, ey süt içmekten karîbu’l-ahd! Nâs indinde benim âşık olduğum sâbit oldu; şu kadar ki, aşkımın kime olduğunu bilmediler. Onun rûhu benim rûhum ve benim rûhum da onun rûhudur; bir bedende iki rûhun yaşadığını kim gördü? İster benimle sizin aramızı açın, ayırın, ister ulaştırın, kavuşturun; bence, sizden ne gelirse gelsin; iyidir, güzeldir! Ey Yûsufî yüzlü, Türk başlı, Deylemî saçlı, çenesi Rum ülkesi halkının çenesine benzeyen dost.
Dîvân-ı Kebîr, I, s. 566 (beyit: 14676 vd. [Füruzânfer neşri: 2127. gazel]). Tercüme için bk. Konuk, Mesnevî-i Şerîf Şerhi, III, s. 33-34; Can, Dîvân-ı Kebîr - Seçmeler–, III, s. 51; Dîvân-ı Kebîr (trc. Abdülbâki Gölpınarlı), IV, s. 287 (beyit: 2398 vd.).
Sâyem ziyâ vireydi gün gibi gökde aya
Bir gün mukârin olsam sen serv-i meh-likâya
(Sen ay yüzlü servi boylu güzele bir gün yakın olsam, gölgem güneş gibi gökteki aya ışık verirdi.)