Rüyamda ayın kağıttan olduğunu gördüm, kibrit yakıp ayı ateşe verdim. Gazete gibi alev aldı, damların üstüne yanan parçalar dökmeye başladı. Annem dükkandan çıkıp "Bu okyanus ister," dedi. Sonra uyandım. Eskiden artemisya tepelerinin olduğu yerden gelen okyanus seslerini duydum.
Sayfa 42
Kobay bağırsaklarının ve mutat tavşanın yan gözle incelenmesini bitirdiklerinde, bilginler artık yavaş yavaş günlük bilimsel yaşamlarının ikinci perdesine varabilmiş oluyorlardı, sigara molası. Tütün dumanı sayesinde çevredeki kokuşmuşluğu ve sıkıntıyı etkisiz hale getirme girişimi. İzmaritleri sıralaya sıralaya, saat beş sularında, bilginler nihayet iş gününün sonunu getirmeyi başarıyorlardı. O zaman kokuşmuş leşler usulca sallantıda duran etüvün içinde ılımaya terk ediliyordu. Octave, yani laborant, tam kıvamında pişmiş fasulyelerini kapıcıya yakalanmadan geçirebilmek için bir gazete kâğıdına sararak saklıyordu. Alavere dalavere. Gargan’a götürdüğü yemek hazırdı işte. Bilgin, yani hocası, deney defterinin bir köşesine bir iki not daha düşüyordu, çekinerek, ne olur ne olmaz diye, yakında sunacağı tavşan boku gibi bir bilimsel tebliğde kullanmak amacıyla, ıvır zıvır ama hocanın Enstitümdeki varlığına ve bunun içerdiği cüzi avantalara sahip olmasına gerekçe teşkil edecek nitelikte bu tebliğ, çok da vakit geçirmeden, kesinlikle yansız ve bilim aşkıyla dolu herhangi bir Akademi’nin karşısına çıkıp er geç katlanılması gereken bir angaryaydı.
Reklam
254 syf.
7/10 puan verdi
·
18 günde okudu
Jack London'ın Martın Eden'i yazdıktan sonra ki ikinci otobiyografisi olan bu kitapta çocukluk ve gençlik döneminde yaşadığı sıkıntıları ve çocukluğundan başlayıp ölümüne kadar geçen sürede içkiyle arasındaki diyaloğu ona bir insan sıfatı vererek "John Barleycorn" ismini vermiş. Denizcilik hayatının zorlukları ve denizcilerin içme alışkanlıklarını hayatlarını dile getirmiş. Yazar ayrıca yazarlığa giden yolun meşakkatli hâllerini kendi üzeriden dile getirmiş. "Benim içinde bulunduğum sıkıntı, yanımda bana öğüt verecek kimsenin olmayışıydı. Yazı yazmış ya da yazmaya çalışmış tek bir kişi bile tanımıyordum. Bir gazete muhabiri bile tanıdığım yoktu. Ayrıca, yazarlıkta başarılı olmak için, öğretmenlerin ve profesörlerin, lisede ve Üniversitede bana öğrettikleri her şeyi unutmam gerektiğini de fark ettim. Zamanında bu duruma çok öfkeleniyordum, ama bunu şimdi anlayabiliyorum. 1895-1896 yıllarında, başarılı yazı yazmanın yollarını bilmiyorlardı. Kitabın son 50 sayfası kendini tekrar eden bir sıkıcılık içerse de genel itibariyle okunmaya değer
Jack London
Jack London
Bir Alkoliğin Anıları
Bir Alkoliğin Anıları
Mert MUTLU
Mert MUTLU
Bir Alkoliğin Anıları
Bir Alkoliğin AnılarıJack London · Karbon Kitaplar · 20201,343 okunma
Benimle aynı yolun yoldaşı ama yıllar önce geçmiş
Benim içinde bulunduğum sıkıntı, yanımda bana öğüt verecek kimsenin olmayışıydı. Yazı yazmış ya da yazmaya çalışmış tek bir kişi bile tanımıyordum. Bir gazete muhabiri bile tanıdığım yoktu. Ayrıca, yazarlıkta başarılı olmak için, öğretmenlerin ve profesörlerin, lisede ve Üniversitede bana öğrettikleri her şeyi unutmam gerektiğini de fark ettim. Zamanında bu duruma çok öfkeleniyordum, ama bunu şimdi anlayabiliyorum. 1895-1896 yıllarında, başarılı yazı yazmanın yollarını bilmiyorlardı.
Sayfa 179 - Jack LondonKitabı okudu
Mutluluk Geçici Ama-Betül FIRAT yazdı.
İnsanlar olarak ne kadar karmaşık gözükse de bir o kadar basitizdir. Uçlarda yaşamıyorsak eğer içimizdeki fırtına da aynı düzeyde olabilir. Yeni Köşe yazım sizlerle dostlar 💐 🙏 😇 🤗 🧿 💜 👸🏻 💜 Link: kamumeb.net/m/mutluluk-geci... #betülfırat #köşeyazıları #köşeyazarı #köşe #deneme #gazete #kamumeb #edebiyat #yazmak #mavi
Yaşarken pek farkına varamadığımız, kendi dışımızdaki dünyadan bize ancak gazete başlıklarıyla ulaşabilen yıkımlar, savaşlar, buluşlar,hiç bitmeyen bir dönüşüm onca yılda yanımızdan geçip gitmiş. Sanki dünya da bizim gibi büyümüş ve sihrini kaybetmiş.
Reklam
1.000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.