Sokaktaki halkı heyecanlandırarak geçinen boş kafalı ve cahil bazı gazeteciler, gençliğin bu yeni tutkusunu kışkırtarak sömürme yoluna gitmişlerdi. Futbol için ayrıca köşe yazıları konulmuş ve sığır bacağı gibi güçlü bacakların meziyetlerinden uzun uzadıya bahsetmek artık gazetecilik sayılır olmuştu.
Şaşırmak ne güzel bir eylem. İnsan yaşı ilerledikçe şaşırma duygusunu yitiriyor. Hele olanı biteni kanıksadığını bir dünyadaysanız, şaşırma duygunuz iyice törpüleniyor. Biz ise yazdığımız herşeyi şaşırma hissimizi canlı tutmamıza borçluyuz. Zira, gazetecilik bunu gerektiriyor.
Reklam
"Ahlaki değerlerden yoksun, çıkar peşinde, demagog bir basın, zaman içinde kendi gibi bir halk yaratır." Joseph Pulitzer (Newyork da ilk gazetecilik okulunu kuran ve "Özgürlük Anıtı" nın dikilmesinde başrolü oynayan ünlü gazeteci)
Resimde ne kadar kan varsa gazetecilik dilinde o kadar şahane oluyordu o resim.
Yurt gezilerine çıkmadan önce sınava hazırlanır gibi hazırlanırdı. Konuşmalarını bizzat yazardı. Ezberlerdi. Kâğıttan okumazdı. Beş ayrı şehirde beş konuşma yapacaksa, beşinin de içeriği birbirinden farklı olurdu. Asla tekrara düşmezdi. Hiçbir yerdeki cümlesi, bir başka yerdeki cümlesine benzemezdi. Basına manşetlik cümleler verirdi. Slogan şeklinde, akılda kalıcı kelimeler seçerdi. Çünkü, gazetecilik yönü vardı.
Sayfa 295Kitabı okudu
Reklam
1,000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.