160 syf.
·
Not rated
·
Read in 5 days
Livaneli'den okuduğum ilk kitap huzursuzluk.Hikaye şöyle başlıyor.Gazetecilik yapan İbrahim ,Mardin'de yaşayan çocukluk arkadaşı Hüseyin'in ölüm haberini alır almaz ,ölüm sebebini araştırmak üzere harekete geçer.Ve öğrenir ki Çocukluk arkadaşı Hüseyin,varlıklı ve güzel nişanlısı Safiye'yi bırakmış ve IŞİD zulmüne maruz kalmış ,ezidi kızı Meleknaz'ın peşine düşmüştür.IŞİD tarafından öldürülmüştür ve son sözü şu olmuştur:"ben bir insandım".İbrahim bunları öğrendikten sonra daha da merak eder olup bitenleri.Ezidiliği,Meleknaz'ı,Hüseyin'in bu hallerinin altında yatan sebepleri.Livaneli Suriye'den Türkiye'ye IŞİD zulmü yüzünden gelen mültecileri ele alarak toplumsal konulara değinmiş. Kitap akıcıydı,beğenmedim diyemem ama çokta beğendiğimi söyleyemem. Belki İleride tekrar okurum.
Huzursuzluk
HuzursuzlukZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 2017100.5k okunma
Başlangıç
Gazetecilik, ticaret niteliğini aldıktan sonra, kendisine "müşteri" adı verilmesi daha doğru olan okuyucunun hoşuna gitmek çabasıyla gazeteler, yavaş yavaş sütunlarından "fikir"in bütün şekillerini süpürüp attılar. Hareket etmeyen güzel bir vücudu nasıl her taraftan yağ tabakaları kaplarsa, gazeteler de bir taraftan yiyecek ve içecek ilanları, diğer taraftan metni kovan resimlerin istilası altında kaldı.
Sayfa 13 - Akvaryum YayıneviKitabı okudu
Reklam
Tevatürlerin toplumda geri dönüşü olmayan menfi etkileri de olmakla birlikte,
Dedikodular genellikle yanlış davranışlar üzerine odaklanır. Günümüz basının ilk örneği sayılabilecek söylenti, toplumu bilgilendirerek insanları hilebazlardan ve asalaklardan koruyan gazetecilik faaliyeti gibiydi.
Sayfa 39
160 syf.
6/10 puan verdi
·
Read in 20 hours
Kitabın kapağına bakınca ya da ismini düşününce insan edebi ağırlıklı bir eser bekliyor. Fakat kitap edebi ağırlıgını geçtim bir arkadaşımla oturur konuşur konudan konuya atlar sonra da öylece birakıverdiğim sohbetlerden birini andırdı benim için. Konusuna bakarsak, İstanbul'da gazetecilik yapan İbrahim, çocukluk arkadaşının ölümünü öğrenmesiyle memleketi Mardin'e döner. Orada gerek eski arkadaşlarından gerek ölen dostunun ailesinden öğrendikleriyle bir araştırmaya başlar. Bu araştırma onu Yezidilerin tarihine ve onların yasadığı zulümlere götürür. Ölen arkadaşıyla bağlantısı olan başına binbir türlü iş gelmiş bu dine mensup kız, onun bir hayli dikkatini ceker ve onun peşine düşer. Kitap boyunca çok önemli konulara deginse de sanki neye elini atsa ondan vazgeçmiş, üstünkörü anlatmış gibi geldi. Yani tam Yezidilerle ilgili birçok sey ogreneceğim dediğim anda başka bir konuya atladı. Sonu da tatmin etmedi ayrıca kurgusal olarak da sevemedim. Güzel olan ne vardı derseniz her ne kadar üstünkörü anlatmış olsa da değindigi konular irdelenmeye değerdi. Örneğin doğu ve batı kültürü arasında sıkışıp kalmış bizler için yaşadığımız kimlik bunalımlari düşündürücüydü. Ya da insanın bir başka insana olan önyargısı ve bunun sonucunda tarih boyunca bir dine mensup kişilerin yanlış anlaşılıp zulme uğraması yine düşündürücüydü. Okuyabilirsiniz. Ama okumasanız da çok sey kaybetmezseniz bence.
Huzursuzluk
HuzursuzlukZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 2017100.5k okunma
160 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
Huzursuzluk Kitap İncelemesi
Uzun zamandır okumayı düşündüğüm Huzursukluk ile sonunda yollarımız çakıştı. Livaneli'nin en iyi kitaplarından biri olan Huzursuzluk sizlere toplumsal açıdan birçok şey katacak. Özellikle empati düzeyinizi fazlasıyla geliştirecek. Sözü fazla uzatmadan incelemeye geçelim. İncelemenin anlaşılır olması için bikac başlığa ayırmakta yarar görüyorum.
Huzursuzluk
HuzursuzlukZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 2017100.5k okunma
Modern zamanların ahlak tutumu (Kant"tan bu yana), bize görev ahlakı telakkisini aşılıyor. Görev ahlakının içinde bir şeyi kendi hatırı uğruna -yani başka hiçbir mülahazaya yer vermeksizin- o işi salt kendi hatırı uğruna gerçekleştirmeyi eylemelerimizin önüne koyuyor. Erdemli olma, o işi salt kendi hatırı uğruna işlemeyi öngörmektedir. Görevi yerine getirme, her türlü pratik gerekçelerin dışında ve üstünde sayılmaktadır. Oysa farklı bir erdem anlayışı yapılması gerekenden daha fazlasını yapma imkânını önümüze getiriyor. Diyor ki, sen görev ahlakıyla yapman gerekeni yapabilirsin, böyle yaptığın için kimseden kınama da görmezsin. Fakat yapman gerekenden daha fazlasını yapma imkânı her zaman sana verilmiştir. Yapman gerekenden daha fazlası bir insanın hayatını kurtarmaktır… İşte bu durum, bize İslam ahlakında öngörülen takva kavramını getiriyor. Zikrettiğimiz örneklerden hareketle gazetecilik başarısına da, köprü parmaklığına takılı kalmış kazazedeye de bu açıdan bakıp kararı kendiniz vereceksiniz. Salt görev duygusuyla mı yetinmek isterdiniz; insani mülahazaları da dikkate alarak mı karar verirdiniz?
Rasim OzdenorenKitabı okudu
Reklam
1,000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.