Hiçliğin öğrenilerek tecrübe edilmesi, bizim için üze­ri örtülü bir şekilde gerçekleşir, çünkü baskın olan dü­ şünce şekilleri ve öğrenme teorilerine göre öğrenme esas olarak dışarıdan yönlendirilen bir süreçtir. Genel kanıya göre öğrenme, kendini şu veya bu şartlar altında, dışarıdan gelen uyarım koşullarına (stimulus) maruz bı­ rakmak suretiyle gerçekleşir. Öğrenmenin çevreye olumlu yaklaşım sonucunda anlam kazanan duygular vasıtasıyla gibi farklı bir biçimde gerçekleştiğini düşün­ mek, bugünün genel düşünce sistemine çok uzak bir yaklaşımdır. Ama bakış açımızı değiştirip öğrenmeyi, bir canlının çevresiyle olan bağlantısının ona zorla kabul ettirildiği mekanik bir süreç olarak değil, birbirine uyan parçaların iç içe geçmesi, birbirine bağlanması, ağ oluş­ turması olarak ele alırsak, o zaman öğrenme sadece bir uyarım koşuluna bağlı bir tepki olmaktan çıkar. Öğren­ me, tepkiyi doğuran uygun uyarımın yanı sıra tepkiyi (ve temelinde yatan gereksinimleri) aramaktır; dıştan yönlendirilen bir süreç olarak sınırlanmaz, birbirine geç­ miş bağlantılardan oluşan bir ağ haline gelir
Geç-me-miş
Aşk mektupları elbette yakılmalı, geçmiş en soylu yakacaktır.
Reklam
geç-me-miş kültür
Maziyi unutturmak için tarih ve dil değiştirildi. Hâlbuki geçmiş olmaksızın millî bir kültür ve estetik inşa edilemez.
Halide Edip AdıvarKitabı okudu
geç(me)miş zaman
Hâtıralarınla vîrandı içim; kuşlar kanatıyordu gönlümü
Sayfa 45 - TimaşKitabı okudu
aklaşık 2500 yıl önce, bugünkü Nepal’de, Himalayala- rın eteklerinde muhteşem bir sarayda yaşayan kralın bir oğlu olacakmış. Kralın bir fikri varmış: Çocuğu kusursuz yetiştirecekmiş. Çocuk bir an bile ıstırap çekmesin istiyormuş, her ihtiyacı, arzusu hemen yerine getirilecekmiş. Kral sarayın çevresine yüksek duvarlar ördürerek prensin
Reklam
BU lanık camda gör ür sün ken di ni: çıplak. Geç iş siz. Kaypak. Gör ül me miş. Görmemişsindir. Geçmemişsindir.
Sayfa 51 - Metis yayınlarıKitabı okudu
Bütün Alıntılar
Aslan payı VAKTİYLE ORMANIN BİRİNDE, hayvanlar iş bölü- mü yapmışlar. Bundan sonra bir ekip ava gidecek, bir ekip de kralları olan aslanın hizmetine bakacakmış. Bir gün avcılar büyücek bir ceylanı avlayıp getirmişler. Kral aslanın huzurunda, kaplan, kurt, tilki, çakal cümle et yiyici, halka olup ceylanı da, ortaya uzatmış­ lar. Aslan
Geç(me)miş
“Geliyor diyebilseydim penceremden esen rüzgâr gibi... Yahut ağaçları depreştirerek geliyor diyebilseydim. Baştan başa yana yakıla geliyor, mevsimleri aşarcasına...” - Esma YENER
“—Reenkarnasyon gerçek ise sanırım önceki hayatımda Selim Işık idim veya Oğuz Atay insan bu kadar kendini bulamaz he bir sayfasında biliyorum çok sayfa çok fazla çizilmiş yer ama her bir kelime o kadar güzel ki” Bendeki başkalaşma, gelişme biçi- minde olmuyor. Olduğum gibi kaldım ben. Aptallar gibi büyümedim. Biraz ağırlığım arttı
Reklam
Hiç geçmeyen olgu... "Geç(me) miş"...
"Allah sana uzun ömür versin, Şakrun," dedi Arif, tatlılıkla. "O dua, hayatın bir değerinin olduğu zamanlarda kıymetliydi" diye bağırdı Şakrun.
Sayfa 388 - Kırmızı Kedi YayınlarıKitabı okudu
Geç(me)miş
Sonuç olarak anılar, geçmişimizi canlı ve küt küt atan damarlar ağı gibi öyle sarmıştı ki,ha deyince arkada bırakılmıyordu işte.
Sayfa 10 - Pinhan YayınlarıKitabı okudu