Cahit Sıtkı, Türk Edebiyatında ölümün ve hüznün şairidir.Bazı şairler vardır,yalnızlardır paylaşılmaz,ölümün en melankolik halini yaşatırlar bize işte Cahit Sıtkı,onlardan biridir.Bir kapıyı açmak kadar kolaydır ölüm.Oysa bizim "Alıştığımız bir şeydi yaşamak!" Ve zamanla yaşamımızın sınırlı oluşundandı o hiç bitmeyen sancı.
Cahit insanoğlundan beklediği her şeyi,şiirlerden de beklemiştir. "Yaş Otuz Beş yolun yarısı eder,Dante gibi ortasındayız ömrün, son mısralardan Uyudun,uyanamadın olacak." der.Ölümün her anını hissederek yaşatır bize, "Kapımı çalıp durma ölüm, Açmam; Ben ölecek adam değilim" der.Kapıdan beklediği ölüm 46 yaşında pencereden gelir ve onu alıp götürür.
Her şiirlerinde kendi hayal dünyası hissederiz. Uykusuz geceler eşliğinde aynalar her yerde, Hatıralar; cama vurmayın,baştan kurmayın, sönüp veya dönüp durmayın hatıralar.. Gece bir sebep değil belki bir neticedir..
"Aklım fikrim o güzelde" der bize saplantı şiiriyle Desem Ki.. şiiriyle sanki daha güzel aşk anlatılamaz gibi.. Abbas ile Al getir sevgiliyi Beşiktaş'tan, yaşamak istiyorum gençliği yeni baştan der..
Genel olarak şiirlerinde masal motifleri,vatan ve millet sevgisi geçer.Memleketim isterim der cahit,
"Atatürk'üm ben ölecek adam değildim der.";Atatürk için..
Yaşadığı dönemi pek çok şiirinde de çok güzel yansıtmıştır..
Ölüm, onu erken alsa da iyi ki var olmuş, güzel insan.
Otuz Beş YaşCahit Sıtkı Tarancı · Can Yayınları · 202011,4bin okunma
Gece Bir Neticedir
Renkler çekildi işte simsiyah bir saraya
Birbirine müsavi artık her şey: Gecedir.
Geldi minarelerle kuyular bir hizaya;
Ya her şey dev gibidir, yahut her şey cücedir,.
Bir sular hücumudur ansızın hafızaya
Bu, başlayan, belki de biten bir işkencedir.
Kafalar ayna gibi şimdi bir muammaya
Bu, içinden çıkılmaz bir müthiş bilmecedir.
Korku bir kokudur ki karışmış bu havaya,
Ve sükut bir çığ gibi büyüyen düşüncedir.
Şimdi her kımıldanış usulca, sessizcedir.
Bir torba tutmuş gibi boşlukta bir el güya
Gülen, ağlayan başlar düştü aynı torbaya,
Gece bir sebep değil belki bir neticedir.
Cahit Sıtkı TARANCI
Renkler çekildi işte simsiyah bir saraya;
Birbirine müsavi artık her şey: Gecedir.
Geldi minarelerle kuyular bir hizaya;
Ya her şey dev gibidir, yahut her şey cücedir.
Bir sular hücumudur ansızın hafızaya;
Bu, başlıyan, belki de biten bir işkencedir.
Kafalar ayna gibi şimdi bir muammaya;
Bu, içinden çıkılmaz bir müthiş bilmecedir.
Korku bir kokudur ki karışmış bu havaya;
Ve sükût bir çığ gibi büyüyen düşüncedir.
Şimdi her kımıldanış usulca, sessizcedir.
Bir torba tutmuş gibi boşlukta bir el güya,
Gülen, ağlıyan başlar düştü aynı torbaya;
Gece bir sebep değil, belki bir neticedir.