İnsan her zaman göremediği ve işitemediği, düşünemediği bir şeye âşıktır. Gece gündüz onu arar ve ister.
Ben o görmediğim kimsenin kuluyum, insan gördüğü ve anladığı şeyden sıkılır, usanır ve kaçar.
Sayfa 149Kitabı okudu
Ondördüncü Fasıl
"Gece uzundur onu uyku ile kısaltma, gündüz parlaktır onu günahlarınla karartma."
Sayfa 100Kitabı okudu
Peygamber (ona selam olsun): “ Gece uzundur onu uyku ile kısaltma; gündüz parlaktır, onu günahlarınla karartma”
Akıl demek, kavranılmaz olmasına rağmen Yüce Allah'ı kavramak için gece gündüz durmadan tefekkür, gayret ve girişimlerle meşgul olmak ve bu hususu kendine dert edinmek demektir.
Gece uzundur, sen onu uykunla kısaltma!
Gündüz parlaktır, günahlarınla soldurma!
Sayfa 94 - Sufi KitapKitabı okudu
Gece uykuda, gündüz işdesin.
Sen hiçbir vakit bedenle değilsin.
Sen bir vadidesin, beden bir vadide.
Bu beden çok büyük bir şaşırtmacadır.
İnsan sanar ki beden ölünce kendi de ölür-gider.
Senin bedenle ne alakan var?
Sayfa 57 - H Yayınları 1. Baskı Aralık 2022
On dördüncü fasıl
Peygamber (Ona selam olsun) :"Gece uzundur onu uyku ile kısaltma; gündüz parlaktır, onu günahlarınla karartma" dedi.
13. BÖLÜM- Tanrı rahmet etsin, esenlikler versin, Peygamber dedi ki: "Gece uzundur, uykunla kısaltma onu; gündüz ışıtır; suçlarınla bulandırma, karartma onu."
İnsanoğlu daima görmediği, işitmediği ve anlamadığına tutkundur, gece ve gündüz hep onu arzulayıp arar.
Hazreti Mevlânâ, (yine) Fihi Mâ Fih eserinde şunu da anlatır:
"Allah ile kul arasında öncelikle iki büyük perde vardır. Sağlık ve servet... Sağlıklı kişi Allah'ı unutur. Fakat hastalanıp ağrıya tutulduğunda "Ya Allah! Ya Allah!" diye inlemeye başlar. Artık kurduğu her cümle Allah'a dönüktür. İçini sürekli Allah'a döker. Demek ki sağlık onun için bir perdeymiş. Allah (o kişi için) o acı ve sıkıntıların arkasında gizliymiş. İnsan, mal mülk sahibi olunca da Allah'ı unutur. Arzularını tatmin etmenin peşine düşer, gece gündüz o işle uğraşır. Fakat imkânlar elinden gidip sefalete düştüğünde acziyetini anlar, Allah'a yönelir ve O'ndan medet ister. 'Bana Seni getiren âcizlik ve sefalettir, âciz ve sefil bir kulunum ben Sen'in.' diye inlemeye başlar. Allah Firavun'a yüzlerce sene boyunca server ve saltanat verdi. Bütün bunlar onu Allah'tan uzaklaştıran birer perdeydi. Allah'ı hatırlayıp anmasın diye bir gün olsun ona elem tattırılmadı."
Sayfa 209Kitabı okudu
“İnsan görmediği ve işitmediği ve anlamadığı şeyin talib ve aşığıdır; ve gece ve gündüz onu arar durur. Ben görmediğimin bendesiyim.”
Kulla Allah arasında perde, ancak şu iki şeydir; öbür perdelerin hepsi de bu ikisinden meydana gelir: Sağlık, mal. Bedeni sağ-esen olan kişi. Allah nerde der, görmüyorum ki. Fakat bir ağrıya, bir sızıya uğradı, Hastalandı mı, yâ Allah, yâ Allah demeye koyulur; Allah'la sırdaş olur, söyleşir. Gördün ya, demek ki sağlık, perdedir ona; Allah, o derdin altında gizliymiş. İnsanın malı-mülkü oldukça dileklerinin sebeplerini hazırlar; gece-gündüz onunla oyalanır. Yoksullaşmaya başladı mı, nefis de arıklaşır; Allah çevresinde çizginmeye koyulur.
Herkesi sev de boyuna güllükte gülistanlıkta yaşa. Herkesi düşman bilirsen düşmanların hayalleri gelir gözünün önüne; gece gündüz dikenliklerde, yılanların bulunduğu yerlerde gezip dolaşırsın âdeta.
Erenler, herkesi severler, iyi görürler ya; bunu başkaları için yapmazlar, kendileri için bu işe girişmişlerdir; kötü, tiksinilen bir hayal görmemek isterler. Madem ki şu dünya da insanları anmaktan, hayallerini görmekten kaçınmaya imkân yok; nefret edilen bir kötülük, yollarını kesmesin diye anışlarının da, hatırlayışlarının da hep sevimli, hep güzel olmasına çalışırlar.
الليل طويل فلا تقصره بمنامك ... والنهار مضيء فلا تكدره بآثامك
"Gece uzundur, onu uykun ile kısaltma;
Gündüz aydınlıktır, onu günahların ile karartma"
İnsan görmediği, işitmediği ve anlamadığı şeye her zaman âşıktır. Gece ve gündüz onu ister. "Görmediğimin kölesiyim." Anladığından ve gördüğünden bıkar ve kaçar. Felsefecilerin -Hakk'ı- görmeyi inkâr edişleri bu yüzdendir. "Zira görünce doyabilir ve bıkabilirsin, bu da münasip değildir." derler. Sünnîler, "-Bu durum- tek renk olduğunda olur. Çünkü her anda yüzlerce renk/durum görünür."derler.
