Bitmeyen bir ağrıdır zonklar şakaklarımda
Gece gündüz aklımda birisi var, sen misin
Kâh bir damla yaş olan solgun yanaklarımda,
Kâh dağlardan içime esen rüzgâr sen misin?
...
Sayfa 40 - Ümit Yaşar Yayınları, 1. Baskı, Ekim 1969.
Sen uykusuzluk nedir bilir misin
Tırnaklarınla yastığını parçaladın mı
Gözlerini tavana dikip
Düşündüğün oldu mu bütün gece
Ve bütün bir gün
Belki gelir ümidiyle bekledin mi hiç
Gelmeyince
Seni aramayınca
Ölesiye ağladın mı
Sonra çekilip en koyusuna yalnızlıkların
Ona ait ne varsa
Bir bir hatırladın mı
O gece gökteki yıldızlar titreşip yanıyor, Ötüken'den gelen sert bir rüzgar ciğerlere dolup taşıyordu.
Kür Şad'ın evinde toplantı vardı..
Kür Şad’la Bögü Alp, güvendikleri Türk beğlerinden birkaçını çağırmışlardı. Aldıkları buyruk gereğince yayan olarak geliyorlardı. Önce iri Yamtar, arkasından Yağmur'la
Apartmanın girişindeki lambayı sen mi kırdın Bülent?”
“Hangisini?”
“Otomatik yanan, sensörlü lamba.”
“Hayır.”
“Komşu görmüş, yalan söyleme. Süpürge sapıyla kırmışsın dün gece.”
Önüme baktım.
“Neden kırdın?”
Cevap yok.
“Hasta mısın evladım? Söyle bana, neyin var, neden kırdın lambayı, yapma böyle…”
“Kırdımsa kırdım, ne olacak! Çok mu değerliymiş?”
“Lamba senden değerli mi evladım, lambanın amına koyayım, lamba kim? Yöneticiye de dedim. Lambanızı sikeyim, kaç paraysa veririz. Sen değerlisin benim için.”
“Beni görünce yanmıyordu baba.”
“Nasıl ya?”
“Görmezden geliyordu, yanmıyordu. Kaç sefer yok saydı beni.”
“E beni görünce de yanmıyordu bazen, böyle el sallayacaksın havaya doğru, o zaman yanıyor.”
“Hadi ya! Sahiden mi?”
“Evet. Ucuzundan takmışlar. Bizimle bir alakası yok.”
Babama sarıldım yıllar sonra.
Çaresiz falan değilsin sen. Şımarıksın sadece. Çaresizlik nedir gerçekte biliyor musun ? Kimdir biliyor musun aslında çaresiz ? 800 lira maaş alıp 300 liralık gaz faturasını ödeyemediği için kendini asan babadır çaresiz. Öpe koklaya askere uğurladığı oğlunun tabutuna sarılıp aklını kaybeden annedir çaresiz. On yaşından beri kendi evinde her gece tecavüze uğrayan ve daha fazla dayanamadığı için evden kaçmaya yeltendiğinin gecesi otogarda namus cinayetine kurban giden kızdır çaresiz. Koca dayağından bunalıp baba evine sığındığında babası ve abileri tarafından çocuklarının gözü önünde öldüresiye dövülen kadındır çaresiz. Torunu yaşında çocuklara titrek elleriyle kağıt mendil satmaya çalışırken kalp krizi geçiren ve bir saat ambulans gelmesini bekledikten sonra ağzı köpürerek ölen seksen yaşındaki dededir çaresiz...
Çaresizmiş.
Sevmek başka, yaşamak başka güzel
Hele düşünebilmek; harikulade
Ey sevgi! Gönlüme gülüşlerle gel
Mevsimler başıboş, kuşlar azade
Bu aşk, bu teselli ömrüme bedel
Hürriyet’.. Hürriyet’.. Eşsiz ifade
Mevsimler başıboş,kuşlar azade
Seviyorum düşünen insanları
Aşığım hayalimdeki resme
Gece,temiz gece olunca yarı
Serin sular serpiliyor içime
Hatırlıyorum geçen zamanları
Ve bakarken odamdaki takvime
Serin sular serpiliyor içime
Nasıl sevmem? Yıllardır saklıyor
En güzel hatıralarımı albüm
Rengarenk hatıralar, al ,yeşil, mor
Tutuş ,sevincinden ağlayan gönlüm
Dünyaya gelmek de, yaşamak da zor
Fakat kolay değil herhalde ölüm
Tutuş, sevincinden ağlayan gönlüm
Söyle kalbim; bir sen misin kimsesiz
...
Seni bir yıldız gibi koyacağım göklere
Her gece ışığını ruhumdan alacaksın
Aldanma gururunu okşayan çiçeklere
En güzel güllerini ruhumla alacaksın
Sen hala anlamadın sevginin en hasını
Sen hala çözemedin ırmağın dünyasını
O, coşkun bir denizin sularına yürürken
Sen hasta bir çeşmeden doldurmuşsun tasını
Gittiği her iklime sevdanı götürürken
Burası dünya ve biz artık çok sıkıldık.
Oyun bitti, zifiri karanlıkta belalar uçuşuyor
Dünyanın yalanları, uçakları ve bombaları arasında solup giden ömrümüzü
Kuşa çeviren yasalardan, yönetmeliklerden, nizamnamelerden sıkıldık
Telefon seslerinden, akıp giden televizyon görüntülerinden,
bilgisayar tıkırtılarından, gazete hışırtılarından
Alıp
ELLERİMİZİN BÜYÜK BOŞLUĞU
Burası dünya ve biz artık çok sıkıldık.
Alıp başımızı sana gelmek istiyoruz
Sana gelmek, orada kalmak istiyoruz
Çok unuttuk hatırlamak istiyoruz
Başımızın okşanmasını, gözyaşımızın silinmesini, kolumuza girilmesini istiyoruz
Yağmurunu ve meleklerini yeniden istiyoruz
Rüzgârın sesini, ırmağın sesini,
Dağların dağ,