Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
İkisi de susuyordu şimdi. Mete, içmeyi unuttuğu soğumuş çayına şeker atıp karıştırıyordu. İnanılmaz bir haz almıştı bu hareketten ve istemsizce gülümsüyordu. Karıştırmaya devam ediyor, kaşığı bastırıyor, gülümsüyordu. Şekerin eridiğini görüyor, bir insanı düşünüyor ve ateşe atılmış bir insanı eritiyordu. Mete, ruhunda bastırdığı duyguları gün yüzüne çıkarmıştı, mahkum uyanmıştı. Umay ani bir hareketle yüzüğü cebine koydu. Duruşunu bozmadan gözlerini kaldırdı ve rahatsız olmuş bir sesle, "Mete ne yapıyorsun? O çay soğudu artık. Şununla oynamayı keser misin? Kendine yeni bir çay söyle ya da elindeki kaşığı bırak, sinirlerimi bozuyor." Tereddüt içerisinde elindeki kaşığı bırakarak sordu, "Neden bu kadar ciddisin Umay, neden? Baksana şeker eridi. Bir bütündü, eridi fakat yok olmadı. İnsanlar da böyledir işte. Ne kadar acı çekerlerse çeksinler acıdan dolayı ölmezler . Daha görülmüş bir şey değildir. Sınırı vardır acı çekmenin, aynı hayal kurmak gibi. Bir düşün; bildiğin, gördüğün kadarının hayalini kurarsın, ötesine istesen de geçemezsin. Bunun için bilmek gerekir. Acı da böyledir daha fazlasını alamazsın. Soğumuş çaya da bu oldu, şekeri yok edemedi çünkü doymuştu. İnsan ne zaman büyür biliyor musun? Gündüz ve gece kavramını ayırt edemediği zaman, olduğu andan kopmaya başladığı zaman. Ânı yaşayamayan insan büyüyen insandır.
Sayfa 75 - fihristKitabı okuyor
Giacometti'nin heykelleri ölmüş bir çağa ait gibi; sanki zamanla gece onları hünerle yontarak, o hem okşayıcı hem de sert geçen sonsuzluk görünümünü vermek için aşındırdıktan sonra bulunmuş bunlar. Ya da fırından çıkmışlar, korkunç bir pişirimin kalıntıları olarak: Ateş sönünce böyle bir şey kalıyor demek.
Reklam
69 syf.
10/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Olağanüstü Bir Gece-İnceleme
" Bir kez kendini bulmuş olan kişinin, bu yeryüzünde yitirecek bir şeyi yoktur artık. Ve bir kez kendi içindeki insanı anlamış olan bütün insanları anlar." Yazar kitabının son cümlesini bu şekilde bitirmiş, o kadar sevdim ki bu anlatımı. Ve fazlasıyla da katıldım. Buradaki karakterin kendini bulma sürecini özetler nitelikte olmuş zaten bu cümle. Seçkin bir burjuva olarak rahat ve tasasız varoluşunu sürdürürken, hayatında bir heyecan olmadığı, her şey monoton olduğu için giderek duyarsızlaşan bir adamın, kendini bulmasına yardımcı olan kendi deyimiyle olağanüstü bir gecenin hikayesini anlatıyor, sohbet havasında, akıcı, merak uyandırıcı bir şekilde ilerliyor, öyle ki bir an önce olaya gelsin istiyorsunuz acaba ne olmuş diye düşünüyorsunuz. Sıradan bir pazar günü, sırf meraktan gittiği at yarışında bir kadının dikkatini çekmesiyle onunla tuhaf bir çekişmeye girer, sonrasında kadının kocasının gelip aldığı kartları yere düşürmesiyle bir kart kendi ayağının altında kalır, tesadüf ki o karttaki at yarışı kazanır ve eline toplu bir para geçer, burada iç hesaplaşma sorgulama, atın kazanacak mı acaba diye merakla beklemesi, o an ki heyecanı, kendini yeniden diri hissetmesi, bu yarışa devam etmesine neden olur ama işlediği suçtan da utanç duyar, daha sonra yolunda giderken üç genç, adamı soymaya çalışır tüm sürecin farkında olan adam, hem gençlere hem de diğer yardıma ihtiyacı olduğunu düşündüğü herkese suç işleyerek kazandığı paraları dağıtır ve dağıttıkça mutlu olur, sonrasında yine iç hesaplaşma. Eğer böyle düşünme ve söyleşi tarzında eserleri seviyorsanız bence bu kitaba da bir şans vermelisiniz.
Olağanüstü Bir Gece
Olağanüstü Bir GeceStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2023143,5bin okunma
"Emin misin? Çünkü içini kendi aletime saklıyo- rum. Kendimi tutmam zor olacak, ama yapabilirim. Peki ya sen?" diye sordu bacaklarının arasına ateşli ve ıslak bir öpücük kondurarak. Julia inleyerek ileri geri hareket etmeye başladı. "Evet, dilin muhteşem şeyler yapıyor bana." "Benim yöntemimle yapmalısın Julia."
Sayfa 39
Doktorla hasta arasındaki iletişim, özellikle hasta duygularını doktora aktarmışsa ya da doktorla bilinçdışı bir özdeşleşmesi varsa, parapsikolojik olaylara yol açabilir. Bu durumla sık karşılaştım. Psikojenik bir bunalımdan çıkardığım bir hastayla ilgili etkileyici bir vaka vardı. Evine döndü ve evlendi. Karısını ilk gördüğümde rahatsız olmuş ve
EFELYA'dan... ........ Elif, Ferhat'ı daha yakından tanımak için, çocukluğuna dair hatıralarını anlatmasını istedi ondan; sonra sesine bir avuç fesleğen katıp: “Dur, önce anneni anlat, çok merak ediyorum, yaşıyor değil mi?” “Yaşıyor değil mi?” cümlesiyle Ferhat birdenbire dağılmıştı. “Hayır, yaşamıyor; çocukken kaybettim
Reklam
282 syf.
10/10 puan verdi
·
10 saatte okudu
"Yaşayamadığımız hayatların yasını tutmak kolay. Başka yeteneklerimizi geliştirmiş, bazı teklifleri kabul etmiş olmayı dilemek kolay. Daha çok çalışmış, sevmeyi daha iyi becermiş, paramızı daha iyi idare etmiş, daha popüler biri olmuş, o gruptan ayrılmamış, Avustralya'ya gitmiş, kahve teklifini reddetmemiş ve daha çok yoga yapmış olmayı
Gece Yarısı Kütüphanesi
Gece Yarısı KütüphanesiMatt Haig · Domingo Yayınevi · 202154,5bin okunma
256 syf.
9/10 puan verdi
Somalide dünyaya gelmiş bir kadın. Tam bir amazon kadını. Hayvanları otlatmak, su bulmak ve daha bir çok zor işi kendi başına halledebilen bir kadın. Tüm bu zorluklara rağmen şikayet etmeden ailesi tarafından ona verilen her işi yapıyor. Bir gün ablasının başına korkunç bir şey geliyor. Aynısının ona da yapılacağını duyunca çok korkuyor. Ama kaçış olmadığını bilerek kaderine teslim oluyor ve sünnet ediliyor. Kadın sünneti dedikleri anestezi kullanmadan genital bölgedeki klitoris in kesilmesi ve yine ilkel yöntemlerle vajinanın dikilmesi. Kanama olduğu süre içerisinde yalnızlığa, çölün ortasına terk edilen çocuk yaşta kızlar düşünün. Çektikleri acı ve sonrasında yaşadıkları komplikasyonlar. Hayatta kalsalar bile yarım kadın olarak yaşamaları gerekiyor.. Waris sünnet edilmesine rağmen ailesiyle yaşamaya devam ediyor. Bir gün babası gelip onu yaşlı bir adamla evlendireceğini söyleyene kadar. O zaman Waris bir gece evden kaçıyor. Bütün çölü koşarak geçiyor. Ve özgürlüğüne doğru ilk adımı atıyor. Bundan sonraki hayatı çok zorlu geçiyor. Ama bütün bunların sonunda istediği gibi bir Model oluyor. • Somali ve farklı Afrika ülkelerinde hala uygulanmakta olan korkunç işlem; kadın sünneti. Waris bu sünnet olmuş kadınlardan biri. Ama sonrasında hayatını nasıl devam ettireceğini kendi seçiyor.. Bir kadın olarak bütün dünyaya karşı tek başına savaşıyor. Mücadelesi ve yaşadıkları mutlaka okunmalı, keyifli okumalar
Çöl Çiçeği
Çöl ÇiçeğiWaris Dirie · Bilge Kültür Sanat Yayınları · 20142,830 okunma
Akrep Ateşi
Babam hikâyeyi şöyle anlatırdı: Çok ama çok uzun zaman önce, Baltoro vadilerinin derinliklerinde bir akrep yaşarmış. Bu akrep hayatta kalmak için minicik böcekleri öldürüp yiyormuş. Günlerden bir gün bu akrep, bir gelincik tarafından yakalanmış. Akrep tüm gayretiyle kaçmaya çalışsa da gelincik onu yemenin eşiğindeymiş. Akrep tam yeneceği sırada bir kuyunun içine düşüvermiş. Kuyu çok derin olduğundan akrep bir türlü yukarı çıkarmamış. Boğulacağından emin olup son duasını etmeye başlamış: 'Ömrüm boyunca kaç canlıyı öldürdüm hatırlamıyorum bile ama bu sefer yakalanan ben oldum ve can havliyle kaçmaya çalıştım. Gel gör ki şimdi ne haldeyim! Hayattaki her şey gerçekten de muallak. Neden kendi bedenimi sorgusuz sualsiz o gelinciğe teslim etmedim ki? Öyle yapsaydım, belki de gelincik ömrünü bir gün uzatmış olurdu. Ne olur, Tanrım, kalbimi oku. Bir sonraki yaşantımı böyle çöpe atmama engel ol. Onun yerine bu bedeni herkesin mutluluğu için kullan. Duasını bitiren akrep bir süre sonra bedeninin alev aldığına, gecenin karanlığında gözalıcı bir ateşe dönüştüğüne şahit olmuş. İşte babam der ki o ateş şimdi bile yanmakta. Oradaki ateşin bu akrep olduğundan eminim."
Sayfa 69 - İthaki yayınlarıKitabı okudu
Aliya İzzetbegoviç'in Türklere Yazdığı Mektup
"Merhaba efendim, ben Aliya. Aliya İzzetbegoviç. Bosna-Hersek'in cumhurbaşkanıyım. Sizi Devlet-i Aliyye'nin en güzel şehirlerinden birinden, Bosna Sarayı'ndan, sizin daha sık kullandığınız haliyle Saraybosna'dan selamlıyorum. Bu kısacık sohbetimizde, parçası olduğumuz Avrupa'dan, Avrupa'nın ve Batı'nın
Reklam
123 syf.
10/10 puan verdi
İkiye ayrılalım vakti, sevdaya ve aşka dair yaşanan vakit, ve yaşanmamış vakit, sükun bulurken kelimeler dudaklarımızda, anlamlı bakışlar anlatsın heyecanımızı, kalbimizin boşluklarını dolduralım durmadan haydi sevgilim, şimdi güneşi uyandıralım, gece bitti şimdi sabah vakti. Söyleyecek çok da şey yok aslında okuyun derim. Güzel ve anlamlı bir hatırlatıcı olmuş kitap.
Hasan En Nedvi
Hasan En NedviFerhat Özbadem · Festival Yayıncılık · 201738 okunma
19.04.2024
Bu gece içtiğim kaçıncı kahve saymadım. Pek de kahve sevmem aslında. Ama nedense bugün hem kahve hem de sigara ihtiyacım varmış gibi hissettim. İhtiyacımı fazlasıyla aldım galiba. Kahvenin tadından mı olsa uykusuz kalmak istediğimden mi olsa pek anlam veremedim. Ama nedense tadı bir cazip geldi. Bilirsin çay severim ben. Demlediğin zaman bile taa
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.