İrfan Tözüm'e ait 1988 yapımı, iki erkeğin 'kantarın ayarını kaçırdıkları' dostluklarının anlatıldığı Melodram, Eser Zorlu'nun 1989'da çektiği ve bir ceza avukatının eşcinsel oğluyla çatışmalarına dayandırılan Acılar Paylaşılmaz bir yana ayrılırsa Türk sineması eşcinselliği ya suya sabuna dokunmayan, ya illa bir tecavüze indirgenen öyküleriyle ya da çocukken aileden ilgi görmemek, şefkatsizlik vs. gibi yüzeysel savunularıyla, düzcinsel akılla aklamaya, mazur görmeye çalışır. Ülkedeki cuntanın yarattığı korku, tedirginlik, cehaletin süreğenliği, aydınlanmayı ret, hâlâ revaçtadır.
Dönersen Islık Çal, Gece Melek ve Bizim Çocuklar, Lola+Bilidikid, Ferzan Özpetek sineması, Çağan Irmak sineması, Ağır Roman, Zenne günümüze dek uzanan çizgisinde Türk sinemasının ezberletilen kuralları zorlayan örneklerinden sayılabilir. Nedir farklılıkları?
Bu bireylerin bir tercihle hareket etmediklerini, hissettikleri ruhsal-bedensel farklılığın hastalığa dayanmadığını, karşı karşıya oldukları toplumsal baskıları anlatabilme cesaretini göstermeleridir. Yine de çoğunluğu düzcinsel dünyanın öyküsü içinde yan öykülere sahiptirler. Ya da diğer insanlarla çatışmaları, hayatta kalma mücadeleleri objektif olmak adına perdeye taşınırken bir ödev bilincinin, demokrat bir bakış açısının taraftarlığını üstlenir.
Sıradan bir eşcinsel, trans değildir. Hep acı, mutsuzluk vardır hayatlarında ve kendi aralarındaki o muhteşem keyifli, özgür, eşitlikçi yaşantıları atlanır, yok sayılır; çünkü bu konuya 'dikkat çekmek' hâlâ tehditkârdır.