Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bazı gece yarıları uyanır, beni, kendisini seyrederken bulurdu. Yüzümü okşar, burnumu oynatır ya da göğsüme sokulur, yine uyurdu. İçim büyür, içimde dolunay olur, önünden ince bir bulut geçer, bedenim manzaraya dar gelir, burun direğim sızlardı. Usulca kalkar, pencerede bir sigara içerdim. Saray uyur, burnu uyur, şehir uyur, martılar uyumazdı. Bir de bana karşı apartmanın arka pencerelerinden biri. O ışık bana iyi gelirdi. Nedenini bilmezdim.
"İnsan yavrusu doğduğunda tamamen bakıma muhtaçtır. Anne ile bebek arasında kurulan o ilk ilişki aslında kaderimize giden ilk basamaktır. Eğer o anne bebeğin ihtiyaçlarını onun el kol sallamalarından, bakışlarından, çıkardığı seslerden hemen anlar ve anında bu ihtiyaçları karşılarsa, bebek bu yeni ortama güven duymaya başlar. Anne bu dönemde bebeğe nasıl davrandıysa, bebek büyüdükçe başkalarıyla kurduğu ilişkileri ilk öğrendiği bu anne bebek ilişkisi gibi kurar. Anne ona güven verdiyse, o bebek için dünya güvenli bir yerdir. Vermediyse güvensiz. Bebek bu ilişkide aradığı güveni bulamazsa, gelecekte o yetişkin için tüm ilişkiler güvenilmezdir. Bu ilişkilerde zorlandığı zaman ilişkiden hemen kaçar, mücadele etmez. Kendini sakinleştirmenin yollarını arar. Sürekli alışveriş yapma, gece yarıları kalkıp bol bol yemek yemek gibi...Yani annesinin doyuramadığı duygusal açlığı ısrarla bunları yaparak doyurmaya çalışır."
Sayfa 178 - Doğan Kitap
Reklam
Hürriyet ve İtilaf Cephesi, İttihat ve Terakki'ye Karşı
Tehcire izin veren Diyarbakır Valisi Dr. Reşid'in cezaevinden kaçması bu çevreleri daha da saldırganlaştırdı. Yaptıkları mitingle bu kaçışı protesto ettiler. Sonunda bu kaçışla ilgili inanılmaz bir iddia ortaya attılar. İttihatçılar darbe yapacak! Vahideddin'in has paşası Ömer Yaver Paşa, İstanbul'daki İngiliz Yarbay Murphy'ye giderek, darbe olacağını, kesinlikle İstanbul'dan ayrılmamalarını rica etti. Murphy, Osmanlı paşasını gülerek dinledi. Zavallı Yaver Paşa bilmiyordu ki, bu iddianın ortaya atılmasını sağlayanlar İngilizlerdi. Darbe iddiaları üzerine yeni bir tutuklama dalgası başladı; 30 kişi daha sorgusuz sualsiz cezaevine kondu. Milli Kongre'nin başkanı Dr. Esat (Işık) gibi saygın ulusalcılar gece yarıları pijamaları, terlikleriyle evlerinden alındılar. İttihat ve Terakki'nin tüm mallarına el konuldu. Sonra sıra subaylara geldi. İngilizler savaş tutsaklanına eziyet ettikleri iddiasıyla 23 subayın hemen tutuklanmasını istedi. Ordunun önde gelen isimleri tutuklanınca, İngilizler bu kez bazı kurumların da "darbeyi planladıklarını" gündeme getirdi. Bunların başında Enver Paşa'nın kurdurduğu istihbarat örgütü Müsellah Müdafaa-i Milliye vardı. Savaş döneminde Ingilizlere zorluklar yaşatan Osmanlı istihbarat örgütü küçültü- lüp etkisizleştirilerek Harbiye Nezareti'ne bağlandı. Osmanlı'nın deniz kuvvetlerini güçlendirmek için kurulan Donanma Cemiyetleri, Bahriye Nezareti'ne bağlandı. Jandarma, ordudan koparılarak Dahiliye Nezareti çatısı altına sokuldu.
Sayfa 225Kitabı okudu
"Yaşamımı hareketli kılan mayalı hamurdan yoksunum; gece yarıları beni canlı tutan, sabahları beni uykudan uyandıran dürtüden yoksunum."
Mahallesinin yarıdan çoğu Ermeni, Rum, açık saçık kadınlarına, civelek fingirdek kızlarına lâf atmak, sarkıntılık etmek şöyle dursun, başını çevirip bakmadığı halde, ille gece yarıları eve böyle fitil gibi sarhoş döndüğü zamanlar tanınmayacak kadar değişiyor, mahallesini şaşırtıyordu. Derdi neydi, zoru neresindendi?
Al Götür ...Türkülerimin Yağmalanmadığı O İklime ...
en açık yüreğim yüzün senin en açık yürekliliğim gözlerin senim senin adınla başlar güne benim de gözlerim. ilk harfidir bakışlarımın dilinde,elalım arkası kopkoyu yalnızlık günümün imkansız aşk düğümlüsü dolaşığım... tay bacaklım, ay parçam atın soylu güzelliğine katarak sevdiğimsin... sağrılarına hasretim suların yer altına çekildiği, kuşların
Sayfa 124Kitabı okudu
Reklam
Yaşamımı hareketli kılan mayalı hamurdan yoksunum; gece yarıları beni canlı tutan, sabahları beni uykudan uyandıran dürtüden yoksunum.
"Yaşamımı hareketli kılan mayalı hamurdan yoksunum; gece yarıları beni canlı tutan, sabahları beni uyandıran dürtüden yoksunum."
Evet, o kenti oldukça iyi bilirim. Acımdan gece yarıları sokağa vurduğumda kendimi, İtalyan mahallesinde bile açık bir meyhane bulamamışımdır. Gölün üzerindeki köprülerden biri üzerinde uyuyan kuğuların üzerine kusarken, yanıma yaklaşan polise kaldığım pansiyonun adını verememişimdir. Ama onlar, arayıp tarayıp kaldığım pansiyonu bulup beni oraya götürüp handiyse yatağıma yatırmışlardır. Ve aradan tam bir çeyrek yüzyıl geçtiği halde o kente uğramak içimden gelmemiştir. Ama belleğimde yer eden iki-üç kentten biridir orası. O, şimdi senin yaşadığın kent.
Yaşamımı hareketli kılan mayalı hamurdan yoksunum; gece yarıları beni canlı tutan, sabahları beni uykudan uyandıran dürtüden yoksunum.
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.