Kimseyle konuşmadı. Daha sonraki günler, gece yarısı uykusunu bırakarak evin içinde dolaşıyor, ne yaptığı anlaşılmıyordu. Sairfilmenam mıydı? Kaderinden yatakta duramıyor muydu? Başka maksatları mı vardı? Anlaşılamadı.
Oturup bir gece yarısı, bir adamın bir kadına yazdığı şiir olursun.
O şiir öyle güzel olmuştur ki, içinde ruh bulursun...
Ah o adamlar! İyi ki aşık olmuşlar.
Ah o kadınlar, aşka ne çok yakışmışlar...
- Cemal Süreya
Öncelikle kitap tarihi bir kitap. Yani ismine aldanıp bir roman olarak algılamayın öncelikli olarak 2 büyük dünya savaşı arasındaki istanbulu bir yabancının gözüyle çok güzel anlatmış yazarımız. Ee tabi yabanci olması sebebiyle de büyük çoğunlukla istanbulda yaşayan azınlıklar üzerinden ele almış Istanbulu. Türk halkına az değinmiş. Bu anlatımının ortasına da meşhur Pera Palas otelini yerleştirmiş. Çok detaylı bilgiler vermesine rağmen hiç bir zaman sıkmayan anlatımıyla Istanbul aşıklarına çok iyi gelebilecek bir kitap..
...Yoksa bağışlanmak böyle mi tomurcuklanıyordu? Gürültülü patırtılı bir veda töreniyle değil de, eşyalarını sessizce toparlayıp bir gece yarısı, habersizce sıvışarak mı?
Olağanüstü Bir Gece- Stefan Zweig
Burjuva sınıfına ait olan bir adamın içsel aydınlanmasını okuyoruz. Bu beyefendi günün birinde içinde her şeye karşı isteksiz yaklaştığını farkediyor. At yarışı izlemeye gidiyor ve burada zevk verdiği için bir suç işliyor fakat bu zevk daha sonra yerini pişmanlığa bırakıyor. Hava kararıyor asıl olaylar burdan sonra başlıyor, bu sırada başına bir olay geliyor, bu olay sayesinde hayatın anlamını tekrar kazanıyor. İçsel bir aydınlanmaya şahit olacaksınız.
Psikolojik tahlillerin olduğu güzel bir kitaptı fakat ben aşırı derece de çok beğenemedim (bu tarz çok kitap okuduğum için de olabilir.) Bana Korku daha ilgi çekici ve güzel geldi. Yine de bir bakın, şans verin derim. Daha önce hiç Zweig okumadıysanız bu kitaptan başlamanızı tavsiye ederim. Keyifli okumalar
Olağanüstü Bir GeceStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202393 okunma
“– İnsan yeryüzünde bir kere yaşar! Yeryüzü bizimdir. Allah, onu bizim için yaratmıştır! Ağacın yemişi ve gölgesi bizim içindir. Güneşin ışığı, üzümün suyu, koyunun eti bizim içindir. Çam ormanları ve bunların göğüsleri rüzgârda sertleşmiş, cesur bakışlı ve ölçüsüz arzulu çobanitza‘ları bizim içindir. Gözlerimizin önüne serilen her şey bizim içindir, her şeyden nasibimizi almalıyız. Fakat veya iki sıra dişiyle ısırabileceğinden ziyade alanlara! Hemcinsleri o şeyden mahrum olurlar ve Allah gazaba gelir. O zaman, Allah duvarları billurdan saraylara veba gönderir; kalelerdeki mahpusları salıverir, bunlar parlak şehirleri ateşe verirler; ve Allah, asılzadelerin, dişine kadar silahlı uşaklara muhafaza ettirdikleri yatak odalarında, gece yarısı, dağ haydutlarını; yerden biter gibi ortaya çıkarır!..
“Arhont ayağa kalkarak:
“– Kes, diye haykırdı, bu kirya kodromionu sevmedim!