Geçmiş bugün ve gelecek diye bir şey yoktu artık hersey şimdi ve şuan yaşanıyordu
"Umuyorum beni gecenin bu vaktinde rahatsız etmek için geçerli bir nedenin vardır."
Reklam
"Geçmiş, bugün ve gelecek diye bir şey yok! Her şey şimdi ve şu an yaşanıyor."
Zayıf kuvvetin çelimsiz yapısı, protonların helyuma dönüşümü gibi kritik önemdeki bir işlemi gerçekleştirmektedir. 5 milyar sene sonra bile güneşin yakıtının sadece yarısı tükenmiştir. Eğer bu süreç 24 saatlik dilimi sığdırılsaydı zeki yaşam formları gece yarısına bir dakika kala ortaya çıkmış olurdu. Yani eğer zayıf kuvvet birazcık daha güçlü olsaydı, güneşimiz hidrojen yakıtını daha hızlı tüketip, zeki yaşam formlarının ortaya çıkabilmesinden çok daha önce sönmüş olurdu. Bu kuvvet daha da zayıf olsaydı belki de yakıtı yakamayacak ve evrenin karanlık, ruhsuz bir yer olmasına neden olacaktı.
Sayfa 131Kitabı okudu
104 syf.
·
Not rated
Dante; Benden önce her şey sonsuzdu;Sonsuza dek süreceğim ben de.İçeri girenler, dışarıda bırakın her umudu, der İlahi Komedyasının Cehennem kapısında… Albert Caraco ise kâbusa evrilen dünyanın “Cehennem”ini tasvir ediyor #kaosunkutsalkitabı ile. Kapı pervazından sızan ışık zerreleri gibi ruhumuza usulca işleyen kaosun, ölüme gittikçe yaklaşan bilinçsiz(!) askerleriyiz hepimiz. Eğip bükemediğimiz şeylerin(!) şekline bürünüyoruz; bazen bilerek, çoğu zaman fark etmeyerek.Evrenin kanunlarına baş kaldırıp hiçe sayıyoruz. Kendimiz ölürken etrafımızı da ölüme sürüklüyoruz adım adım. Ölüm,sadece bedenin ölmesi değil çünkü.,, Tek biçimciliğin, karanlık ve muğlak düşüncelerin yanısıra birçok konunun sarkastik bir üslupla anlatıldığı kitap “ Kaos’un Kutsal Kitabı.” Dünya harabe olunca mı düşünmeye başlayacağız,Caraco’nun dediği gibi. Yeterince tüketip tüketilmedik mi her birimiz? ️Gece yarısına bir dakika kala… “ Toprağın ölümü şehirlerin uzağa yansıyan gölgesidir, şimdi buna suyun ölümü de ekleniyor, sırada havanın ölümü var, ama dördüncü element olan ateş, diğerlerinin intikamını almak için varlığını sürdürecek…”
Kaos'un Kutsal Kitabı
Kaos'un Kutsal KitabıAlbert Caraco · Sel Yayınları · 20162,195 okunma
Satıcı yavaşça çimenliğe yanaştı. "Oğlum," dedi. "Senin adın ne?" Ve saçları devedikeni kadar sarımsı beyaz olan birinci çocuk bir gözünü kapattı, başını eğdi ve satıcıya bir yaz yağmuru damlası kadar açık, parlak ve berrak tek gözüyle baktı. "Will," dedi. "William Halloway." Fırtına beyefendisi döndü. "Ya senin?" İkinci çocuk kıpırdamadan, bir isim uydurup uyduramayacağını tartarak, güz çimleri üzerinde karın üstü yattı. Saçları karışık ve gürdü, cilalanmış atkestanelerinin parlak rengindeydi. Kendi içinde uzak bir noktaya sabitlenmiş gözleri neceftaşı yeşiliydi. Sonunda alaycı ağzına kuru bir çimen yaprağı koydu. "Jim Nightshade," dedi. Fırtına satıcısı sanki bunu başından beri biliyormuş gibi kafasını salladı. "Nightshade. Şahane bir isim." "Ve çok uygun," dedi Will Halloway. "Ben 30 Kasım'da, gece yarısından bir dakika önce doğmuşum. Jim gece yarısından bir dakika sonra doğmuş, yani 31 Kasım'da." "Cadılar Bayramı," dedi Jim. Sesleriyle, oğlanlar bütün hayatlarının hikayesini anlattılar; yan yana evlerde oturan, hastaneye beraber koşan, oğullarını -biri sarışın, biri esmer- saniye farkıyla dünyaya getiren anneleriyle gururlanarak. Aralarında ortak bir kutlama tarihi kararlaştırmışlardı. Her yıl, Will tek bir pasta üzerindeki mumları gece yarısına bir dakika kala yakıyordu. Jim, gece yarısından bir dakika sonra, ayın son günü başladığında, mumları söndürüyordu.
Reklam
62 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.