Sultanı Öldürmek
Müştak Bey'in sultanını...
Bir gün Müştak Bey'e 21 yıldır görüşmediği eski sevgilisinden telefon gelmesiyle başlar olaylar...
Fatih'in Istanbul' fethettiği yaş (tesadüf de manidardir) kadar birbirlerini görmemiş iki aşık. Daha doğrusu tek taraflı takıntıya dönen, Müştak Serhazin'in kullandığı sabunun kokusuna kadar üzerinde etki bırakmış menekşe
kokulu kadın...
Ve ani bir ölüm...
Dahası esrarengiz bir cinayet...
Ve sonu sizi gözyaşlarınızla başbaşa bırakacak bir eser...
"Karlı bir akşamda, üstelik kırlarda değil, Istanbul'un göbeğinde, insan görünümünde kurtlar acımasızca öldürmüşlerdi onu. Ben ise sağ salim, kaldığım yerden devam ediyordun hayata. Canım isterse Nuzhet'in pek sevdiği kar aydınlığında yapılan yürüyüşü bile gerçekleştirebilirdim bu gece. Hatta Edirne'ye gidebilir, orada yapabilirdim bu işi. Hem de başka bir kadınla... Başka bir kadın? Öyle biri yok ki... Hiçbir zaman da olmayacak. Benim kadınlarla olan maceram Nuzhet'le başladı, onunla sonlanacak...Kadınlarla olan maceram! Macera... Bütün bir hayat desek şuna. Yaşadığım hayatın üçte ikisi desek, bundan sonra kaç günüm kaldıysa hepsi desek..."
Ah Müştak Bey... Saf aşık... Kitabın son sayfalarını gözyaşlarıyla okumama sebebiyet verdi sizin o katıksız, su gibi aşkınız...