YouTube kitap kanalımda Shakespeare'in hayatı, mutlaka okunması gereken kitapları ve kronolojik okuma sırası hakkında bilgi edinebilirsiniz: ytbe.one/rGxh2RVjmNU
KİŞİLER
Oğuz
Macbeth
Romeo ve Juliet
Kral Lear
Othello
Thoreau, insan ve doğa arasındaki ilişkiyi
birbirini tamamlayan üç denemeyle “Yürümek”, “Bir Kış Yürüyüşü” ve “Gece ve Ay Işığı” ile okuyucuların huzuruna sunuyor. Yazar, adeta sizinle bir geziye çıkıyor ve kitap boyunca sohbet şeklinde doğada bilinmeyen alanları keşfediyorsunuz. Bunu yaparken medeniyetten büyük ölçüde uzaklaşıyor, fikirleri, uygarlığı ve ilerlemeyi eleştiriyor. İnsanda doğru olan her şeyin yalnızca vahşi ve evcilleşmemiş olduğu görüşüne savunuyor. Doğayı insanın iç gerçeğine dokunan bir güç olarak tanımlarken, toplumu neredeyse şeytanın baştan çıkarıcı bir işi olarak tanımlıyor. “Yürümek” fiziksel bir eylemden çok dünyayla yeniden bağ kurduğumuz, burada ve şimdi mevcut olduğumuz, aslında varlığını bildiğimiz ama bir nevi değerini unuttuğumuz eşsiz doğaya atfedilmiş bir senfoni.
Thoreau, Ralph Waldo Emerson’nun Walden Gölü yakınlarındaki arazisinde kendine bir baraka inşa ederek orada yaşamaya başladı. Bu deneyiminden yola çıkarak yürümek üzerine bir felsefe metni olan “Walden ya da Ormanda Yaşam” eserini kaleme aldı. Meksika - Amerika Savaşı’nı ve köleliğin kaldırılmamasını protesto ederek ve vergi ödemediği için hapse atıldı. Bu deneyimin ardından “Sivil İtaatsizlik” kitabını yazdı ve Gandhi’den, Martin Luther King’e ve birçok lideri etkilemeyi başardı.
YürümekHenry David Thoreau · Can Yayınları · 20203,158 okunma
Yürümek |4/5|
Yürümek ile ilgili kitapları çok seviyorum. Çünkü tahmin edersiniz ki, yürümeyi çok seviyorum. Dışarı çıkıp, sadece yürüyüp yürüyüp eve dönmeyi, ertesi gün bir daha çıkıp bu sefer başka bir rotayı takip ederek yürümek. Üstelik şehirde, doğada olmayan aksiyonlarla başa çıkmanız gerekiyor. Kaldırımdan giden kuryeler ya da kırmızıda
İstanbul caddelerinde, her tramvay ve telgraf direğinin altına gizli bir memur dikemeyiz. Fakat, hiç değilse, bu Beyoğlu caddesi denilen edeb ve ahlak mezbelesini daha sık bir kontrolden geçirip temizleyebiliriz. Yalnız sarkıntılık vakaları değil, akşamdan gece yarılarına kadar o kaldırımlara dolan bir kısım halkın tavrı, edası, yürüyüşü, koşuşu, haykırışı medeni bir şehrin hazmedemeyeceği ölçüde çirkin.
Demokrasi hoş bir şey. Fakat şu Beyoğlu densizlerinin aklını başına getirinceye kadar, bir müddet, orada demokrasiyi unutuversek de, eski usul ıslatma metodlarımıza dönüversek nasıl olur?
Bugün eğer sahabiler gibi bir hayat yaşamıyorsak, sebebi ruh ve kalb o ulvî hayata uruc etmek istediği halde nefsin talep ve tiryakilikleri uğruna hep aşağı çekilmemizdir.
Şeytanı her vakit dinleyen nefis ile 'mahall-i iman' olan kalp arasındaki o can alıcı melekut savaşında insan hakikati arıyor olmalıdır ki, kalbin Zemzem'i olan iman hakikatlerine kavuşsun.