Deli Kurt'ta Şahıs Kadrosu: Tarihî ve Kurmaca Kişilikler
Deli Kurt'un asıl şahıs kadrosu kurmaca kişiliklerden oluşur. Baş kahraman, asıl adı Murad olan fakat Deli Kurt olarak tanınan meçhul şehzadedir. Deli Kurt'u yetiştiren Çakır, Deli Kurt'un âşık olduğu Gökçen Kız da romanın önemli kurmaca kişiliklerindendir. Eserdeki
Hangimiz okuldan yeni mezun olduğumuzda hayata atılirken hazırlıksız yakalanmadık veya bir desteğimiz olmadığı için moral motivasyon eksikliği çekmedik? Hatrlayın! Ne garip değil mi? Bu duruma bir de gencin yalnız başına nasıl çalışacağını bilmemesini de ekleyebiliriz. İsin dogrusu hiç kimse ona uygun bir çalışma modeli göstermemiştir. Bu arada güzelim günler gelip geçer. Genç kendiyle baş başadır. Sosyal hayata dair bin bir öneri üzerine kâbus gibi çöker. Mesleki açıdan hiçbir tecrübesi yoktur, hatta boynundaki kariyer planlari belli belirsizdir. Henüz anne baba olma kaygtsi da yoktur. Bütün günü sadece kendine aittir. Ama maalesef. Çevreye bağımlı olanın zaman açısından özgür olması söz konusu olabilir mi? Günleri bomboş geçen biri için "kendisine hâkim" diyemeyiz. İnsanın en müsait olduğu bir zamanda fıtratı sebebiyle en fazla zaman kaybı yaşar.
Çocuklukta tüm nesnelerin ve olayların yeni olması nedeniyle her şey hatırlanır: günler bu yüzden bitmezmiş gibi uzun gelir. Aynı şeyi yolculuklarda da yaşarız, yolda geçen bir ay gözümüze, evde geçirdiğimiz dört aydan daha uzun görünür. Ama nesnelerin yeni oluşu, her iki durumda da daha uzun görünen zamanın bize çoğu kez her ikisinde de gerçekten <uzun gelmesini> yani yaşlılıkta ya da evde olduğundan daha sıkıcı olmasını engellemez. Ama zihin zamanla alışılan bu algılarla birlikte gittikçe törpülenir, böylece her şey giderek etkisini kaybeder, günler önemini yitirir ve kısalır: Bir çocugun saatleri, yaşlı birinin günlerinden uzundur. Buna göre yaşamımızın zamanı, aşağı doğru yuvarlanan bir küreninki gibi, hızlandırılmış bir harekete dönüşür. Dönen bir levhadaki her noktanın, merkezden uzaklaştıkça daha hızlı dönmesi gibi, zaman da herkes için yaşamın başlangıç noktasına olan uzaklığı ölçüsünde, gitgide daha hizlı akar.
13 haberlerini sunmak için tekrar karşınızdayız. Ülkemizin yaşadığı krizden dolayı her geçen gün yeni bir eylemle karşılaşmaya alıştık. Bugün de çocuğunun kitap, defter ihtiyacını karşılayamayan bir baba zorla bir yayınevine girip önüne gelen kitapları toplayarak yol ortasında eylem yapmaya başladı. Söz konusu kişi boğaz köprüsünün üstünde
''Her gün bir öncekinden küçücük ayrıntılarla farklılaşıyordu ve olaylara ve zamana muhatap zihnin zamanı algılayışı beklediği, amaçladığı bir menzil üzerine kuruluysa, geride kalan günler içerikleri bir bilinçle amaca özgülense bile rakamdan öteye geçemiyordu. Üç gün geçti deniyordu mesela, o olaydan bu yana. O üç günde hissedilenler sebebiyle çok değerliydi geçen zaman ve kaydediliyordu aşılan mesafe olarak bir yere ama dillendirişi bir sayı sıfatından öteye geçemiyordu. Dilin bir eksikliği değildi. Olsa olsa insanın ve algılayışının bir eksikliğiydi. Soyut kavramlarla somut kavramları bir tutamıyor, bağdaştıramıyordu insan, biriktirirken.''
Saatler , günler , aylar ve yıllar tükenir , geçen zaman geri döndürülemez, gelecek zaman da bilinemez; insanın kendisine yaşaması için tanınan süreye memnun olması gerekir.
Din ve Maneviyatı akıl ve mantıkla böylesine bağdaştıran bir başka insan bulamazdık.
O, din’in dünya’dan ayrılmasını bunun için kat’iyetle istedi. Fakat, İslâm dininin kural ve telkinlerini değerlendirirken, O’nun dayandığı akıl-mantık-halk psikolojisi terkibine, hiç bir ünlü ilâhiyatçı yetişemedi.
☆
Sizlere bir Zekeriya Sofrası misâli vereceğim.