Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gecenin payına düşen...
*** Hikâyesi olan şarkılar ne güzel, hikâyesi olan insanlar gibi... youtu.be/AXhTWjUy3lg (Dk 1:05'ten sonra başlıyor şarkı) *** Renaud Séchan, sıradan bir Fransız sanatçı değildir. Onu Fransa’da meşhur eden şarkılarında, banliyö argosunu kullanarak, mizahlı bir biçimle sıradan insanların, sıradan hayatını anlatmasıdır. Yıl 1980,
Gecenin payına düşen hüzünden payımıza düşen....
youtube.com/watch?v=ZodqN0V... zaman hızlı ama vakit geçmiyor/ öyle ki bazen yukarıdan attığım öfkeyi aşağıdan toplayabilecek kadar hızlı çarpan bir kalbim var/ okudum/ öfke yavaş yavaş düşüyormuş aşağıya..
Reklam
Arthur Schopenhauer
 - İsteme ve Tasarım Olarak Dünya
İnsan eylemleriyle ilgilidir. Bu konu herkesi doğaldan etkiler, kimse de ona yabancı, ilgisiz kalamaz. Başka her şeyi eyleme bağlamak insan doğasının ayırıcı niteliğidir. Öyle ki, her dizgeli araştırmada, insan, eylemle ilgili bu bölüme (en azından içeriği onu ilgilendirdiği ölçüde) bütünün özü diye bakar. Böylece başka bir bölüme dikkat etmese
sen gecenin payına düşen en güzel masumiyetsin bil istedim 😊
216 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
KİTAP TAVSİYEM ALINTILAR Kesmez göl,denize âşık olanı.Tabii bir de yaşanmışlıklar çöker başına,anılar böyle bir damla yaş bırakır... Yarım olan hikâyeler daha bir yakıyor insanı. Düşünüyorsun : __Kalsaydım nasıl tamamlardım? (...) Seni Seviyorum elma çiçeğim. Duyuyor musun? "Hava elma çiçeği kokuyor"... Bir düşününce,nelere tiryaki
Elma Çiçeği
Elma ÇiçeğiNecmettin Yalçınkaya · Ozan Yayıncılık · 20195 okunma
Reklam
Sonra döndüm gecenin sessizliğine kendi kendime fısıldadım.. Ne yapalım bizim payımıza da düşen bu. Bizim kaderimiz fedakarlık üzerine yazılmıştır belkide. Herkes hayatını kolaylaştırmak icin bir yol ararken, biz zorlaştırmak için yürümüşüzdür o yolları kim bilir. En kolay vazgeçilen pamuk ipliği olmuşuzdur insanlar için. Herkes payına düşenin fazlasını ararken biz olanla yetinmisizdir. Bir şey olmamış gibi gülmüşüz, çay içip, kitap okumuşuzdur.
Mesafeleri ve yolları saklayacak olsaydım, muhakkak karanlığın veya gecenin içine saklardım. Mesafeyi ve yolları anlamak isteseydim muhakkak yukarıdan bakardım. Geçen sene takriben bu zamanlar yatsı için Çamlıca Camiine gitmiştim. Namaz çıkışı açık hava FSM ve Yavuz Sultan Selim köprülerini aynı anda görme imkanı tanıdı. O an içimde çocukça bir his uçmak isteği doğurdu bende. Kanat açmak istedim! Öyle istedim ki bugün bile hala taptaze ve sıcacık içimde duruyor. Âh uçabilseydim o an! Gergin kanatlarımda rüzgarın sükûttan sıyırıp aldığı kulak dolusu uğultuyu duyabilseydim. O an o uğultuyu sükûtun yekpâre sonsuzluğuna tercih ederdim. Bir değirmenin sükûttan payına düşen kendi varlığını öğütmek....bir kanadın sükûttan payına düşen zamanın ve mesafenin tortusu... Mesafe, iki nokta arasındaki aralık. Yol, mesafenin insan ayağına ve ruhuna temas edişi... Gözünü kapatarak bir yola girebilir mi insan? Gözünü kapatsa yolun sesini işitmek ister! Kim bir yolu saklamak ister ki? Saklanan yol değildir, yolun vardığı yerdir aslında. Ama yol içinde mesafeler, virajlar, uçurumlar, tehlikeler, meşakkatler, kayboluşlar, kavuşmalar saklar. Ben tüm bunları düşünerek yolları karanlığa saklamak isterdim; varacağım yerden veya meşakkatlerden korktuğum için!
"Dürüstlük olsun senin payına düşen de! Güneşin kutsal ışınları üstüne, Hekate’nin ve gecenin gizli törenleri, yaşama, ölüme hükmeden yıldızların etkileri üstüne yemin ederim ki, bugün burada tüm babalık haklarını, aile ve kan bağını yok sayıyorum, bundan böyle yabancısın artık sonsuza dek gönlüme de, kendime de. Açlığını gidermek için öz çocuğunu yiyen bir yamyam bile, bir zamanlar kızım olan senin kadar sevgi, acıma ve avunma bulacaktır yüreğimde." -Kral Lear
Sayfa 11 - Perde 1 \ Sahne 1Kitabı okudu
51 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.