Klasik Edebiyat denince akla gelen en önemli isimlerden birisi Charles Dickens. Eserlerinde realizm akımının etkisiyle toplumsal gerçekliklerden bahsetmiş ve dikkatleri toplum sıkıntılarına çekmeye çalışmıştır. Çünkü kendisi de toplumun içinden, aynı sıkıntıları yaşamış, babası hapse düştüğü için okuyamayıp küçük yaşta çalışmaya başlamış ancak tüm bunlara rağmen devrinin bir edebiyat dahisi haline gelmiş bir birey. Romanımıza gelecek olursak; eserin ana kahramanı yaşlı bir amcamız. Bey amca noelden, insanlardan (özellikle de fakir insanlardan) hatta hayattan dahi nefret etmekte. Bizim deyimimizle dini, imanı para olan, maddiyatçı bir karakter ve hayatında para kazanmak dışında zevk alarak yaptığı hiçbir şey yok. Bir gece geçmiş, bugün ve geleceği temsil eden üç hayaletin sırasıyla yatak odasını ziyaret edip onu zamanda yolculuğa çıkarmasıyla birlikte amcamızda vicdani melekeler harekete geçiyor ve gecenin bitiminde annesinden yeni doğmuşçasına yumuşacık bir karaktere dönüşüyor. Sonrasında hayatına melek olarak devam edip, çevresine türlü türlü iyilikler yapmaya başlıyor. Velhasılıkelam yazarımızın eseri aracılığıyla vermek istediği mesaj bu dünyada her şeyin para olmadığı; az ya da çok elimizle olanla yetinip, yanımızda olan sevdiklerimize şükredip yuvarlanıp gitmemiz. Oldukça kısa, bir günde okunup bitecek, küçük yaşlara da okutulabilecek tavsiyem olan bir eserdir.