Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
"Bu cinayetlerin arkası gelecek mi diyorsunuz?" "Belli mi olur?" dedi Asaf omuz silkerek. "Katilin amacını bilmiyoruz ki." Nikolay'a baktı Viktor. Arkadaşı düşünceli görünüyordu. Görüş belirtmek yine ona kalmıştı. "Sanmıyorum" dedi. "Yeni cinayet, yeni ipuçları demektir." "Ya bunu yapmak zorundaysa?" Gecenin içinde çınlamıştı Asaf'ın sorusu.
Reklam
"Tanrı peki? Bu soyguna neden göz yumuyor? Bize neden yardım etmiyor? Onun adil ve her şeye kadir olduğunu sen söylemedin mi? Neden doğruların değil de, haydutların yanında yer alıyor?" Hepsi irkildi. Şimdi hepsinin ayakları da, bedenlerindeki kalpleri de durmuştu. Çocuğun zapt edemediği sorusu gecenin boşluğuna, sanki bu küçük çocuk Tanrı'ya savaş ilan edercesine keskin bir fanfar sesi gibi yayılmıştı. Abthalion öfkeyle -çünkü kanından utanmıştı- torununa çıkıştı: "Sus ve söylenme!" Ancak Haham Eliezer sözü onun ağzından aldı: "Önce sen sus! Masum çocuğa ne homurdanıyorsun? Çünkü onun her şeyden bihaber yüreği, bizim, senin, benim, hepimizin, bilgelerin ve bu halkın en bilgelerinin ta baştan, en baştan beri kendimize sorduğumuz şeyden başka ne sordu ki?
Sayfa 34
Hukukun Üstünlüğü: Postal ve Dalak
Hindistan'ın siyasi birliğe ve demokrasiye İngiltere sayesinde ulaştığı şeklindeki iddianın en önemli ayaklarından biri de İngilizlerin 'huku­kun üstünlüğü' kavramını getirdikleri tezidir. İngilizler sömürgeci amaç­larını meşrulaştırırken bu teze sıklıkla başvurmaktadırlar. İngilizlerin Hindistan'da kendilerine nasıl bir
Her gecenin esas sorusu
Gün boyunca yaşamınızda bir sürü şey olup biterken sizin fark ettikleriniz hangileri oldu?
Konu Bizde Buraya Nasıl Geldi?-TEŞEBBÜH 2-
Ağaç kesenlerin tamamının gayrimüslim olmadığI düşünüldüğünde geriye, "Konu,buraya nasıl geldi?" sorusu çıkıyor. Başta şunu söylemek gerekiyor; Noel diyerek çam ağacı kesip kutlama yapmak, kültürel bir aktivite değil, dinî ve itikadi bir konudur.Elbette imanın 8ne gibi bir cevher ve değer olduğunu bilen birisi, asla çam ağaci kesmeye veya süslemeye tevessül etmez. Peki, geriye ne kalıyor; cahillik.Uzun yillardır, dinî ve itikadî konulardan bilgisiz bırakılan insanlar, eğlence yapıyoruz diyerek çok vahim bir hataya düşüyorlar. Insan olabilme hedeflerine giden yolda şarampole yuvarlanıyorlar.Ülkemizde ilk yilbaşı tatili, 1936 yilında kabul edilen bir kanunla yürürlüğe girmiş. Ne yazık ki zamanla bu geceye iştiyak duyulur olmuş. Aslında insanlar bilinçsizce geleneksel bir kültürü yerine getirdiklerini zannederek bu geceye itibar ediyorlar. Birkaç saatlik bir zevk uğruna,dünyanın aldatıcı oyun ve oyalamalarıyla dolu bir gece için muhtemelen ertesi gún çöpe atilacak yemyeşil ağaçları kesiyorlar. Ama asil farkında olmaları gereken mevzu, bu ağaçları keserken zayi olan tek şey ağaç olmuyor. Iman da kör bir karanlık gecenin amansız pençesine teslim ediliyor
Sayfa 36 - Çamlıca Basım YayınKitabı okudu
Reklam
_Mantık, mutlak varlığın bilimidir. Varlık, sonsuzluğun tedirginliği dürtülen mutlak tinin kendini evrene açmasıdır. Mantık bilimi, kosmos’un nedeni olan mutlak tini ortaya koymaya çalışır. Mutlak tin, Tanrı’dır, İdea’dır.(Kendinde varlık). Özne ile nesnenin, ideal ile gerçekliğin, sonlu beden ile sonsuz ruhun birliğidir idea. Mantık bilimi mutlak
Gecenin ikinci sorusu:
Neden, günahlarının yükünü taşıyacak gücü ona da vermedin?
Sayfa 199Kitabı okudu
Reklam
bengi dönüş..
"Günün ya da gecenin birinde bir cin, sen yalnızlıkların yalnızlığında iken usulca yanına sokulup sana şunları söylese ne olurdu: "Şimdi yaşadığın, yaşamış olduğun yaşamı bir kez daha, sayısız kez daha yaşamak zorundasın. Bu yaşamlarda yeni hiçbir şey olmayacak; her acı, her sevinç, her düşünce, her iç çekiş, yaşamındaki dile gelmeyecek ölçüde küçük ya da büyük her şey zorunlu olarak, tümden aynı sıra ile aynı düzen içinde sana geri gelecek - bu örümcek, ağaçlar arasındaki bu ay ışığı bile, bu an bile. Varoluşun bengi kum saati tekrar tekrar ters çevrilecek, sen ey toz tanesi, sen de onunla birlikte.." Kendini yere atıp dişlerini mi gıcırdatırdın, böyle konuşan cine ilenir miydin? Yoksa, bir kez böylesine görkemli bir an'ı yaşayınca ona şu yanıtı mı vermek isterdin: "Sen bir tanrısın, bundan daha tanrısal bir şey hiç duymadım". Bu düşünce seni ele geçirdiğinde, seni sen olarak değiştirir ya da belki ezer geçerdi. Her şeyde, her tek şeydeki soru "Bunu bir daha istiyor musun, sayısız defa daha istiyor musun?" sorusu, bütün eylemlerine ağırlıkların en büyüğünü koyardı. Yoksa ne diye kendini, yaşamı iyi kılmak zorunda olasın, her şeyden çok bu son, bengi onaylama için can atasın?"
Sayfa 206Kitabı okudu
Gecenin sorusu olsun...
Ölürken son gördüğümüz, son duyduğumuz, son hissettiğimiz şey ne olurdu?
Sayfa 102Kitabı okudu
66 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.