"Ben zaten eski olan her şeyi severim: Eski dostları, eski zamanları, eski görenekleri, eski kitapları, eski şarabı!"
Sayfa 16Kitabı okudu
Sevginin kesintisiz bir şey olduğuna inanmıyordum.
Sevgi doğuyordu. Sonra bir gün ölüyordu.
Ölünce hiç doğmamış gibi oluyordu.
Bütün bunlara rağmen insanlar için Allah'ın affını ve keremini en çok ümit eden ve nefisleri için en fazla endişe duyan kimseler sûfîlerdir. Onlar bu konuda: Sanki Allah'ın tehditleri sadece kendilerini hedef almakta ve müjdeleri ise kendilerinin dışındakileri ilgilendirmektedir gibi bir anlayış içinde bulunmuşlardır.
Bir arefe gecesi Fudayl (b. İyaz)'a: "İnsanların hâlini nasıl görüyorsun", diye sorulmuş, O da: "İçlerinde ben bulunmasam toptan affa nail olacak bir hâlde", diye cevap vermişti.
Seriyyü's-Sakâtî; "Yüzüm kararmıştır korkusu içinde her gün defalarca aynaya bakıyorum", demiştir.
Yine Serî der ki: "Toprak beni kabul etmez de rezil ve rüsvay olurum, diye endişe ettiğim için bilindiğim ve tanındığım bir yerde ölmeyi arzu etmiyorum."
Sayfa 87Kitabı okudu
Aralık gecesi kötü uyudum. Nedenini bilmiyorum ama böyle geceler olduğunu hepiniz bilirsiniz ve bir süre sonra uyumaya çalışmanın anlamsız olduğuna karar verirsiniz.
Sayfa 175
“Beni mahvediyorsun.”
Gözlerinde tantmlayamadığım bir ifade vardı.
“Ne düşünüyorsun?” diye sordum.
İç çekti. “İşleri sürekli batırıp durduğumu.”
"Aman Tanrım. Hayır, bu şimdiye kadarki en mükemmel
gece...
»
“Hayır, inan bana. Her şeyi batırıyorum. Am a yakında, çok yakında, senin tadına bakacağım. Seni keşfedeceğim ve ışığı görmeni sağlayacağım.”
"Işığı gördüm zaten. Az önce.”
İç çekti. “Hayır, hâlâ mağarada sıkışıp kalmış hâldesin.
Daha önce de demiştim, sana hem Sevgililer Günü saçmalığını hem de hayatının en iyi seksini yaşatacağım. İkincisini henüz
yapamadım.”
Bu nasıl mümkün olabilirdi? Bu zaten hayatımın en güzel
gecesi ve yaşadığım en mükemmel seksti. Pekâlâ, teknik olarak,
boşalmamıştım. Yani, sanmıyorum. Eğer öyle olsaydı bunu anlardım, değil mi? Ama daha önce hiç olmadığım kadar yakınlaştığıma eminim. Ayrıca bunun bir önemi de yoktu. Orgazm
meselesini umursamamaya karar vermiştim. Az önce yaptığımız
şey benim için çok daha anlamlıydı.
“Yanlış hatırlamıyorsam,” dedim. “O bahsettiğin seksi az
önce yaptık. Bundan daha iyisi olamaz."
Sayfa 174
