Zulüm, yaralı bir hayvan gibi çığlık atarak sokuldu barikatlara. Ama söküp atamadı grevcileri yerlerinden. Bir yanda cellatlar, diğer yanda sevda... Anladım ki zulüm, son demlerini yaşıyor artık. Bu yüzden geceye doğru daha saldırgan, daha yırtıcıydı. Ne ki, cellatları mutlaka yenecek, zulmün de defterini dürecektir sevda. Ama bu gece kanlar içindeydi umut, kanlar içindeydi ekmek, kanlar içindeydi sevda. Ne varsa sevdadan yana bu gece dünyada, hepsi birden haykırdılar: "Kahrolsun zulüm. "
Gün bitti, elindeki güller de soldu
anımsanacak neler kaldı bugünden
paylaşılmış olan nelerdi sımsıcak
belki bir türkü söyleriz geceye karşı
saçlarını tarazlayan bir şafak olur
Zaman kekemeydi ve tarihe sızan
soytarılar gördük gencömrümüzde
ölüm peşimize düşende bir göçebeydik
suretimiz ağardı kurulan darağaçlarına
bütün sığınaklar uçurumlara