Çocukken nasıl karın beyaz rengini ya da ağustos rüzgârını ya da yaz öğlen saatlerinin göz kamaştıran ışıklarını sözcüklere, anlamlara aktarmaya çalıştığımı anımsıyorum. Çocuk kendi çevresine bakıyordu. Ne çocuk ne de büyükler, içimdeki ne canlı ne de cansız bir varlık, bunun dışında bir şeye anlam vermeye çalışıyordu. Ahşap eve, geceye. Korkuya. Yalnızlığa. Çocuğun içindeki çocukluğa.
Sayfa 45 - Yapı Kredi Yayınları, 23. baskı, Çev. Sezer Duru