Geceye Övgü I
Gece, düzen güçleri uykudadır. Bürokrasi, askeriye, okullar, polis, sokakta devriye gezen polis dışında herkes. Dünyanın en baskıcı kurumunun mensupları, askerler, en erken yatanlardır aynı zamanda.
Sayfa 16
Geceye Övgü II
Aslında tüm totaliter kurumlarda (tüm kurumlar totaliter değil midir zaten?) insan her zaman erken yatmak zorundadır - yatılı okullar, manastırlar, ailede, cezaevlerinde, hastanelerde..
Sayfa 16
Reklam
Geceye Övgü III
Kişinin istediği saatte yatma hakkını destekleyen, bu özgürlüğe onay veren hiç bir kurum tanımıyorum. Aşk (?) üzerine kurulu olan ve iki kişinin özgür iradesiyle gerçekleşen evlilik kurumunda bile, çiftler yatağa aynı saatte girmezlerse, biri daha geç yatar, geceyi daha fazla yaşarsa, sorunlar çıkmakta gecikmez. Kurum her zaman geç yatanı suçlar, erken yatanı değil.
Sayfa 16
Geceye Övgü IV
Yöneticiler de bize her zaman gündüz gözüyle gösterilirler, hep gündüzün bir parcasi olarak görünürler bize. Bir başkan, bir papaz yada bir general, doğanın içinde canlandırılabilir ama gecenin karanlık fonunun önünde, asla.
Sayfa 17
Gecenin Sundukları III
Herşeyden arınmış çıplak vücut geceye aittir. Çıplaklık geceye özgüdür, gündüze değil. (Bunun tersi, yani var olmanın doğal gereği, yani güneşin altında çıplaklık, ancak baskının sona ermesi ile gerçekleşir)
Sayfa 18
Geceye övgü
Gece, düzen güçleri uykudadır. (...) Kişinin istediği saatte yatma hakkını destekleyen, bu özgürlüğe onay veren hiçbir kurum tanımıyorum. Aşk (?) üzerine kurulu olan ve iki kişinin özgür iradesiyle gerçekleşen evlilik kurumunda bile, çiftler yatağa aynı saatte girmezlerse, biri daha geç yatar, geceyi daha fazla yaşarsa, sorunlar çıkmakta gecikmez. Kurum her zaman “geç” yatanı suçlar, erken yatanı değil.
Reklam
1,000 öğeden 611 ile 620 arasındakiler gösteriliyor.