Gecenin içimizde açtığı sonsuz gözler çok daha uzağı görebiliyorlar...
Aynı karanlık da örtse üstümüzü, herkes kendi gecesinde izler başka bir gökyüzü...
Dünya uzaklarda,
İndirilmiş gibi derin bir mezara
Ne kadar da çorak ve yapayalnız
Bulunduğu yer şimdi!
Derin bir hüzün yankılanmakta
Göğsünün tellerinden
Anıların uzaklığı
Gençliğin arzuları
Çocukluktaki düşler
Bütün bir uzun yaşamın
Kısacık sevinçleri
Ve nafile umutları
Kurşuni giysilerle gelmekteler
Günbatımından sonraki
Akşam sisleri gibi,
Batış.
Dünya uzaklarda
Rengârenk hazlarıyla.
Başka yerlerde
Kurmuş ışık
Neşeli çadırlarını.
Bir daha asla dönmeyecek mi
Sadık çocuklarına
Bahçesine
Görkemli evine?
Dünya uzaklarda,
İndirilmiş gibi derin bir mezara
Ne kadar da çorak ve yapayalnız
Bulunduğu yer şimdi!
Derin bir hüzün yankılanmakta
Göğsünün tellerinden
Anıların uzaklığı
Gençliğin arzuları
" ... bu durum karşısında yapabileceğimiz tek bir şey kalıyor: Kendimize kaçmak. İnsanın elinden dünyada bireysel olanı kurtarmak gelmez, insan sadece kendi içindeki bireyi savunabilir. Düşünce insanının en büyük edimi, her zaman özgürlüktür, düşünceler karşısında, nesneler karşısında, kendi kendisinin karşısında özgür olmaktır. Ve bizim de görevimiz işte budur: Başkaları gönüllü olarak kendilerini bağımlı kıldıkları ölçüde, kendimizi daha özgür kılmak!
Ötelere yuvarlanıyorum,
Ve her acı
Günün birinde
dönüşecek şehvetin dikenine.
Az zaman kaldı,
Sonra kurtulacağım,
Ve sarhoş, uzanacağım
Aşkın kucağına.