Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Sen gelirsin diye yollarınına begonviller kanaviçeler ve manolyalar ekeceğim. Sevinçlerimi tebessüm diye kolye yapıp yapraklarına asacağım. Gelirsin diye mor papatyalardan bir köy evi inşa edeceğim sana. Çatısına beyaz gecelerden çalıntı kiremitler döşeyeceğim. Bahçesine mutluluk,keyif,huzur, dinginlik ve birazda sen ekeceğim. Kibri nefreti, kötü
Müsait Bir Ayrılıkta İndirir misin Ey Yâr
Bir Lise Ögrencimin yazdığı bir şiiri Bir ömür terk ediyordu yine bedenimi … Gitmişti ! O gitmişti … Öznesini mısralarıma sığdıramadığım , Umarsız bir hastalıktı yüreğime konan … Kalbime yaklaşırken ayak seslerini duyuyordum nefes alışının … Kilit vurduğum yüreğimde kalan rengarenk hayallerim vardı yinede benim … Gözlerimden akan
Reklam
Gitmişti
Bir ömür terk ediyordu yine bedenimi … Gitmişti ! O gitmişti … Öznesini mısralarıma sığdıramadığım , Umarsız bir hastalıktı yüreğime konan … Kalbime yaklaşırken ayak seslerini duyuyordum nefes alışının … Kilit vurduğum yüreğimde kalan rengarenk hayallerim vardı yine de benim … Gözlerimden akan gözyaşlarımdaki yolda suskundu yapraklar … Sadece sen
Üveys'in aşkı
Adım Üveys Yemen'de, karen köyünde doğmuşum. Babamı hatırlamıyorum, beni annem büyütmüş. Annemin ayakları cennetin üstündeydi, elleri sıcak gül kokardı. Gözleri geceye açılan pencereydi, yıldızı yoktu gecesinin. O, beni istediği zaman tutup yakalardı ama ben onun göz bebekleri bir türlü yakalayamazdım. Ona baktığımı hissederdi ve bunu nasıl
Ulan Rıfat...
Ulan geceye yaklaşırken aklıma lisedeyken okul bahçesinde kavga ettiğim çocuk geldi. Rıfat diye bir çocuktu. Üst sınıfımdı.Çok uzun boylu, yakışıklıca bir oğlandı. Ama itlik yapmayı da severdi. Kavgadan sonra müdür bizi barıştırmak için odasına çağırmıştı, sonra hadi sarılın barışın demişti, biz de birbirimizi tehdit etmeye devam edip müdürün karşısında birbirimizin yakasına yapışmıştık. Müdür ona "ulan sen gerizekalı mısın, hayvan herif!" diye bağırmıştı, "bana da "bıktım artık senin serseriliklerinden, bela oldun başımıza, babanı çağır " deyip ikimizi de odasından kovmuştu. Odadan kovulduktan sonra birbirimizin yüzüne bile bakamamıştık :D Ulan Rıfat keşke ölmeseydin. Seni sevmezdim falan ama yaş ilerledi diye mi ne, insan tatlı olmayan hatıralarını bile kucaklayıp o hatıralara olgunlukla yaklaşmasını öğreniyor. Yaşasaydın 30 yaşında olacaktın. On iki sene önce ölmüşsün vay be. Seni, müdür bizi azarladı diye birbirimizin yüzüne bakamadığımız andaki yere bakan mahcup halinle hatırlayacağım lan serseri.
Geceye yaklaşırken hissediyordum... Kalbimin derin sularında nefessiz kalan sözcüklerimi...
Reklam
İnsan insanın yurdudur.
İslami hassasiyetini artırma çabasında olan insanlara zamanla kalplerinin derinliğinde bir hüznün, bir dinginliğin çöktüğünü fark ettiniz mi? O kişiler kalabıklar içinde yalnızlaşırlar.Gerçek mutmainliği, dinlenmeyi, bu hassasiyetlere sahip insanlarla bir araya geldiklerinde yaşarlar. Bu buluşmalar, bir özlemin tekerrürüdür. Onların bu dünyadaki memleketi islamı dert bilen yüreklerdir. Asıl yurda her gün bir adım yaklaşırken dünyaya katlanmaları için birbirlerine yardım ederler. Dünya gurbettir. Madde boğar. Ama insan insanın yurdudur. Müslümanın sevinci yüzünde, hüznü kalbindedir. Ama bu kişiler gülümserken de tanırlar birbirlerini. Rabbim yurt bildiğimiz yüreklerle karşılaşabilmemizi nasip etsin. İslam insansız yaşanmaz. Ama insanlarla bir araya gelmek bazen cihat kadar zor bir mücadele haline gelebilir. Bu yüzden bazen geceyi iple çeken tek kişi ben miyim bilmiyorum.Selam olsun geceye sevdalananlara. Selam olsun kalbinde hüznü taşıyanlara. Binlerce selam...
Geceye yaklaşırken oturdum karşıma sarıldım sımsıkı benliğime …
Bu geceye notum: Ve yine her yılın, ayın, haftanın ve günün sonu olduğu gibi bu günde bitti ... Mavi Gökyüzü o muhteşem ahengiyle dans eden bulutlarının ve hiç bir kötülükten haberi olmayan kalbi ve dili zikir ile şakıyan kuşlarının yerine zifiri Siyahın ve karanlığın en güzel tonu olan yıldızların ve ayın aşık olduğu o gökyüzüne
24 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.