Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
231 syf.
8/10 puan verdi
·
3 günde okudu
“Bunları yazmakla çıldırmaktan kurtulunur mu?”
“Bu iş nereye dek sürer? Herhalde yalnız kalıncaya dek. Bütün aynalarda kendinizi görünceye dek, herkesin gözü sizin aynanız oluncaya dek... Daha doğrusu, önlerinde durmasanız da aynaların hepsi sizi gösterinceye dek; gönüllerinde olmasanız bile insanların gözleri sizden duydukları korkuyu yansıtmaktan başka bir işe yaramaz oluncaya dek... Her şey eninde sonunda, onu anlatanın, o tek kişinin, o tek usun gördüğü, düşlediği, düşündüğü değil midir?” Bilge Karasu. Uzun zamandır okumak istediğim bir yazar. Elimde bir çok kitabı var, nedense elim ‘Gece’ye gitti. İlk ondan başladım. Bazı kitaplar bir an önce okunmak istiyor. ‘Gece’ de öyle oldu. Bilge Karasu(1930-1995) felsefî metinlerle, edebî kimliğin harmanlanması hâlinde eserler verdiğini öğrendiğim ve uzun zamandır merak ettiğim, ‘okunma’ zamanının gelmesini, olgunlaşmasını beklediğim yazardı. Karasu, ‘Gece’de kendi iç dünyasının arka sokaklarını, çıkmazlarını, içselleştirdiği, parçalanmış benliğinin birbiriyle çatışmasını, dışsal edinimlerin kendi usunda etkiler oluşturup, gösterdiği reaksiyonları kendine has üslubu ve kelime dağarcığı ile anlatıyor. Bir kaç yerde Oruç Aruoba esintisi hissetsem de genel manada iki yazarın, tarz olarak da, üslup olarak da birbirinden büyük oranda farklı olduğunu çok geçmeden fark ettim. -Oruç Aruoba metinlerinde daha özgün bir noktalama ve şiirsel bir dil kullanır- Yine de Bilge Karasu da felsefî metaforlara yaklaşırken ussal olarak kendince özgündü bence. Biraz daha soyut metinler ve alegori severlere, felsefe severlere tavsiye edebilirim. İyi okumalar.
Gece
GeceBilge Karasu · Metis Yayınları · 20202,150 okunma
Öğrencilerin en büyük düşmanı isteksizliktir, genç bir insanın tüm hareketlerinde kendisini gösteren "zihinsel bir zafiyettir." Saatlerce uyur ve ahmak, mahmur ve uyuşuk bir halde kalkar. Ağır adımlarla esneyerek tuvalete gider ve uzun saatler orada kalır. Kendisini "hazır" hissetmez, içinden çalışmak gelmez. Bu dünya onun için kederli, soğuk bir yerdir. Üşengeçliği yüzünden okunur, isteksizliği yüzündeki her bir çizgide kendini gösterir, hareketleri ağır, uyuşuktur ve hep dalgındır: hareketlerinde ne canlılık ne de itina vardır. Bir sürü zaman kaybettikten sonra kahvaltı yaparken oyalanır, reklamlara kadar gazeteyi okur, çünkü bunu yaparken hiçbir çaba harcamasına gerek kalmaz. Ancak öğleden sonra enerjisi biraz yerine gelir ama bu enerjiyi de dedikodu yaparak, gereksiz tartışmalara girerek ve daha beteri iftira atarak(çünkü tüm aylaklar kıskançtır)harcar. Akşam geç saatlerde bu talihsiz genç, önceki geceye nazaran daha huzursuz halde yatağa girer. işine yaklaşırken bırakamadığı bu üşengeçlik ya da miskinlik onun tüm zevkini elinden alır.
Reklam
Ellerini alıyorum sabaha kadar seviyorum...
Söze nasıl başlayacağımı bile bilmiyorum . Ama Seniii varyaaa herşeyden öte seviyorummmm... Böylesine aşkı yaşayacağımı asla düşünmüyordum. Ki ben aşkı sadece tahmin ederek yaşıyormuşum ve yaşamışım da sadece tanımına uyduğu için aşk diyormuşum,demişimde. .. Seninle yaşayarak öğrendim Sevgilim.. Seninle Aşkı hissederek yaşadım kalbim.. Nefes
günlüğümü okur gibi okuyorum bu satırları ahaahah
Öğrencilerin en büyük düşmanı isteksizliktir, genç bir insanın tüm hareketlerimde kendisini gösteren “zihinsel bir zafiyettir.” Kendisini hazır hissetmez, içinden çalışmak gelmez. Bu dünya onun için kederli ve soğuk bir yerdir. Üşengeçliği yüzünden okunur, isteksizliği yüzündeki her bir çizgide kendini gösterir, hareketleri ağır, uyuşuktur ve hep dalgındır; hareketlerinde ne canlılık ne de itina vardır. Bir sürü zaman kaybettikten sonra kahvaltı yaparken oyalanır, reklamlara kadar gazeteyi okur, çünkü bunu yaparken hiçbir çaba harcamasına gerek kalmaz. Ancak öğleden sonra enerjisi biraz yerine gelir. Akşam geç saatlerde bu talihsiz genç, önceki geceye nazaran daha huzursuz halde yatağa girer. İşine yaklaşırken bırakamadığı bu üşengeçlik ya da miskinlik onun tüm zevkini elinden alır...
Sayfa 22
120 syf.
10/10 puan verdi
·
4 günde okudu
2022/97. Kitap: İkinci Hayvan. Murathan Mungan’dan; Yedi Kapılı Kırk Oda, Yaz Geçer, Mırıldandıklarım, Çağ Geçitleri, Eski 45’likler, Oda, Poster ve Şeylerin Kederi, Kum Saati, Aile Albümü, Gelecek, Bazı Yazlar Uzaktan Geçer, Başkalarının Gecesi, Omayra, Timsah Sokak Şiirleri, Mürekkep Balığı, Sahtiyan, Yaz Sinemaları, Metal, Dağ, Osmanlıya Dair
İkinci Hayvan
İkinci HayvanMurathan Mungan · Metis Yayınları · 201683 okunma
Sen gelirsin diye yollarınına begonviller kanaviçeler ve manolyalar ekeceğim. Sevinçlerimi tebessüm diye kolye yapıp yapraklarına asacağım. Gelirsin diye mor papatyalardan bir köy evi inşa edeceğim sana. Çatısına beyaz gecelerden çalıntı kiremitler döşeyeceğim. Bahçesine mutluluk,keyif,huzur, dinginlik ve birazda sen ekeceğim. Kibri nefreti, kötü
Reklam
Geceye yaklaşırken oturdum karşıma sarıldım sımsıkı benliğime …
Geceye Yaklaşırken :)
Derviş'e sormuşlar en zor olan nedir? Derviş cevap vermiş, SÖZ'dür , anlatması da zor, anlaması da...
Öğrencilerin en büyük düşmanı isteksizliktir, genç bir insanın tüm hareketlerinde kendisini gösteren "zihinsel bir zafiyettir". Saatlerce uyur ve ahmak, mahmur ve uyuşuk bir halde kalkar. Ağır adımlarla esneyerek tuvalete gider ve uzun saatler orada kalır. Kendisini "hazır" hissetmez, içinden çalışmak gelmez. Bu dünya onun için kederli, soğuk bir yerdir. Üşengeçliği yüzünden okunur, isteksizliği yüzündeki her bir çizgide kendini gösterir, hareketleri ağır, uyuşuktur ve hep dalgındır; hareketlerinde ne canlılık ne de itina vardır. Bir sürü zaman kaybettikten sonra kahvaltı yaparken oyalanır, reklamlara kadar gazeteyi okur, çünkü bunu yaparken hiçbir çaba harcamasına gerek kalmaz. Ancak öğleden sonra enerjisi biraz yerine gelir ama bu enerjiyi de dedikodu yaparak, gereksiz tartışmalara girerek ve daha beteri iftira atarak (çünkü tüm aylaklar kıskançtır) harcar. Akşam geç saatlerde bu talihsiz genç, önceki geceye nazaran daha huzursuz halde yatağa girer. İşine yaklaşırken bırakamadığı bu üşengeçlik ya da miskinlik onun tüm zevkini elinden alır. Bu dünyada biraz zorluk çekmeden mutlu olunmaz. Tüm mutluluklar biraz çaba ister.
öğrencilerin en büyük düşmanı isteksizliktir genç bir insan tüm hareketlerinde kendisini gösteren zihinsel bir zaafiyettir saatlerce uyur ve ahmak mahmur ve uyuşuk bir halde kalkar. ağır adımlarla esneyerek tuvalete gider ve uzun saatler orada kalır kendisini hazır hissetmez içinden çalışmak gelmez bu dünya onun için kederli soğuk bir yerdir üşengeçliği yüzünden okunur isteksizliği yüzündeki her bir çizgide kendini gösterir hareketleri ağır uyuşuktur ve hep dalgın dır hareketlerinde ne canlılık nede itina vardır bir sürü zaman kaybettikten sonra kahvaltı yaparken oyalanır. reklamlara kadar gazeteyi okur çünkü bunu yaparken hiçbir çaba harcamasına gerek kalmaz ancak öğleden sonra enerjisi biraz yerine gelir ama bu enerjiyi dedikodu yaparak harcar akşam geç saatlerde bu talihsiz genç önceki geceye nazaran daha huzursuz halde yatağa girer işine yaklaşırken bırakamadığı bu üşengeçlik ya da miskinlik onu tüm zevkini elinden alır.
Reklam
"Dans etmeyi kesin!" "Tanrı'yla alay ediyorsunuz, O size başka azaplar çektirecek!" diyor biri yaklaşırken.Bir başkası dans edenlere neredeyse değerek, "Bu çılgınlığın cezası olarak cehennemde yanacaksınız!" diye haykırıyor.İlk bağıran içindeki zehri kusuyor: "Zifiri karanlıklar sizi ışıksız bir geceye gömecek yakında.Eşi benzeri olmayan bir felaket gelecek başimza!"
Sayfa 16 - Sel yayıncılık 3.baskıKitabı okudu
Ulan Rıfat...
Ulan geceye yaklaşırken aklıma lisedeyken okul bahçesinde kavga ettiğim çocuk geldi. Rıfat diye bir çocuktu. Üst sınıfımdı.Çok uzun boylu, yakışıklıca bir oğlandı. Ama itlik yapmayı da severdi. Kavgadan sonra müdür bizi barıştırmak için odasına çağırmıştı, sonra hadi sarılın barışın demişti, biz de birbirimizi tehdit etmeye devam edip müdürün karşısında birbirimizin yakasına yapışmıştık. Müdür ona "ulan sen gerizekalı mısın, hayvan herif!" diye bağırmıştı, "bana da "bıktım artık senin serseriliklerinden, bela oldun başımıza, babanı çağır " deyip ikimizi de odasından kovmuştu. Odadan kovulduktan sonra birbirimizin yüzüne bile bakamamıştık :D Ulan Rıfat keşke ölmeseydin. Seni sevmezdim falan ama yaş ilerledi diye mi ne, insan tatlı olmayan hatıralarını bile kucaklayıp o hatıralara olgunlukla yaklaşmasını öğreniyor. Yaşasaydın 30 yaşında olacaktın. On iki sene önce ölmüşsün vay be. Seni, müdür bizi azarladı diye birbirimizin yüzüne bakamadığımız andaki yere bakan mahcup halinle hatırlayacağım lan serseri.
Geceye yaklaşırken hissediyordum... Kalbimin derin sularında nefessiz kalan sözcüklerimi...
Müsait Bir Ayrılıkta İndirir misin Ey Yâr
Bir Lise Ögrencimin yazdığı bir şiiri Bir ömür terk ediyordu yine bedenimi … Gitmişti ! O gitmişti … Öznesini mısralarıma sığdıramadığım , Umarsız bir hastalıktı yüreğime konan … Kalbime yaklaşırken ayak seslerini duyuyordum nefes alışının … Kilit vurduğum yüreğimde kalan rengarenk hayallerim vardı yinede benim … Gözlerimden akan
37 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.