Musibetin, geçip giden fani zamanları ahirette kalıcı saadetli zamanlara dönüştürdüğünü kendine telkin etmeli; şikâyet etmek yerine, sabır içinde kalıp rıza duygusu içinde şükretmenin yollarına bakmalıdır.
Yüce Allah (c.c) şöyle buyurmaktadır:"Ey âdemoğlu! Bana hizmet et; ben bana hizmet edeni sever ve kullarımı onun hizmetine koştururum. Sen, ömrünün geçip giden kısmında bana isyanının ne ölçüde olduğunu bilemezsin. Yine ömrünün kalan kısmında da bana ne derece isyan edeceğini bilemezsin. Beni unutma, hatırında tut; zira ben dilediğim her şeyi
Bana istedikleri kadar, “Hayatın anlamını kavrayamazsın! Düşünme, yaşa!” desinler bunu yapamam. Çünkü bunu daha önce çok yaptım. Şimdi elimden gelen; geçip giden ve beni ölüme götüren günü ve geceyi izlemektir. İşte tek bunu görüyorum.
Çünkü bu bir tek şey gerçektir. Geri kalan her şey yalan …
İnsanın gerçek hayatı, içinde bulunduğu andan ibaretken sabrı yanlış zamanlara ve işlere yaymak büyük bir hatadır. Sabır gücünü bunca yanlış yerlere yayan biri, isyandan, şikayetten, ümitsizlikten yakasını kurtaramaz. İnsan, musibetler tarafından çepeçevre kuşatıldığında bile bütün sabır kuvvetini sadece içinde bulunduğu vakte yöneltmelidir. Allah'ın şefkatini, musibetlerin dünya hayatındaki katkılarını ve ahiretteki mükâfatlarını düşünerek yeni bir güç kaynağı elde etmelidir. Musibetin, geçip giden fani zamanları ahirette kalıcı saadetli zamanlara dönüştürdüğünü kendine telkin etmeli; şikâyet etmek yerine, sabır içinde kalıp Rıza duygusu içinde şükretmenin yollarına bakmalıdır.
Ölüm ile doğum arası fark yoktur.
Birisi başlangıç birisi sondur.
Ağlayarak geldiğimiz şu dünyada.
Giderken bir gülücük bırakmalı.
Sonunu bildiğimiz halde anı yaşamalı.
Severken sevilmeli, bir kalbe değmeli.
Ancak o zaman farkı kalır ölüm ile yaşamdan.
Henüz yaş varken yaşamalı bu dünyada.
Günü beş para etmez bu evrende.
Geçip giden günleri saydığımız halde.
Giderken bile anılmalı, bir kalbin olmalı.
Ölümü ölüm yapan bu fani dünyada.
Doğumu yaşam kılan şu çınar hayatta.
Sevmek ve sevilmek.
Sadece bundan ibaret.
-Mehmet Koç
Derya deniz bir kitap. Yazarın uzun süreler karşılaştığı, ziyaret ettiği Allah dostlarının yanında yaşadıkları ve gördüklerini anlattığı güzel bir eser. Kitabın içinden herkesin çıkaracağı sonuç farklı. Ama sonuç olarak Allah yolunda giden ve bu konuda insanlara yardımcı olan ilim ehli insanların anlatılan olaylardan sonra kitabını son sayfalarında yer verilen hadisler ya da ilim ehli alimlerin sözleri tek bir kitap olsa okunacak cinsten.
“Memleketimiz fâni, hallerimiz iğreti, nefeslerimiz sayılı ve ihmalimizde vardır. Dünya geçip gitmekte, ondaki hallerimiz âriyet durumunda, alıp verdiğimiz soluklar sayılı, tembelliğimiz de açıkça ortada…”