Ben Nesli, eski nesillere kıyasla çok daha fazla olanağa sahip. Daha sağlıklıyız, sayısız imkâna sahibiz ve daha iyi eğitim alıyoruz. Ancak diğer temel insani gerekliliklerden yoksunuz, istikrarlı ilişkiler, toplum bilinci, güven duygusu, yetişkinliğe ve iş hayatına sağlıklı bir geçiş, bunlardan sadece birkaçı...
Sayfa 325 - KaknüsKitabı okudu
"Çocuklar mutlu bir evliliğin önünde, gittikçe büyüyen bir engel haline geliyor." Ekonomik nedenler bu durumu kısmen açıklasa da asıl sorun, kişinin kendi ihtiyaçlarından ebeveynlik gereksinimlerine doğru yaptığı radikal değişim. Bir bebek sahibi olursanız, yaşamınız üzerinde daha az kontrolünüz olacak. Alıştığınız özgürlük kısıtlanıyor, bireysel başarılarınız artık taktir görmemeye başlıyor. Ebeveynlik her zaman zorlu bir geçiş olmuştur ama Ben Nesli için bu süreç daha da zorlu. Hayatınızı kendiniz programlamaya alıșmıșsanız bebeğin ağlayarak herșeyi yönlendirmesi dayanılmaz olabilir. Bu durumda ruh sağlığınızı korumak ve eşinizle iyi geçinmek zorlaşır. Bebek sahibi olmayı tercih etme fikri, işleri daha da zorlaştırıyor. Önceki nesiller için çocuk sahibi olmak, tercihten çok bir zorunluluktu. Şimdi ise biz "ana baba" olmayı seçiyoruz. O yüzden bebek bizi karmakarışık bir hayata sürüklediğinde kendimizden başka suçlayacak kimsemiz olmuyor.
Sayfa 133Kitabı okudu
Reklam
Gençlerin melankoli eğilimi, bazı açılardan oldukça çelişkili görünüyor. Ben Nesli, eski nesillere kıyasla çok daha fazla olanağa sahip. Daha sağlıklıyız, sayısız imkâna sahibiz ve daha iyi eğitim alıyoruz. Ancak diğer temel insani gerekliliklerden yoksunuz, istikrarlı ilişkiler, toplum bilinci, güven duygusu, yetişkinliğe ve iş hayatına sağlıklı bir geçiş, bunlardan sadece birkaçı... Büyük anne ve büyük babalarımız televizyonsuz yaşayabilirdi, ancak yalnız değillerdi. Terörist saldırısı ihtimalinden korkmuyorlardı ve Princeton’a en kestirme yoldan gitmek konusunda takıntılı değillerdi.
Evrimcilerin, fosillerin bazı yer katmanlarında kademelenmesine, mevcut canlılardaki bir takım benzerliklere ve tür içi değişimlere bakıp binlerce, milyonlarca yıl öncesine âit fosil kalıntılarını türler arası geçiş senaryolarına uydurmaları, ara form olarak isimlendirmeleri açık bir hatadır. Ara form zannedilen bir fosil illa kendi kabul ettikleri bir canlının atası, torunu veya geçiş formu olmayabilir. Yine kendi hayallerine göre resmettikleri gibi görünen yapıda da olmayabilir. Bu fosil o dönem yaşamış, sakat olarak doğmuş veya nesli tükenmiş bir canlı türünden arta kalan fosil de olabilir. Bundan yüz yıl öncesine dayanan tarihi bir mesele veya bulgular bile mutlak bir hakikat gibi aktarılamazken yüz milyonlarca yıl öncesine ait kemik parçalarının veya yapıların kendi iddia ettikleri canlılara ait olduğuna nasıl kesin kanaat getirilebilir! Bunun tek bir açıklaması vardır. O da delillerin ön kabuller ile yorumlanması ve insanlara hakikatmiş gibi aktarılmak istenmesidir. Ünlü evrimci biyolog Ernst Mayr'ın Biyolojiyi Eşsiz Yapan Nedir? isimli kitabında belirttiği itiraf niteliğindeki ifadelerden fosillere dair nasıl hikâyeler üretildiğini anlıyoruz. Mayr, tarihi zamanın boyutlarını içeren yaşayan dünyanın bütün yönlerine dair bir açıklamayı elde etmek için özellikle deney yapmanın mümkün olmadığı durumlarda evrim biyolojisinin kendi metodolojisini yani bazı tarihi hikâyelerini (farazi/ kesin olmayan senaryolarını) geliştirdiğini belirtir.2
Ben Nesli, eski nesillere kıyasla çok daha fazla imkana sahip: ‘Daha sağlıklıyız ve daha iyi eğitim alıyoruz.’ Ancak diğer temel insanî gerekliliklerden yoksunuz: “İstikrarlı ilişkiler, toplum bilinci, güven duygusu, yetişkinliğe ve iş hayatına sağlıklı bir geçiş…”
Sayfa 188Kitabı okudu
Vapur yolculuğu süresince, Yüksek Kaldırımı'ı tırmanırken ve İstiklal Caddesi'nde yürürken, ülkesinin, kendi de içlerinde olmak üzere, bir nesli nasıl harap ettiğini düşündü. .... Geriye doğru düşündüğünde, kendinden önceki nesillerin de aşağı yukarı aynı "tatsız duyguyu" yaşadığı geldiği aklına. Namık Kemal'lerle başlayan, Birinci Meşrutiyet, İkinci Meşrutiyet, Kurtuluş Savaşı, Cumhuriyet'in kuruluşu, İkinci Dünya Savaşı ve şimdi de çok partili döneme geçiş arefesinde devam eden, okuma yazma bilen ve daha iyi bir ülke için inisiyatif almaya niyetli, kararlı hemen hemen bütün aydınlar, aynı planyadan, aynı tornadan geçirilmeye çalışılmıştı. ". Daha ne kadar sürecek böyle?" diye dertlendi, erken yaşlanmış yazar.
Sayfa 334 - Destek YayınlarıKitabı okudu
Reklam