RABITA NEDİR, CAİZ MİDİR ?
FATİH KUT: Hocam sıra geldi rabıta konusuna. Çok soruyorlar; rabıta nedir? Buyurun Hocam
PROF. DR. ORHAN ÇEKER: Rabıta nedir, konusuna gelelim: En fazla itiraz edilen, çok kimsenin de kafasının almadığı, kafası almadığı için de itiraz ettiği konuya gelmiş oluyoruz. Öncelikle Rabıta nedir? Meseleye doğru yerden girmek
1966'da dönemin devlet başkanı Cemal Abdünnasır tarafından idam ettirilen Seyyid Kutub'un şehadetine en çok vesile olan eseri. Çünkü İslam düşmanlarını fazlasıyla rahatsız ediyor. Müslümanlara açık ve net bir şekilde istikamet belirleyen eser 11 başlıktan oluşuyor: Örnek Bir Kur'an Nesli, Kur'an Metodunun Tabiatı, İslam Toplumunun Doğuşu ve Özellikleri, Allah Yolunda Cihad, Bir Yaşam Tarzı Olarak La İlahe İllallah, Alemin Nizamı, İslam Medeniyettir, Müslümanın Milliyeti Akidesidir, Uzun Bir Geçiş Dönemi, İmanın Üstünlüğü, İşte Yol Budur. Pek çok kişiyi etkileyen ve çokça tartışılan bu fikri eseri okumanızı tavsiye ederim. Okumak iptiladır, müptelalara selam olsun!
Dünyasından farklı bir boyuta geçiş yapan içindeki gücün ne olduğunun farkında olmayan Sera.Yanlızlığı ve çektiği acılar sonunda konsey lideri Bige tarafından bulunuyor ve kadeh savaşçısı ünvanıyla farklı bir boyuta getiriliyor.Yaşadıklarına anlam vermesede ona söylenen,atalarından kalan intikam mirasını devam ettirmesi gerektiği.Yaşamak içinde
19. yüzyılda Avrupa etkisinin, Osmanlı yazarlarının düşünceleri ve estetik anlayışlarında yarattığı dalgalanmaları yakından izleyen, çoğunu kendisi de paylaşan, geçiş nesli yazarlarındandır.
2600’lü yılların başında. İnsanoğlu sonunda Dünya’yı yok etmeyi başarabilmiş. Öyle ki yaşattıkları tahribat sonucu vahşi hayvanların nesli tükenmiş, lüks için yeşil alan namına hiç bir şey bırakılmamış. Hayvanların doğum döngüleri, çiçeklerin mevsimleri birbirine karışmış. Doğada ki tüm canlıların dengesi insanların hırsları nedeniyle yok olmuş.
Evrimcilerin, fosillerin bazı yer katmanlarında kademelenmesine, mevcut canlılardaki bir takım benzerliklere ve tür içi değişimlere bakıp binlerce, milyonlarca yıl öncesine âit fosil kalıntılarını türler arası geçiş senaryolarına uydurmaları, ara form olarak isimlendirmeleri açık bir hatadır. Ara form zannedilen bir fosil illa kendi kabul ettikleri bir canlının atası, torunu veya geçiş formu olmayabilir. Yine kendi hayallerine göre resmettikleri gibi görünen yapıda da olmayabilir. Bu fosil o dönem yaşamış, sakat olarak doğmuş veya nesli tükenmiş bir canlı türünden arta kalan fosil de olabilir. Bundan yüz yıl öncesine dayanan tarihi bir mesele veya bulgular bile mutlak bir hakikat gibi aktarılamazken yüz milyonlarca yıl öncesine ait kemik parçalarının veya yapıların kendi iddia ettikleri canlılara ait olduğuna nasıl kesin kanaat getirilebilir! Bunun tek bir açıklaması vardır. O da delillerin ön kabuller ile yorumlanması ve insanlara hakikatmiş gibi aktarılmak istenmesidir.
Ünlü evrimci biyolog Ernst Mayr'ın Biyolojiyi Eşsiz Yapan Nedir? isimli kitabında belirttiği itiraf niteliğindeki ifadelerden fosillere dair nasıl hikâyeler üretildiğini anlıyoruz. Mayr, tarihi zamanın boyutlarını içeren yaşayan dünyanın bütün yönlerine dair bir açıklamayı elde etmek için özellikle deney yapmanın mümkün olmadığı durumlarda evrim biyolojisinin kendi metodolojisini yani bazı tarihi hikâyelerini (farazi/ kesin olmayan senaryolarını) geliştirdiğini belirtir.2