Sahi siz duydunuz mu sustuklarımızı?
Hayat devam ediyor… mu gerçekten?
Birinci yıl… Bir yıl 365 gün müydü? Peki neden ben 365 yıl geçmiş gibi ama aynı zamanda da bir saniye bile geçmemiş gibi hissediyorum?
Bir daha gökyüzünü, güneşi, denizi, sevdiklerinizi göremeyeceğinizi, artık her şeyin bittiğini düşünüp yaşamdan koptuğunuzu hissettiniz mi?
Yaşamında genel çizgilerinde 3 tür şey le karşılaşıcaksın ;
~Gelmiş geçmiş şeyler
~Gelip geçmemiş şeyler
~Gelmeyip geçmiş şeyler
Bütün şey'lerin geçmiş , geçmemiş ya da hiç gelmemiş olacak .
Dördüncü durumla mantık sırası içinde sonuncu olması gereken şey'lerle ise hiç karşılaşmayacaksın . Yani ;
~Gelmeyip geçmemiş şeyler . '
Bir zamanlar doğu tarafında çok büyük bir kaya olduğu için güneşin çok geç doğduğu bir köy varmış. Sabah aç uyanan çocuklara anneleri, daha güneş doğmadı diye ekmek vermiyormuş. Ayrıca köy, ışık almayan karanlık bir köymüş. Meraklı ve üzgün çocuklar bir gün kayanın diğer tarafına geçmiş ve buranın daha aydınlık,yeşil ve güzel olduğunu görmüşler.
İrvin David Yalom'un orjinal ismi “Lying on the couch” ve bizdeki ismi “ise psikologların hastaları için kullandıkları uzun koltuktan aldığı ismi “DİVAN” ile karşımıza çıkıyor. Aslında bu roman bana daha çok istatistik raporu veya dökümantasyon tadında gerçek yaşamdan kesitlere yer veriyor.
Üniversitede her dönem zorunlu felsefe derslerimiz vardı zaten ilgim de olduğu için keyifle geçerdi dersler ama bu kitabı bilmiyor olmak beni gerçekten üzdü ve kesinlikle büyük bir eksiklik hissettim.
Yıllar sonra bu açığı kapatmış olmak bir nebze rahatlatıyor.
Kitap
.
Geçmiş hep kötü,
Geçmiş hep acı,
Geçmiş hep hüzün...
Solumda bir ağrı,
Dilimde bir söz,
Elimde bir iz.
Geçmiş, bazen hiç geçmemiş,
Geçmiş, bazen hiç geçmeyecekmiş...
.
Yaşamında,genel çizgilerinde üç tür ‘şey’le karşılaşacaksın :
1)Gelip geçmiş şeyler.
2)Gelip geçmemiş şeyler:
3)Gelmeyip geçmiş şeyler.
(Dördüncü durumla sonuncu olması gereken -şeylerle ise hiç karşılaşamayacaksın 4)Gelmeyip geçmemiş şeyler...)
Not: Yoruma kapadım çünkü küfür edenler var. Kadınlar ve çocuklar da var.
#68124067
Dün biraz tartıştığım en son yazısında Selâm yazıp Aleykümselam yâzarak yanıt verdiğim şahıs beni engelleyip arkamdan konuşuyor.
Beni Kürt düşmanı olarak gösterme çabasında ben Kürtleri seviyorum kimseyi de buna ikna etme çabasında
" Yaşaması kahramanlarımız dışında kimseye nasip olmayacak bir aşkın hikayesini aktaracağız az sonra. Dinlemesi dahi kalbe mutluluk veren bir aşk olacak bu." diye başlıyor Aslı Tohumcu son kitabı Aç Koynunu, Ben Geldim'e.
Bütün hikaye Bursa'da Kapalı Çarşı'da zamanın nam salmış hançer ustalarından olan Kançıkarmaz
KADINLARIN TAŞIDIKLARI GÜCÜN FARKINA VARMALARI iÇİN YAZILMIŞ
Evet başlıyorum,Kurtlarla Koşan Kadınlar kitabının incelemesini yazmaya karar verdim.Ancak yazar psikiyatrist olduğu için bu bilimin diliyle yazmış. Bizim için zorlayıcı açıklamalar olduğunu söyleyebilirim .Aslında kendi anladığımı yazacağım demek daha doğru olacak.Çıkarımlar,kitabı
•••
Kardeşine yazdığı mektupta şöyle diyordu:
"Deli gibi okuyorum, okudukça da tuhaf bir şekilde etkileniyorum. Eskiden okuduğum bir kitabı yeniden okuyorum, sanki içimde yeni bir güç kımıldamaya başladı. Her şeyin derinine iniyorum, her şeyi büyük bir açıklıkla anlıyorum, kendi adıma yaratma gücümü bundan alıyorum."