Ve umut denen kadim tohum onu besleyen her kalbi onarır. Bütün kalpler umudun bize tanıdığı seçeneklerle uyum içinde atar. Geçmişin gölgeleri ve yeni günün temiz ve parlak sayfası arasında.
Hüznün gölgesi düştü umutlara! üşür yarınlara.
Sabır ile bekler yaşlar, yürek yorulunca acısı gözden akar. neyi anlatır dökerken kim bilir! neyi hatırlatır hangi maziyi anımsatır kim bilir.
Bir sima mı hatırına gelir,yoksa yanan yüreğine mi dokunur sabrın ızdırabı? Bi haber yaşardı harabeler içinde. bin derde devaydı sabır! etmesini bilene. Bilmeyene ölüm tek çare.
Hatırı yoktur geçmişin, gelecek günler meçhul.
Nakışlanıyor imtihan düğümleri Taze ömrün
Kaderine. Seyreliyor umut düğümleri iğne iplik ne çare? Mazisi soğuyana doğacak güneş ne çare ne çare.?
Austerlitz, Vertigo’dan sonra okuduğum ikinci Sebald eseri ve artık tüm eserlerini okumak istediğim bir yazar daha var. Roman (aslında Sebald tarzı, türler üstü bir metin, anı-roman, biyografi, ropörtaj gibi pek çok türe göz kırpıyor), 1967 yılında isimsiz anlatıcının Belçika seyahatinin anlatımı ve bu esnada bir tren garının bekleme salonunda
Geçici olarak tutulan geçmişimin geleceğimiz adını verdiğimiz gölgesi önüme düşmezdi; hayatımın amacı artık bu geçmişin hayallerinin gerçekleşmesi olmaktan çıkıp o andaki mutluluk olduğundan, o andan ötesini görmezdim.
Herkese Merhaba,
Rita hunter kalemeni özlemişim gerçekten, her kitabına hayran olduğum gibide bu kitabıda hayran kaldım.
Kitaba gelirsek; Yıllar önce adının karıştığı skandal yüzünden ait olduğunu sandığı toplumdan dışlanan Evelyn Rosewell’in tek arzusu, ailesinin içine düştüğü maddi darboğazdan çıkabilmesi için üzerine düşeni yapmaktır. Ancak