BİR NARSİST TÜKENİŞ’İN ANALİZİ
Yazıldığı yıl 1891’den beri okuyan herkes yaşlandı, bir tek bu roman ilk yazıldığı zamanki gibi hep genç kaldı. Her gelen yeni neslin hayranlıkla okuduğu roman –
Yani önce kendimizi kendimize kabul ettiriyoruz, sonra isteyen beğensin istemeyen neyse gerisini biliyorsunuz.
Tabii yanlış bulduğumuz davranışlarımızla değil, onayladığımız ve bizde olmasını istediğimiz yönlerimizle yapıyoruz bunu.
Eğer bunu yapabilirsek yani kendimizi onaylayıp olmayı seçtiğimiz gibi biri olabilirsek, hem özsaygımızı, hem
Sevdiğim şahane klasik eserler listesinde yerini alan inanılmaz güzel bir kitap.
Geçmişte Jane Eyre’nin aslına son derece uygun muhteşem tiyatro versiyonunu izleyip etkisi altında kalmıştım.
Jane Eyre, genç bir kızın yetişkinliğe geçişini anlatan, duygusal dünyasına odaklanan, Charlotte Brontë tarafından neredeyse 170 yıl önce yazılmış olağanüstü bir 'Bildungsroman'dır (oluşum romanı) ve edebiyatın en büyük klasiklerinden biridir.
Özellikle ana karakterin yansımaları ve iç diyalogları harika ayrıntılarla anlatılıyor.
Charlotte Brontë, Jane Eyre ile birlikte, 170 yıl sonra bize belirli duyguların, düşüncelerin ve davranışların evrensel olduğunu öğretiyor. Kötü bir çocukluğun otomatik olarak mutsuz bir geleceğe yol açmadığını ve günlerini çoğunlukla okuyarak, bahçeyle uğraşarak ve başkalarıyla ilgilenerek doldurdukları bir dönemde genç kadınların, olası işlerinde ve ilişkilerinde de bağımsızlığa ve eşitliğe ihtiyaç duyduklarını anlatıyor.
Ben çok beğendim.
Kesinlikle okunması gereken gerçek bir klasik eser.
Jane EyreCharlotte Brontë · Koridor Yayıncılık · 202031bin okunma
Mutluluk, hayatın en değerli ve en güzel hediyesidir. Onun arayışı, insanların ortak özlemidir ve her birimiz mutlu olma yolunda farklı maceralara atılırız.Mutluluk, dışarıda aranacak büyülü bir hazine değildir. Aslında, onun kaynağı içimizdedir. Mutluluk, iç huzurumuzla, kendimizi ve çevremizdeki dünyayı kabul etme yeteneğimizle doğrudan
Tecrübe Edilmiş Parıltılar
⁂ ⁂ ⁂
İslâmî değer kaideleri yönlendirici ve ihtiyaç dinamikleri güncel ve gelecek vaat etmektedir. İnsan zihin yapısının derinlik ve kapsam boyutlarıyla şekillendirici gücünü asırlar boyu sürdürdü ve sürdürmektedir. Gelişen piyasa, teknoloji ve her türde üretimin insan yapısına ve değerlerine
Geçmişte kalmak, geleceği çok düşünmek insanın ruh sağlığına olumsuz yansımaları olabiliyor. Geçmişten aldığımız güzel anılarla yeni anlamlar inşa ederek hayata devam edebilmek özlediğimiz günleri yeniden yaşamamızı sağlayabiliyor.
Sevgili güzeller güzeli kızım Eftal'im, diye başlıyordu mektup. Ve ilk cümleden gözlerimden yaşlar dökülmeye başlamıştı.
Bu mektubu sana idamıma günler kala yazıyorum. Yüzünde bir gülümseme oluşturmak, bir baba gibi umut vermek isterdim ama boynuma bağlanacak bir urgan varken ne kadar umutlu konuşabilirim bilmiyorum. Ölmekten korkuyorum
Emrullah Alp ‘Sanı’sı
Emrullah Alp’in şiir kitabı "Sanı" Yitik Ülke Yayınları tarafından okurla buluştu. Emrullah Alp "Sanı"yla en başa, şiire ilk adım attığı ana, zamana, duruma, olaya ya da tüm bunların vuku bulduğu yere dönüyor, şairliğini başa alıyor.
İnsanlığın, insanın hırpalandığı, insanlık idealinin hızla irtifa
Ümit Özdağ Türkiye'nin demografik işgalini sorunlarını kendine dert edinen akademisyen,siyasetçi,toplum bilimci.
Demografik İşgal bu kitap'ta öyle bilgiler,belgeler,şahitler,kanıtlar var ki okuyunca demografik planlamanın ne kadar önemli olduğunu tekrar anlayacak ve bu konu hakkında neler yapabileceğim diyeceğiniz toplumsal yaraya parmak basan
Kadın Özgürlüğü Hareketinden sadece kadınların sorumlu olduğunu mu düşünüyorsunuz?
Dünyada sürmekte olan Kadın Özgürlüğü Hareketi, erkeklerin yarattığı bir olgudur. Bunun da bir erkek komplosu olması seni şaşırtacaktır. Şimdi, erkek kadından kurtulmak istiyor. O hiç sorumluluk istemiyor. O kadınların tadını çıkarmak istiyor ama sadece eğlence
_Rüya, gören olmadan da var olabilir. Rüya gören olmadan rüya mevcut olduğunda ise bu özgün gerçeklik gibi gelir. Siz yoksunuz ama kozmik bir akıl var. Brahma var. Bu yüzden bütün alemin Brahma'nın gördüğü bir rüya olduğunu söylerler. Bütün bu dünya bir rüyadır, bir mayadır. Ama bu her şeyin, tümün bir rüyasıdır. Kişisel bir rüya değildir.
Eğitim konusu bir türlü rayına oturtamadığımız, tam manasıyla çözümleyemediğimiz bir mesele. Üzerinde çalışmalar, deneme yanılmalar devam ediyor. Ben bazen çok ilerlediğimizi, geliştiğimizi, geliştirdiğimizi düşünüyorum bazen de bir arpa boyu yol almamışız, aynı eksen etrafında dönüp duruyormuşuz gibi geliyor. Nurettin