Dalkavuklar Gecesi - Z Vitamini'ni okursanız isabet olur.
Hüseyin Nihal Atsız edebiyat dünyasında haksızlığa uğramış bir şair ve yazardır. İkinci Süreya vakası
" Bu insanlık nereye gidiyor, artık insan göresim gelmiyor, bıktım ... "safsatalarını gözümüzde çok büyütüp hayatımızın odağına koymaktan vaz mı geçsek?
Canım İstanbul içinde binlerce insanı barındıran kozmopolit şehir... Akşam iş çıkış saati bilen bilir her yer tıklım tıklım özellikle toplu taşımalar... Binmek neredeyse imkânsız yer bulup oturmak ise büyük lüks ( neyse ki ben ilk duraktan binen ve oturma lüksüne sahip olanlardanım .. :) ) şu anda tam da öyle bir otobüsün içindeyim.
Herkesin, hepimizin zaman çığırtkanlığını yaptığı " İnsanlık öldü! , Nerede o eskiler.. " düşünceleri ile durumu daha da vahimleştirdiğimizi fark ettiğim noktadayım... Ve kemdim ile başbaşayım.
Part 1: İlk teşrif eden 65-70 yaşlarında bir teyze. Hemen önden ayrı ayrı yerlerde oturan ve kalkmaya yeltenen üç genç...
Saygı ve hassasiyet örneği
Part2: İki Üç durak sonrasında ayağında problem olan, yürüme zorluğu çeken bir abi ve giriş yapar yapmaz ayağa kalkan abla ...
Duyarlılığın en hası...
Part3: İşten gelen güvenlik görevlisine
" Abi sen yorgunsundur. Gel otur. " diyen kişi...
Bu partın ise bende yeri apayayrı oldu. O sebeple bu parta tamamen gönlümü koyuyorum....
Velhasılı kelam daha orta kapıya gelmeden bir çok insanıın gönlüne dokunacak favori hareketler.. Ve zihinlerde yankılandırdığı "İNSANLIK ÖLMEMİŞ" sloganları....
Acaba diyorum biz mi bakmayı, bakıp görmeyi bilmiyoruz...
Şubat 2019... İstanbul bembayaz bir kar örtüsünün altında dinleniyor... Bugün çok daha az kişi ayak basıyor sokaklara, kaldırımlara... Daha az araba geçiyor, daha az korna çalıyor caddelerde... Bir Pazar günü... Dışarıdaki beyaz örtüyü üzerime çekip şehir gibi dingin, sessiz sedasız yaşamak istiyorum bugünü... Böyle bir günde yapılacak iki güzel
Dünya fani her şey bomboş ve yalan
Nefsim derki, sefani sür oyalan
Bitsin rüya artik uykudan uyan
Feryadımı yokmu duyan gel uyan
Yüreğimi sardı yine hüzün
Gidişin var ya hep boğulu gözüm
Senle var oldu özüm
Senle hayat bulur sözüm
Neredesin, nerede o gülen yüzün
Gel yetiş imdadıma
Merhem ol yaralarıma
Sen ümit ışığımsın
Bir tek gönlümü sana bağlamışım....
Bin yıl yaşasam yine sana doyamam
Sana gönlümü verdim ey nazlı güzel
Seni almazsam gözlerim açık gider
Bana ellerini ver hayat seni sevince güzel
Yoluna adadım ömrümü ben gel kaçma güzel
Bana ellerini ver hayat seni sevince güzel
Sana gönlümü verdim nazlı güzel
Artık hiçbir kadının benimle bir olmadığını hissediyorum. Artık Leylâ benim yanımda minimini ve Jülyet pek zavallıdır, ben Beatrice'ye bile gururla bakıyorum ve bundan sonra Süleyman'ın sevgilileri de benimle boy ölçüşemeyeceklerdir. Ebedili- ğe senin kolların arasında süzüleceğim sevgilim ve yüksekte, en yüksekte uçacağız.
Ey sevgilim, yalnız benim sevgilim! Şimdiye kadar hep sana koşmak için çırpındığı halde yenilmez bir gururun emirlerini dinlemeye mecbur olan kalbim bak, içindekileri anlatmak için acele ediyor. O gururum ki, fanilerden birine meyli olduğu için gönlümü bir ısırgan demeti gibi dalamıştı, şimdi sana bunları söylemekte bir haz buluyor.
"Mademki uzun senelerin hasreti içimizde yaramaz bir çocuk gibi tepinmektedir, gel, birbirimizin olalım ve sen bana aşkın da ebedilik kadar tatlı ve güzel olduğunu anlat... Gel, beni kollarının arasında sık..."
Merhabalar, inceleme yazmak alışkanlığım değildir aslında ama
Mehmet Y. hocamızın bu naif davranışına bizzatihi böyle teşekkür etmek istedim.
Evimden, memleketimden uzakta bir başıma 6 yıl geçirdim, geçiriyorum da hâlâ. Uzun yolu çok severim, otobüs en çok kullandığım ulaşım aracıdır. 16 saatimi alır. Hocamızın tanıtım bülteninde de söylediği gibi;
"Kirus...
En az senin kadar rezil olan bittiğini aldım. Senden gelen hiçbir öneri ve tehdit geçmez Saka ilinde. Ben Tomris Han, acuna bir tek yiğit ve er tanıdım. Gönlümü kazanacak tek kişi... Onun adı Alp Han'dı. Tanrı da onu çok sevmiş ki erkenden yanına aldı. Gök'ün en üst katlarında acunu izliyor ve senin gibilerin acunu kirlettiğini gördükçe uçmağa vardığı için seviniyor.
Kötü kişi hem budununu, hem acunu kirletir Kirus.
Sen kötü bir kişisin.
Bitiğinden anladım ki Saka iline saldırmak için bir gerekçe bulmaya çalışıyorsun. Buna gerek yok Kirus. Eğer yüreğin yetiyorsa ordunu al ve gel. Sakın ha Sakaları, daha önce yendiğin ordularla, sıradan budunlarla karıştırma. Bunu nasılsa öğreneceksin. Bunu san öğretmek benim boynumun borcu olsun.
Kendinle övünüyorsun Kirus. Farkımız o ki biz atalarımızla biz atalarımızla ve budunumuzla övünürüz. Sen yerde ve bugünü yaşarsın, biz Gök'e inanır Gök'ü özleriz.
Bütün gücünle gel Kirus. Toplayabildiğin kadar ordu topla. Ama unutma karşında Saka budunu bulacaksın.
Acun ikimiz için çok küçük Kirus! "
Biliyorum bugün geliceksin az önce aldım haberini. Geldiğin zaman sakın bunları unutma seni çok sevdiğimi ve fazlasıyla özlediğimi her zaman senin için dua ettiğimi hiç unutma. Seni çok bekledim ve yine de beklerim ama sende arada devete icabet et. Beni umutsuz bırakma olur mu? Her kış gel ve şenlendir gönlümü...