Her şey gelip geçici ey gönül. Bak, az önce aldığın nefes bile geldi geçti. Sen bakî olana razı ol... Hz. Mevlânâ
"Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az!.."
Reklam
Gazi, 26 Aralık akşamı saat 21.30'da Yeni Sinema'ya geldi ve özel locasına geçti. Salonda kendisine yönelik alkış ve tezahüratların ardından projeksiyonun ışığı perdeyi aydınlatmaya başladı. Gazi, filmi sonuna kadar ve büyük bir dikkatle izledi. Gazi'nin "Güzel miydi?" sorusuna "Fevkalade" diyerek cevap veren Cemal Granda, sonrasını anılarında şöyle anlatıyordu: "Saat yirmi üç sıralarında döndüğü zaman: 'Çelebi Efendi, iyi vakit geçirdik', dedi. Atatürk, ilk Türk filmini işte böyle benim tavsiyem üzerine görmüş ve hoşuna gitmişti. İsteseydi o filmi Köşke getirtir, oturduğu yerden seyredebilirdi. Ama Atatürk bir halk çocuğuydu. Halkın içinde yaşamaktan hoşlanıyor, onun gittiği yerlere gitmek için vesileler arıyordu. Sinemaya gidiş te sadece bir vesileden başka bir şey değildi. Sinemada halkla beraber film görmek, onun daha çok hoşuna gitmişti."
Sayfa 75
Yahu sen bu işten bir şey anladın mı? Hayat geldi, geçti be! ..
Pdf
Hayırlı sabahlar
Ömür dediğin üç gündür; dün geldi geçti, yarın meçhuldür. O halde ömür dediğin bir gündür; o da bugündür.
Can Yücel
Can Yücel
Köpek derisinden post, Beylerden dost olmaz. Geçti ömrümüz. Aklımız başımıza geldi ama geçti ömrümüz. Üç oğulu da verdik, bok yoluna. Tam üç oğulu...
Sayfa 299
Reklam
Onlar da bu dünyaya geldi geçti Kervan gibi kondu göçtü Onları da ecel aldı, yer gizledi Fâni dünya kime kaldı
Dört
Sinsi bir çiçek gibi büyüyor ormanınızda çaresizliğiniz. Elinizden düşmeyen kadehten anlıyorum. Kalbinizi çarptırmayan düşlerinizden. Haritaları kaldırıp attınız duvarlarınızdan. Radyoyu açmaz, tiyatroya gitmez, kendinizden başka kimseyi üzmez oldunuz. Gazete almayı, kitapların altını çizmeyi bıraktınız. Kavgada yumruk saydıkça kafanız karıştı. Üstünüzden bir uçak geçtiğinde nereye gittiğini düşünmezsiniz. Yaz geldi denizsiz, kış geçti karsız, baharda aşksız kaldınız. Şarkılarda eşlik bitmiş, bahçenizden geçen yok. Yanlış bir rüyayı geceler boyu bekleyecek hal kalmamış sizde. Fikrinizi savunmaya, birini korumaya, iman tahtanzdan yastık yapmaya uzaksınız. Düştünüz takılmadan, yoruldunuz koşmadan, kayboldunuz sormadan. Adresiniz var eviniz yok, diyeceğiniz var inancınız yok, arayanız var soranınz yok. İzler orada duruyor da sizde takip edecek adım yok. Sinsi bir çiçek büyüyor ormanınızda, cılız bir çiçekken kopardığınız için kendinizi. Tırnaklarınızda kalmış gençlik parçalarından anlıyorum. Batmayan dikenlerinizden, neşesiz renginizden, mezatın en arkasındaki yerinizden. Kimlere götürdünüz de kendinizi para etmedi. Vazoya  koydunuz yaşamadı. Arkanızı döndünüz güneşe, soldunuz. Kulaklarınızı tıkadınız müziğe, azaldınız. Ne toprak kaldı altınızda ne saksı. Geçmişten çıktınız da geleceğe varamadınız. Eskisini yıktınız da yenisini kuramadınız. Bitmemiş romanların müellifi, meyhanenin en gevezesi, kendi yalanlarının ilk inananı oldunuz. 
Ne bilginler geldi, neler buldular! mumlar gibi dünyaya ışık saldılar. hangisi yarıp geçti bu karanlığı? birer masal söyleyip uykuya daldılar. -amin maalouf-
İçinizden evlenmeye gücü yeten evlensin. Zira evlenmek gözleri (haramdan) daha çok korur. Zinadan daha çok muhafaza eder. Gücü yetmeyen kimse ise oruç tutsun. Çünkü orucun şehveti kıran bir hassası vardır. (1) Peygamberimizin zamanında, evlenmeyenler çok ibadet, çok riyazet, çok nefsi ile mücahede ederlerdi. Yani tuzsuz ve yağsız yerlerdi. Çok
Reklam
448 syf.
8/10 puan verdi
Polis şakaya geldi
Polis şakaya gelir mi? Bu kitap sonrası gelir dememizde sanırım bir problem yok kitabı genel olarak çok beğendim eglenceliydi komikti tam Ramazan ayında okuncak kitap smut yok tertzemiz. Beril ile enginin inişli çıkışlı halini ve enginin berilin kalbini kurmasını söylediği her sözün onun kalbini kirmasina rağmen yanından gitmemesini enginin kendini affettirmek için yaptıkları şeyleri. Çok tatlıydılar gülsem de başıma gelse tatliliginda kitabı okurken çok keyif aldım bir puanı sonları yavaş geçti biraz bir puanı da kılişe olmasına verdim ( benim için kilise saçma sapan nedenler ile ayrılmak ara vermektir) onun dışında güzeldi tavsiye ederim.
Polis Şakaya Gelmez
Polis Şakaya GelmezMerve Güner · Dokuz Yayınları · 2022456 okunma
Nefsini terbiye et-Kalbini nurlandır-Kaderine yeniden bak!
İnsana zenginsin, fakirsin dendi halbuki o şükreden, sabredendi. Keramet istendi insandan,o, kötü ahlakı terk edip güzel ahlaka geçti. Sen ne iyisin,güzelsin dediler insana,o, kibirlenmekten, kendini beğenmekten, firavuna benzemekten korktu. Övdüğünü överken aşırı gitmekten, yerdiğini yererken ölçüsüz davranmaktan O'na sığındı. Nefsi hasta olanlardan olmadı. Ne zaman konuşmalı ne zaman susmalı diye sordular insana ,o, konuşmak hoşuna gittiğinde susmayı, susmak rahat verdiğinde konuşmayı irade etti. O'ndan ve vereceği rızıktan şüphe etmedi. Mal ve şehvet peşinde koşmaktan, dünyaya kapılmaktan kaçınarak nefsini terbiye etti, nefsi kaderine razı olacak hale geldi. Nefsimizin kirine bakmadan, üzerindeki kibir, bencillik, cimrilik, asabiyet… lekelerine aldırmadan her şeyi kendimize hak bilerek iyiyi, doğruyu, güzeli tekelimize alıyoruz ve kimse ördüğümüz enaniyet duvarını yıkamıyor ve maalesef kaybettiğimiz onca vasfa rağmen kendimizi insan sayıyoruz. Kaderimizde ne büyük rahmetler gizli göremiyoruz. Ailemize,akrabamıza, şehrimize, ülkemize, cinsiyetimize, doğduğumuz zamana… rahmetle bakamıyoruz ve nur hayatımızdan uzaklaşıyor. Oysa yol sadece kaderi, kaderini sevenlerin, nefsini mertebe mertebe terbiye edenlerin, nefsiyle şeytan arasından kalb-i selime ulaşanların yolu. İmanın görevi kalpte O'nun nuruna yer açmak değil mi? 26 Mart 2024
Bir resim geldi. Vapurdayım, denize bakıyorum. Denize atılmış nesneler, birer birer yanımızdan geçiyor, geride bıraktığımız yönde uzaklaşıp kayboluyorlar. İçimden bir cümle geçti: Uzaklaşan şeylerin gözden yitişini görmemek için, gözlerimizi başka yöne çevirsek bile, yine de ne bok yemeye bir taraflarımızla geyik gibi bakardık?
Eczacıbaşı'nın hikayesi
Almanya'da kimya eğitimi alan Nejat Eczacıbaşı, kişisel tasarılarını gerçekleştirmek amacıyla 1940'ta İstanbul'a geldi, işe özellikle II. Dünya Savaşı sırasında ithali yapılamayan bazı kimyasal maddeleri üretmekle başladı. O dönem balık yağı içmek sağlıklı yaşamın bir simgesi sayılıyordu. Yaşlı kişiler, kış aylarında balık yağı
Sayfa 61 - Business DergisiKitabı okudu
Ahmet, savmasında namaz kılardı. Gönlünden geçti ki yağmur durursa eve gideyim. Hâtiften bir avaz geldi ki: Gönlünü evde koydun, sen burada gönülsüz n'eylersin! Ahmet, secdeye vardı, istiğfar kıldı.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.