384 syf.
6/10 puan verdi
Bazı sorularım cevapsız kaldı. Son kitap olduğu için beklentim vardı ve karşılanmadı. Hafızasını geri alanlar hiç bunun üzerine konuşmadı. Ölümlerde duygular okuyucuya geçirilemedi, dil çok zayıftı. Ölümcül Kaçış en sevdiğim kitap oldu serideki. Alev Deneyleri'ni Thomas'a gıcık olmam sebebiyle pek sevemedim, arkadaşlarını umursamayan birisiydi ikinci kitapta. Neredeyse sadece onun macerasını okuduk, diğer herkes yan karakter bile olamayacak kadar yoktu. Son İsyan'da ise bir şeyler sona geldiği için, cevaplar alınacağı için beklentim yüksekti fakat karşılanamadı. Var olan mücadele, bazı şeylerin sona ermesi dışında, diğer kitaptakilerle aynıydı; bir cevap vermedi sorularıma. Tekrar labirente dönmeleri gülümsetti ve Tava, Sonya veya Aris gibi önceden labirentte bulunanların tekrar oraya düştüğünde neden çıkmadığını anlamadım. Sonuçta çıkışı biliyorlar, daha önceden çıkabilmişlerdi. Saçma geldi orası. Bir şeyler sona erdiği için Thomas'ın rahatlama hissi bana da geçti. Eksi yönleri olsa da sevdiğim bir seri oldu.
Labirent: Son İsyan
Labirent: Son İsyanJames Dashner · Pegasus Yayınları · 20166,8bin okunma
448 syf.
10/10 puan verdi
·
23 günde okudu
Bir çırpıda okunup bitecek harika bir fantastik mitolojik romandı. Nasıl aktı sonu nasıl geldi hiç anlamadım. Rae ve Mara’nın arasındaki uyum buraları yaktı geçti. Ayrıntılar ve mitolojik terimler çok ustaca işlenmişti. Hiç sıkmadı. Ben Kirke ve Akhileus’un Şarkısı’nı okuduktan sonra romanda Kirke ve Troya’dan bahsedilmesi beni baya mutlu etti. Eski bir dostla karşılaşmış gibi bir hisse kapıldım :) Mitoloji ve fantastik severlere tavsiyemdir. Kesinlikle bir şans verilmeli. İkinci kitabı dört gözle bekliyorum. Not: Roman yetişkinlere yöneliktir.
Ölü Tanrı'nın Şarkısı
Ölü Tanrı'nın ŞarkısıDilara Özçelik · Ren Kitap · 2023340 okunma
Reklam
336 syf.
·
Puan vermedi
Gerçek yaşamdan esinlenilen kitapları okurken belki okuduğumuz her şey bize daha fazla yola çıkma cesareti veriyor diye düşünüyorum. Her şey Leyla 'nın başının sol tarafındaki yoğun ağrının onu artık hastaneye düşürmesiyle başladı. Doktor Yusuf ile karşılaştığı o an ve hastalığını öğrenmesi gidişatı tamamen değiştirmişti. Beyninde tümör
Leyla'yı Bulmak
Leyla'yı BulmakSerpil Çoşan · İnkılap Kitabevi · 202325 okunma
238 syf.
7/10 puan verdi
·
11 günde okudu
ROBOTBİLİMİNİN YAPITAŞI
İlk kez asimov okumamla birlikte bu kitabı 2 şekilde değerlendirmek doğru olur bence; Birincisi,edebi yönden kesinlikle geliştirilebilir bir kitap çünkü bir kere çoğu hikayenin sonu çok çabuk bağlanmış,kırılma anları kesilmiş gibi geldi heyecan unsurunu sürekli hissetmemle birlikte bir çok hikayenin tadı damağımda kaldı diyebilirim ancak bu eleştiriyi çok insafsız bir noktaya getirmeden şu nokta aklıma geldi bu kitabın yazılış amacı edebi bir nitelik ve haz değil aksine asimov'un temellerini attığı robotbilim üzerine tanıtıcı ve bir o kadar öğretici bir el kitabı olmaktır.Bircok hikayede üstüne basa basa vurguladığı 3 kanun ve bunların üzerinden sürekli bir hikaye oluşturması bu yüzdendir,bilimde yeni bir sayfayı acmis diyebiliriz asimov adına.İşte bu yüzden bilimkurgu severlerin sıkılmadan okuyacagi üstüne üstlük altını çizip sürekli önceki sayfayı açacağı bir eser olmus bu açıdan genel olarak benim adıma bu kitap çok keyifli geçti diyebilirim en sevdiğim ve özellikle dikkatli okumanızı önerdiğim 2 hikayesi ise mantık ve kanıt oldu sırf bu 2 hikayeden bile düşünüp ayri ayri bir kitap yazılabilir. Keyifli okumalar dilerim kitaplarla kalın....
Ben Robot
Ben RobotIsaac Asimov · İthaki Yayınları · 20227,2bin okunma
56 syf.
7/10 puan verdi
·
10 saatte okudu
—Normal Olmak Varken Neden Mutlu Olasın?—
“Siyaset, egemenler için genellikle estetik bir meseledir: Bir tür kendini keşfetme yöntemi, bir tür dün­yayı algılama, kişiliğini inşa etme biçimidir. Bizler içinse ölmek ya da yaşamak anlamına gelir.” (s.48) Bu kitabı daha doğrusu yazar
Édouard Louis
Édouard Louis
‘i queer edebiyat eserlerini tanıtan bir yazıda görmüştüm. Yazarın otobiyografik özellikler
Babamı Kim Öldürdü
Babamı Kim ÖldürdüÉdouard Louis · Can Yayınları · 20201,314 okunma
176 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Zamanın yankısı
Herkese Merhabalar benim sevgili dostlarım Muazzam beni derinliklere götüren bir eserle geldim Aslında ilk okuduğum gibi yorumlamayı çok istedim ancak daha sonrasında beni etkileyen Bu eseri hafızamı kazımak adına bir kere daha okudum. Serdar Bey'in kalemi ile ilk kez tanışmama rağmen sanki yıllardır insana ruhuna hükümetmiş cümlelerle
Zamanın Yankısı
Zamanın YankısıSerdar Çatak · Martı Yayınları · 202422 okunma
Reklam
416 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
12 günde okudu
Sanırım inceleme yazması benim için en zor olan kitaplardan birisi Bir Kimya Meselesi oldu. İçerdiği konuyu çok beğendim. Bir kadının 1960'lı yıllarda erkek egemen olan bir dünyada biliminsanı olarak kabul görebilmek için verdiği mücadeleyi anlatıyor. Öncelikle kısaca konusuna değinip ardından içimde duramayıp taşacak olan düşüncelerime
Bir Kimya Meselesi
Bir Kimya MeselesiBonnie Garmus · Altın Kitaplar · 20231,901 okunma
376 syf.
8/10 puan verdi
·
9 saatte okudu
Hazelwood'un okuduğum ilk kitabıydı. Türünün beklentilerini karşıladığını söylemeliyim. Mizah ve aşk güzel harmanlanmış, yanında yazarın kitabın temasıyla alakalı bilgileri de okuyucuyu sıkmadan düzgün bir şekilde anlatımı sunulmuş ama yine de bir şeyler eksikti ki tam puan veremedim. Bazı sıra cümleler bir yerden sonra gözüme batmaya başladı, okurken sıkıldım bazı cümleleri pas geçtim. Kadın karaktere ısındım ama erkek karakterin kişiliğini ve aurasını hissedemedim. Bu tür kitaplarda karakterlerin birbirine aşık olduğunu anlaması uzun sürüyor o yüzden spoiler sayılacağını düşünmüyorum, o farkına varma evresi çok çabuk geldi geçti ve final oldu. Yine de okuması zevkli bir kitaptı türünü sevenler okuyabilir.
Aşk Hipotezi
Aşk HipoteziAli Hazelwood · Nemesis Kitap · 20223,729 okunma
464 syf.
7/10 puan verdi
·
4 günde okudu
3,5/5 Heyecanla, elimden bırakmadan okumalıyım derecesinde bayılmadım ama sonu sebebiyle 2. kitabı da okurum gibi. Kurgu zayıftı, karakterler çoğu zaman sinirlerimi bozdu, aşk olarak duygular üstümden sekti geçti hiç bir şey hissedemedim. Yazım hataları da üstüne tuz biber oldu. Bütün bunları düşünerek Aşiyan serisinin kilometrelerce gerisinde kalmış gibi geldi bana. Devam kitaplarında karakterleri daha iyi anlayıp hak vereceğimiz söylense de şu an için Çakır Seyhanlı pek güven vermedi bana (kitabın sonunda hislerimde yanılmadığımı da anladım). Mahru’nun tripleri (ve genel olarak bu ikili) yordu beni. Bir de Çakır, Mahru ile olan sahnelerinde o kadar sık “sofistike” duygusal cümlelerle aşkını dile getirdi ki kısa süre sonra etkisini kaybetti dümdüz okudum okudum geçtim. Etkileyici olmaktan çok bunalttı beni o ağdalı cümleler. İki serinin de erkek karakterinin aşırı tavırları ve sinir bozucu hareketleri olsa da Savaş Cebeci > Çakır Seyhanlı kesinlikle.
Lahza
LahzaHümeyra · Dokuz Yayınları · 2022347 okunma
123 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Kırım Tatar'ı olan yazarın çocukluğu Kızıltaş köyünde geçti. Kırım Pedagoji Enstitüsü ikinci sınıfındayken II. Dünya Savaşı çıktı. 1941'de Ukrayna cephesinde Almanlara esir düştü. Almanların yenilmesi üzerine esir kampından kurtularak müttefik devletler safına sığındı.1946 Ekiminde eşi ve kızıyla birlikte önce Edinburgh'a geldi. 1947 yılı başında Londra'ya geçti. 1953'te Fulham Road'da bir lokanta açtı. 1974 yılında Londra'da Wimbledon yakınlarındaki Southfields'e yerleşti ve vatanından ayrıldığından bu yana hiç Kırım'a gitmedi.Cengiz Dağcı, Türkiye'ye hiç gelmediği halde kitaplarını Türkiye Türkçesi ile yazmış, kitaplarının ilk redaksiyonu da şair Ziya Osman Saba yapmıştır. Türkiye'de yayınlanan eserleri sayesinde Türkiye'de birçok insan Kırım’ı ve Kırım Tatarları'nın yaşantılarını öğrenmiş oldu. Eserlerinde Kırım Türklerinin Rusların zulmü altındaki hayatını anlatır. Hüzünlü bir üslûbu vardır.Cengiz Dağcı, 22 Eylül 2011 Perşembe günü saat 12.30 sularında Sauthfields'teki evinde öldü. Yazarın hayatındaki en büyük destekçisi eşi Regina Hanım olmuş. Onun ölümünden sonra da duygularını bu kitapla okuyucuya aktarmış. Ben okurken çok etkilendim. Önerimdir. Okuyun.
Regina
ReginaCengiz Dağcı · Ötüken Neşriyat · 2020188 okunma
Reklam
264 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Robotlar insanlardan daha çok kirletecek! Zaman her seyi değiştiriyordu elbette. Önce hayvanların yerine metal geçti; metalin yerine kâğıt, kâğıdın yerine de artık dijital medya var artık. Görüldüğü üzere her giden şeyin yerine yenisi geldi. Önceden sahip olunan bir kaynağın yerine başka bir kaynak gelmiş oldu. Modern elektronik cihazların tasarlanması, üretilmesinde harcanan devasa kaynakları düşünün. Bunların ekolojik dengeye ne denli zarar verdiğini hayal edin. Dijitalleşmeyle birlikte, maddi kaynaklardan kurtulmayı hedefleyenler(!) esasında daha büyük bir maddi kaynak tüketimine yol açmış oldular. İnsanların yerine robotlar geçmeye başladı. İnsanların evreni kirlettiği gerçeği değişmiyor elbette, fakat robotlar insanlardan daha çok kirletecek. Onlar hava kirliliğine daha çok sebep olacaklar. Her şeyin teknolojinin bir ürünü haline gelmesiyle birlikte doğal olan her şeyin hayatımızdaki yeri azalmış olacak. Onlarca insanın bir araya gelerek yaptığı işi belki bir robot tek başına yapacak, fakat yüzlerce insanın ekolojik düzene vermediği zararı verecek. Tüm bu yaşananlar insani ıskartaya çıkarma stratejisi mi? Dijital dünya, gerçek dünyanın sonunu mu getiriyor? İnternette sörf yaparken neleri kaybediyoruz? İnsan kendi dijital cehennemine ateşi yine kendisi nasıl taşıyor? Tüm bunların cevaplarını Guillaume Pitron'un Dijital Cehenneminde bulabiliriz. Bu çağın imkânlarindan faydalanıyor olsak da felaketlerinden de haberdar olmamız gerektiği kanaatindeyim. Dijital dünyanın arka yüzünü görebilmek herkesin hakkı olmalı diyorsanız okumalısınız!
Dijital Cehennem
Dijital CehennemGuillaume Pitron · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202318 okunma
144 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Merhabalar dostlar Oncelikle yazarin kitaplarını asiri merak eden ben ve elime gelen #annesozu ile hevesimin gittiğini, okuma istegimin gittigini sizlere belirtmek istiyorum. Hani derlerya 1 kelime kitabi, 1 kisi yasadigi sehiri hic yasanmamis gibi yapar ve ondan sogutur. O hissedilen sey ortadan kalkar ya iste bende de oyle bir sey oldu sanirim. Nedendir bilinmez daha farkli beklentiye mi girdim onu da cozemedim. Neyse gelelim kitabimizin konusuna. Kitabimizda 20 bolum mevcut. Bolumlerde yazarimiz sohbet edasiyla ve kiziyla dertlesme, kizina ogut, kiziyla hayat dersi turunde kaleme almis. Guzel ogutler mevcut. "Bu da gecer mi?"dedim "Gulumsuyorsan gecmistir" dedi. Benim icinde bu heves geldi gecti diyebilirim dostlar. Sevenleri, merak edenlere sukranlarimi sunuyorum. Kitapla ve keyifle kalin.
Anne Sözü
Anne SözüSadiye Erol Aykaç · Nesil Yayınları · 202392 okunma
232 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
10 günde okudu
Varolma
Yazma üzerine aldığın derslerde sevgili
Mehmet Eroğlu
Mehmet Eroğlu
’nun ilk derste verdiği ödevdi. Bu dersi alali çok zaman oldu. Haliyle bu kitabı okumuş olmamın üstünden de çok zaman geçti. Geçenlerde kütüphanemi toparlarken tekrar elime geldi. Aldığım notlara göz gezdirdim ve kitabı tekrar okumaya karar verdim. Bu kitabın bende yer edeceğine hiç düşünmemiştim. Aslında varoluşçuluğu anlatan romanlardan biriydi. Tıpkı
Franz Kafka
Franz Kafka
ve
Fyodor Dostoyevski
Fyodor Dostoyevski
gibi.. Neden bende farklı bir yerinin olduğuna şaşırıyorum..?
Dino Buzzati
Dino Buzzati
Romanda kendini çöle hapsetmiş ve çöle hapsedenleri anlatıyor. Mehmet Eroğlu’nun dediği gibi yazar kahramanın kaderine daha ilk cümlesinde çatıyor. Roman boyunca umut, umutsuzluk, bekleyiş, tekrar ve ölüm düşünceleri üzerine düşünüyorsunuz. Olumsuz duygularlan kurtulmak için ne yaparsın? Bununla ilgili düşüncelere edebiyat sayesinde bir cevap arıyorsun veya buluyorsun.
Tatar Çölü
Tatar ÇölüDino Buzzati · İletişim Yayınevi · 201813bin okunma
238 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Yarını düşünerek bulunduğunuz ânı mahvetmeyin!
Aslında kötü değil güzel bir kitaptı fakat Dostoyevski kitaplarından sonra buna başlamak, biraz 'arşa çıkmış çıtayı düşürmek' gibi oldu benim açımdan. Belki de bu yüzden tam puan veremedim. Kitabın ne anlattığına dair yeterince inceleme var zaten. O yüzden ben biraz farklı incelemek istiyorum. 24. sayfada Alaimisema'nın (kelebek)
Kelebekler ve İnsanlar
Kelebekler ve İnsanlarÜstün Dökmen · Remzi Kitabevi · 2016957 okunma
480 syf.
8/10 puan verdi
Konstantiniyye
Bir toplumun müziği bozuldu mu , o toplumda pek çok şey bozulmuş demektir. " İhtişamlı İstanbul ne medeniyetler ne insanlar geldi geçti bu devasa ve büyüleyici şehirden. Ne olaylara şahit oldu ne çok insanla tanıştı zengininden fakirine, eğitimlisinden cahiline ,Avrupalıdan uzak doğuluya her daim tüm dünyanın ilgisinin üzerinde olduğu bu büyülü şehirde Bizans Sarayı'nın kalıntıları üstüne yapılan yedi yıldızlı Konstantiniyye Oteli'nin açılış gecesindeyiz. Bu otelin sahipleri de otelin adından da anlaşılacağı üzere kalbur üstü para babalarına aittir. Açılışta konuklar da tabi ki otelin şanına şerefine uygun olarak deyim yerindeyse seçkin insanlardı. Kimler yoktu ki açılışta Amerikan büyükelçisinden tutun da Fener Rum patriğine , politikacılardan tutun da belediye başkanlarına, gazetecilere iş adamlarına kadar ne kadar kaymak tabaka varsa hepsi aynı gece de bir araya gelmişlerdi. Devamı ; readerathome.blogspot.com/2023/12/konstan...
Konstantiniyye Oteli
Konstantiniyye OteliZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 202018,3bin okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.