Max Weber, Bürokrasi fikrini geleneksel dönemin akrabacılık üzerinden ilerleyen sistemini eleştirmek üzere ortaya atmıştı ancak geldiğimiz noktada Weber'in anlayışı pratikte hiç de sözkonusu değil. Hem modern olmaktan bahsedip hem de hala köylü kafasına sahip olmak, iş başvurularında şurada burada emminin çocuğu olmayı hele ki şehirde yaşayıp aynı köylü olmaya bu kadar önem vermek ama aynı zamanda da modern geçinmek son derece trajikomik bir durum...
Bu noktada amacım köylüyü, Anadolu insanını aşağılamak değil ama şu var ki geleneksel olmak demek İslam ahlakı ile ahlaklanmak demek değil...Aynı köylü olmak, bir işi iyi yapabilmek anlamına gelmiyor ama Weber'in kriter olarak belirlediği salt akla dayanan, dinin karşısında konumlanmış bürokrasisi de kriter değil. O zaman kriter ne ? Kriter tam da İslam'ın öngördüğü vasıflara sahip insanlara ve ahlaklı insana değer vermektir. Ama günümüzde ne Weber'in bürokrasisini anlamış bir zihniyet ne de İslam'ı anlamış bir zihniyet hakim toplumumuzda ve ortaya trajikomik yarı modern olmaya çalışan ama modernliği de gram anlamamış sonradan görme bir zihniyet oluşturuyor toplumumuzu büyük oranda... İbrahim Kalın'ın deyimiyle ne kendimiz olmayı beceriyoruz ne de başkası gibi olmayı... Geleneksel dönemin ahmak bazı özellikleriyle modern olmaya çalışan ama modernliği de beceremeyen toplum...
Esra Kahya ile Ankara'da çok kısa zaman evvel bir fiziksel söyleşi gerçekleştirdik. Bu söyleşi gerçekleşirken bu kitabın henüz yarısındaydım. Hayat telaşesi içerisinde kitap 2 hafta sonunda ne
Hepinize merhaba, "Hyunam-Dong Kitabevi" romanının incelemesiyle geldimm.
Öncelikle söylemeliyim ki kitabı istemeden de olsa büyük bir beklentiyle elime aldım. Bu beklentimin sebebi ise,
Gazze hakkında konuşmak ve bir şeyler paylaşmak tarafımızı göstermekten ve belki aynı taraftakilerin sempatisini kazanmaktan başka bir işe yaramıyorsa, susalım ve işimize bakalım. En azından belki