NE ÇIKAR ATEŞ BÖCEĞİ SANSALAR BİZİ... Düşünüyorum da, Sanırım en büyük korkumuz olduğumuz gibi görünmek. Yumuşacık kalbimizin fark edilmesi, Naif yönlerimizin keşfedilmesi, Cesaretsizliğimizin anlaşılması, Korkularımızın paylaşılması, Sanki zarar göreceğimizin en büyük işareti. Kabuklarımızın altında kendimizi saklamakta ne kadar da ustayız. Ve
Selin ve Mert'in Hikayesi
🎶BADEM "SEN AĞLAMA"🎶 Sene 2009 17 yaşındayım bizim mahalleye yeni bir aile taşınmış... Tabi o zamanlar mahalleye taşınan kişiyle gidip tanışılır hediye verilir sohbet edilir... Mahallede apartmanın önlerine masa sandalye koyulur çekirdek yenir sohbet edilir falan... Güzel zamanlar tabi :) Yeni taşınan ailenin 2 çocuğu var biri 19
Reklam
İnsanlar mı? Ölür. Yani bedenler. Ruhları ölümlü sanma üstadım. Geçicidir hayat Bir gün son bulur. Kefenden ötesi yoktur üstadım.
Bir defasında O zamanlar daha lise 1'e gidiyoruz, arka sırada oturan kız.. (ismi neydi yaaa... hah! Aylis) Dedi: "Emre yarın okula gelmeyelim, okula diye çıkalım Kadıköy'e sinemaya gidelim' Tabii o zamanlar erkek olarak kendimize olan güvenimiz sıfır, utancımızdan aynaya bile bakmıyoruz. Yeni-yeni blue çağlarına
Gökhan Özcan'nın pazartesi perşembe köşe yazılarını bu gönderinin altında paylaşmayı düşünüyorum inşallah, bugünden başlayalım. Nefs sözünü sinsice söyler! Hayata, başka insanlara karşı bir şeyler söylerken, freni boşa almak adetimiz oldu. Buna karşılık, kendimize bakışımızda ayağımız hep fren pedalında. Kendimize kıyamıyoruz hiç,
Biz hiç dünyada yaşamış degiliz. Geldik gidiyoruz öylesine...
Nazım Hikmet Ran
Nazım Hikmet Ran
Reklam
Bugün benim doğum günümmüş
Cahit Sıtkı’nın deyişiyle: “Yolun yarısı”. Velhasıl, geldik ve gidiyoruz. Ardımızdan çok zengindi, güzeldi, yakışıklıydı, başarılıydı, yetenekliydi demeyecekler. Bizden geriye sadece insanlığımız kalacak. İyilerden miyiz yoksa kötülerden mi? Kalan günlerimizde artık tek meselemiz bu.
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.