Binalar yeniden yapılır, şehirler yeniden inşa edilirdi fakat o bi- naya manasını veren insanlar asla geri gelmeyecekti. Bunun idrakine, yıkılmış her binanın başına bir umut, bir nefes, bir ses duyarız diye gittiğimizde tekrar tekrar vardım. Her idrak ediş bende müthiş bir acıya sebep oldu. Enkaz altından çıkan her can, içimden binlerce tarifsiz hissi söktü götürdü. Sanki bir daha gülmeyi hak etmeyecektim. Sevdiğini, nişanlısını toprağa veren insanlar varken sevmeye hakkım yoktu. Ailesinin tamamını kaybetmiş çocuklar varken, anneme ve babama bir daha sarılmak için kendimde hak bulamayacaktım. Her şeyini kaybetmiş, geleceğe ümitsizlikle bakan bunca insan varken geleceğe dair güzel hayaller kurmak sanki artık haramdı.
Ne Gam Baki, Ne Dem Baki
"Geleceğe ah etme, geçmişini yâd etme! Alacağın bir nefes, onu da berbat etme!"
Sayfa 101 - Mecra YayınlarıKitabı okudu
Reklam
_Her şey algıdır. Herhangi bir şeyi itici ya da çekici kılan tamamen senin zihnindir. Karar veren faktör sensin. _Zihin, aldatıcıdır. Gerçekte ikilem yoktur. Gerçekte sorun yoktur. Hiç olmamıştır, hiç olmayacaktır. Zihinde sorunlar vardır ve sen gerçekliğe zihnin aracılığıyla bakarsın. Böylece gerçeklik sorunlu olur. _Sağlıksız bir zihinle ne
Geleceğe ah etme, geçmişini yâd etme! Alacağın bir nefes, onu da berbat etme!
_UYUYORSUN! Rüyadasın. Gece gündüz demeden rüya görüyorsun. Bazen açık bazen de kapalı gözlerle. Hakikat değilsin. Rüya gören bir zihin, hakikati göremez ve hakikati de bir hayale dönüştürür. Gerçekle yüzleşirsen gerçek, hakikate dönüşür; kaçarsan yalanlar içerisinde yaşarsın. Uyan! Uyanık ol. Uyanık olmak hedeftir. Sessizlik içinde düşünerek
Düşünün
İrade nedir, diye sordu. - İnsanın karar verdiği şeyi yapabilme gücüdür. Bu ayrıcalık tüm varlıklar içerisinde sadece insana özeldir. Bu ayrıcalığa sahip olması ona sorumluluk da yükler. Düşünme sorumluluğu. Düşünme çok ama çok özel bir yetidir. Canlı-cansız bütün varlıklar arasında düşünme yetisine sahip tek varlık insandır. Bu özelliğiyle
Reklam
Geleceğe ah etme, geçmişini yåd etme! Alacağın bir nefes, onu da berbat etme!"
Geleceğe sandık muamelesi yapma. Çözemediğin sorunları sandığa tıkıp sonra çözeceğini zannetme. Gelecek sana güzellik değil başka sorunlar da getirecek unutma.
"masmavi gökyüzünün güzelliğinden zevk almak için özel bir çaba mı göstermemiz gerekir? bundan zevk almamız için alıştırma mı yapmamız gerekir? hayır, sadece bundan zevk alıyoruz işte. yaşantımızın her saniyesi, her dakikası bunun gibi olabilir. ne zaman, nerede olursak olalım güneş ışığından, birbirimizin varlığından, hatta nefesimizi duyumsamaktan bile zevk alma kapasitemiz vardır. mavi gökyüzünden zevk almak için çin'e gitmemize gerek yoktur. nefes alışımızdan zevk almak için geleceğe yolculuk yapmamıza gerek yoktur. bunlarla hemen şimdi temasa geçebiliriz. eğer sadece acı çekmenin farkındaysak yazık olur."
Geleceğe ah etme Geçmişini yâd etme Alacağın bir nefes Onu da berbat etme Ömer Hayyam
Sayfa 115Kitabı okudu
Reklam
Ölüm iyileşmesi tıp çevrelerinde inkârı mümkün olmayan bir hadisedir. Ölüm ânına yaklaşan insanda özellikle zihinsel fonksiyonlarda beliren güçlenmedir. Pek çok hastanın ölüme yakın anda birden iyileştiği görülür. Bu olay o kadar sık görülür ki olaya özel bir isim verilmiş, "ölüm iyiliği" denilmiştir. Akciğerleri metastazla dolmuş, nefes
Sayfa 168Kitabı okudu
Ne Gam Baki, Ne Dem Baki
" Geleceğe ah etme, geçmişini yad et etme! Alacağın bir nefes, onuda berbat etme!"
Alt üst olmuştum. Dağılmıştım. Yolun ortasında görüp yanına yaklaştığım bir yabancının hikayesine bir gram bile dahil olmak mahvetmişti beni. Bu yolculuk bize iki yabancı getirmişti. Birini arabamıza alıp yola devam etmiştik, birinden ise geleceğe dair bir not almış onu orada bırakıp yine yolumuza devam etmiştik. Soğuk şehirlerde soğuk hikayeler saklıydı, bilirim... Ama bu kadar soğuk bir hikayeyle hayatım boyunca karşılaşmamıştım. Söylediği her cümle aklıma kazınmıştı. Evim neresi bilmiyorum demişti bana... O an fark etmiştim ki aslında kimse evinin neresi olduğunu bilmiyordu. Hepimizin evimize dair bildiği tek şey bir sokak bir bina bir ilçe bir şehir isminden ibaretti. Bizler buna adres diyorduk, oysa bu adrese gidiyor fakat evimizi bulamıyorduk. Ev adreslerimiz bizi evlerimize götürmeye yetmiyordu... Bizi evimize götürecek tek şey sevgiydi. Saf, katıksız, tartışmasız sevgi.. Derin bir nefes daha aldım. Kağıdı katlayabildiğim kadar katladım. Tişörtümün küçük cebinin içine sıkıştırdım ve düğmemi kapattım. Yol böyleydi işte, bize hikayeler getirir bizden hikayeler götürürdü...Hiç kimse bir yabancıyla öylesine karşılaşmazdı. Karşılaştığımız her yabancının hayatımızda bir parmak izi kalırdı ve neyle silersek silelim o iz hayatımızdan hiçbir zaman çıkmazdı. Sanırım hepimizin hayat hikayesi evimizi arayışımızı anlatıyordu. Öyle değil mi? işte burası benim evim dediğimiz her an yeni bir macera başlıyordu.Dediğim gibi, hayat beşik sandığımız bir depremdi. Sallanıyor, uyutuyor ve uykuya daldığımız ilk anda etrafmızdaki her şeyi yıkıyordu. Üstümüze doğru değil, içimize doğru..
Sayfa 104Kitabı okudu
Kudemâ buyurmuştur ki: "Geleceğe ah etme, geçmişini yâd etme! Alacağın bir nefes, onu da berbat etme!"
"Geleceğe ah etme/ geçmişini yâd etme/ Alacağın bir nefes/ Onu da berbat etme!" An dediniz ya, aklıma Ömer Hayyam'ın bu rubaisi geldi. O "an"lar çok ıskalanan şeyler değil mi hayatlarımızda?
Sayfa 115Kitabı okudu
258 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.