Devletlûlar bizi öyle seviyorlar ki, aklımızın nefes almaya mecali kalmıyor sevgilerinden.
Körolası emperyalistler, aşkımı süpürmüşler¹⁹
Reagan hükümeti kuruldu, Brzezinski akademiye döndü. Amerikan dış politikasının sorunları hakkında çok baba bir ders vereceği duyuldu. Bütün bölüm heyecana kapıldı; yüzelli kişilik amfi tıklım tıklım doldu. Adam, Başkan Carter'ın ulusal güvenlik danışmanı, dört yıl süreyle imparatorluğu bilfiil o yönetmiş. Ayrıca ta eskiden beri Soğuk
Sayfa 82 - Liberus Kitap / I. AH, GENÇLİK / 19. Erkin Koray'ın şarkısıydı. "Aşktan yana şansım yok/ağlıyorum derdim çok/aşkımı kaybetmişim/sordum sordum bulan yok/dün gece çok ağladım/aradım bulamadım/körolası çöpçüler/aşkımı süpürmüşler".Kitabı okudu
"Hayat nefes aldığımız anların toplamında değil, nefesimizi kesen anların toplamından oluşur."
Alex Hitch Hitchens (Aşk Doktoru filminden)
Sayfa 181 - Epsilon Derleyen Akın Alıcı
En önemlisi;Biz kimiz?Nereden geliyoruz nereye gidiyoruz?Bu dünyaya boşa gelmedik boşa nefes alıp vermiyor lüzumsuz, bir hayat yaşamıyoruz.....
Geçmişin ve geleceğin aslında bir önemi olmadığını düşününce neden geçmiş ve geleceğe kafayı takmıştım?
Geçmişin ve geleceğin aslında bir önemi olmadığını düşününce neden geçmiş ve geleceğe kafayı takmıştım?
Sayfa 239 - YAKAMOZ YAYINLARIKitabı okudu
Gelecekten o kadar korkuyoruz ki tıpkı bir tavşanın boa yılanının boğazına atlaması gibi geleceğe atlıyoruz.
Sayfa 155 - YAKAMOZ YAYINLARIKitabı okudu
Langdon devam etmeden önce derin bir nefes aldı. “İllimunati’nin anayasasında Katolikliğin yok edilmesi yer alıyordu. Kardeşlik, kilise tarafından dayatılan batıl dini inançların, insanın en büyük düşmanı olduğuna inanıyordu. Din, asılsız efsaneleri mutlak doğru diye göstermeye devam ederse, bilimsel gelişimin duracağından ve insanlığın anlamsız cihatların yapıldığı cahil bir geleceğe sürükleneceğinden korkuyorlardı.”
“Aşağı yukarı bugünki gibi.”
Langdon kaşlarını çattı. Kohler haklıydı. Din savaşları hala gazete manşetlerinde yer alıyordu. Benim Tanrı’m senin Tanrı’ndan iyidir. Gerçek inananlarla yüksek mevkili kişiler arasında her zaman yakın bir bağ var gibiydi.”
Gelecekten o kadar korkuyoruz ki tıpkı bir tavşanın boa yalanının boğazına atlaması gibi geleceğe atlıyoruz.
Sayfa 155