Eğer hedeflemeyse, o halde, biz kimler için çalışıyoruz? Emekçiler kendisine yaklaştıkça onları ödüllendirmek yerine geri çekilen ve "Ölmek üzere olan bizler, seni selamlarız!" diye haykıran yorgun argın kalabalıklara, teselli amacıyla, onların ölümü sonrasında dünya üzerinde her şeyin güzel olacağı biçi- mindeki alaycı yanıtı veren bu Zalim Tanrı kim? Bugün hayat- ta olan insanları başkalarının bir gün üzerinde dans edecekleri zemini destekleyecek sütunlar olmak gibi üzücü bir rolle lanet- lemeyi gerçekten istiyor musunuz? Dizlerine kadar çamura batmış bir halde, bayrağında "Geleceğin İlerleyişi" sözleri yazılı bir tekneyi çeken sefil haldeki kadırga köleleri olmalarını? Sonsuza uzanacak düzeyde uzak olan bir hedefhedef değil- dir, bir kandırmacadır. Bir hedefin yakın olması gerekir - en azından çalışanların ücretlerine ya da uygulanan işten alınan zevke. Her bir dönem, her bir nesil, her bir yaşamın kendi deneyimleri olmuştur ve olmaktadır ve bu doğrultuda yeni talepler, yeni yöntemler gelişir.
“ Geçmişin sözleri, dile getirilmiş ke­hanetlerdir, ancak geleceğin yaratıcıları olarak ve bugünü bilerek bu sözleri anlayabilirsiniz. ”
Reklam
Ben seni seviyorum. Hayatımın tüm günleri ve geceleri, her anım bu dostluğun tanığıdır. Senin özgürlüğün benim davamdır. Senin mutluluğun benim aşkımdır. Senin geleceğin benim yegâne arzumdur.
Sayfa 131 - Fecr YayıneviKitabı okudu
"Ben de sizleri o makamlara koyabilen olacağım. " (1908)
Mustafa Kemal, arkadaşı Binbaşı Cemil Bey'in konferansından memnundur, onun sözlerinden çok duygulanmıştır, yeni ilham almış gibidir. Bir aralık arkadaşlarına şu sözleri söylüyor: -İnkılabı ikmal etmek lazımdır. Biz bunu yapabiliriz. Ben bunu yapacağım. O zaman için düşündüklerimi size kısaca anlatayım: Bugünkü, Osmanlı
"oğlum, geleceğin hakkında hiç mi düşüncen yok?" "şey, elbette bazı düşüncelerim var. tabii var." biraz düşündüm. "ama pek fazla yok, sanırım. pek yok, sanırım." "olacak," dedi bizim spencer. "olacak, evladım. ilerde öyle çok düşüncen olacak ki, ama iş işten geçmiş olacak." böyle konuşması hiç hoşuma gitmedi. sanki ölmüşüm filan gibi. çok moral bozucuydu bu sözleri. "olur herhalde," dedim.
Bir Kış
Bir kış göğü gibi o saat alçalır ölüm, Yalnız işitme duyusu kalır ortada. Asya kentleri yürür dururlar, Höyükler burnumda hızma. Uzakta dev bir damla:Pırıl pırıl Pencap! Tabanlarından kayıp duran sütunlar Yitmiş bir geleceğin işaret parmakları: Horasan uykusuna havlayan köpekler, Buhara. Uzaklara bir bakışın vardı kafeteryada Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.
Sayfa 287
Reklam
94 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.