Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Zulmün tavan yaptığı her menfur hadisede, "bir bedenin uzuvları gibi" olmamız gereken kardeşlerimizin hali, aklımıza, hissiyatımıza ve benliğimize şiddetle dokunuyor. Fakat ne çare ki şehit haberlerinin ve katliam görüntülerinin medyayı işgal etmediği zamanlarda, yeniden yüzlerce yıllık ölü toprağımızın altına gizleniyoruz sanki. Günlük telaşelerimiz, kısır siyasi tartışmalarımız, futbol maçlarımız, magazin programlarımız, sağlıklı beslenme reçetelerimiz, gelecek kaygımız ve maişet derdimiz, yeniden meşguliyetlerimizin en baş köşesine yerleşiveriyor. Bir sonraki darbeye, bir sonraki zulüm dalgasına kadar "Neden bu haldeyiz?" sorusunu sormak ekseriyetle aklımıza bile gelmiyor.
Sayfa 50 - Tuti KitapKitabı okudu
Mavi gözlerine baktıkça, gelecek zamanların rüyalarını görürdük. Acaba eserini tamamlayıncaya kadar yaşayacak mıydı? Bütün kaygımız bundan ibaret.
Pozitif Yayınları
Reklam
Mustafa Kemal, Enver gibi, gericiliğe dayanarak sadece şahsi hüküm ve nüfuz kazanmak eğiliminde değildi. Hayalimizde ne varsa, onun yıkılmaz ve karşı konulmaz itibarına güvenerek gerçekleştirecektik. Halbuki onun devrimciliği, bizim hayallerimizi bile aşan bir enginlikte idi. Mavi gözlerine baktıkça, gelecek zamanların rüyalarını görürdük Acaba eserini tamamlayıncaya kadar yaşayacak mıydı? Bütün kaygımız bundan ibaret.
320 syf.
·
Puan vermedi
Algı Yönetimi ve Manipülasyon
Mücahit Gültekin bu eseri yazmaktaki amacının Kuran-ı Kerim'de Hz Adem ve Havva annemizin cennetten çıkarılma meselesinin şeytan tarafından yapılan bir algı ve manipülasyon olayı olduğunu ve kendi çapında değerlendirdiğinde ilk inen 294 ayetin yarısından fazlasının aslında bizi kötülüğü yönelten insanları ve şeytanı tanıtmakta olan ayetlerin
Algı Yönetimi ve Manipülasyon
Algı Yönetimi ve ManipülasyonMücahit Gültekin · Pınar Yayınları · 20161,572 okunma
"Hâlbuki onun devrimciliği, bizim hayallerimizi bile aşan bir enginlikte idi. Mavi gözlerine baktıkça, gelecek zamanların rüyalarını görürdük. Acaba eserini tamamlayıncaya kadar yaşayacak mıydı? Bütün kaygımız bundan ibaret."
Reklam
Hayalimizde ne varsa, onun yıkılmaz ve karşı konulmaz itibarına güvenerek gerçekleştirecektik. Hâlbuki onun devrimciliği, bizim hayallerimizi bile aşan bir enginlikte idi. Mavi gözlerine baktıkça, gelecek zamanların rüyalarını görürdük. Acaba eserini tamamlayıncaya kadar yaşayacak mıydı? Bütün kaygımız bundan ibaret.
Sayfa 375 - Pozitif YayıneviKitabı okudu
Bize engel olan şey, efendim...Düşünce eksikliği... Düşünmek, bize çok yabancı gelen bir şey... Düşünce olmadan da yarınımız üzerine nasıl kafa yoralım, nasıl kendimizi gelecekte hayal edelim...? Günü gününe yaşıyoruz,gelecek nesiller için en ufak bir kaygımız yok ve bir sabah, bir elimiz önümüzde bir elimiz arkamızda uyanıp, kendimize şunu soracağız: "GÜNLER,GECELER NEREYE GİTTİ...?"
Sayfa 104
Gerçek cennet insanın gerçek hürriyetidir. Beynimizin kuş gibi olması , tertemiz ve endişesiz yaşamaktır. İsa Peygamber şöyle demiştir : " Kuşları örnek alınız. Yarın ne yiyeceklerini hiç düşünmezler." O an önüne ne gelirse onu alır yerler. Gelecek için hiçbir kaygımız olmayacak . Çünkü gelecek , şu an biz ne yaparsak o olacaktır .
Sayfa 137Kitabı okudu
Edebiyat ve Terapi
Edebiyat ve terapi aslında aynı ortak nesneye hizmet ediyorlar, yani iç ruhsal yapının çatışmalarına. Ancak algıda ve yaşamsal yapıda ayrılıyorlar. Edebiyatçılar bilinçaltında yaşanılan, bizim için gerçek olan, hatta tek gerçek olan çocukluğu ve çocukluk senaryolarını yazıyorlar. Bunu yazarken de son derece cesur ve çıplaklar. Terapi ise bilinçaltında yaşanan bu çatışmaların tezahürlerini, yani semptomlarını çözüyor. Bizler için çok önemli olan ödipal senaryolar ve çocuklukta yaşanılan geçmiş tek gerçekse, biz şimdiyi yakalamayı ve hepimizde en büyük endişe olan geleceği oluşturmayı istiyorsak, geçmişimizi bilmeden, tanımlamadan, şimdiyi oluşturamaz, geleceği yapılandıramayız. O zaman bizim gelecek kaygımız ve şimdiyi oluşturmamızın temeli çocukluktur. İşte edebiyatçıların, bütün cesaretlerini toplayarak o ısdıraplara ve çatışmalara rağmen; çocukluk geçmişlerini, ödipal senaryolarında yaşadıklarını, sancılarını, ruhsal çatışmalarını anlatmaları, bizlerin, hayal dahi edemeyeceğimiz bilinçaltına girişi getiriyor. Okurken, edebiyatın bu anlatımları, bu kavramlar sanki nöronlarımdan sızıyor ve bilinçaltıma giriyor. Ama tabii ki bunlar süreçlerle oluyor.
Reklam
Hayalimizde ne varsa ,onun yıkılmaz ve karşı konulmaz itibarına güvenerek gerçekleştirecektik. Halbuki onun devrimciliği, bizim hayallerimizi bile aşan bir enginlikteydi. Mavi gözlerine baktıkça, gelecek zamanların rüyalarını görürdük. Acaba eserini tamamlayıncaya kadar yaşayacak mıydı ? Bütün kaygımız bundan ibaret.
Sayfa 419
Günlük telaşelerimiz, kısır siyasi tartışmalarımız, futbol maçlarımız, magazin programlarımız, sağlıklı beslenme reçetelerimiz, gelecek kaygımız ve maişet derdimiz, yeniden meşguliyetlerimizin en baş köşesine yerleşiveriyor. Bir sonraki darbeye, bir sonraki zulüm dalgasına kadar "Neden bu haldeyiz?" sorusunu sormak ekseriyetle aklımıza bile gelmiyor..
53 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.