“(...)
Kuşlar gibi maviye aşık,
Kendi denizinde ilerleyen kaptan,
Güvenini zedeleyenlere küskün,
Derin bir nefes aldı geçmişinden (...).”
Gönülden dökülenlerin felsefeyle birleşimini okumak benim için son derece güzel bir deneyimdi. Şiirler arasında o kadar çok favorim var ki okurken tüm dizelerin altını çizmek istedim. Şiir okumayı seven sevmeyen herkesin bir şans vermesini hakedecek seviyede bir kitap olduğunu söylesem abartmış olmam. Özellikle de geçmişten nasibini almış, ama gelecekten yana umudunu asla yitirmeyenlere tavsiyemdir. ️
Biraz argo bir giriş olacak ama "o nasıl bir öngörü arkadaş!" diyeceğim. Huxley bu romanı 1932'de yazmış yahu! Romanda Cesur Yeni Dünya'yı kurgulamış.
Bu öyle bir dünya ki mutluluk ve tatmin üzerine dizayn edilmiştir. İstikrarlı bir toplum birinci önceliktir ve bunun için bir birinin tıpatıp aynı, düşünmeyen sorgulamayan, kritik
Sınıfa bir giriyoruz karşımızda geleceğin yazarları, çizerleri, oyuncuları, sporcuları, tamircileri, mucitleri, müzisyenleri, işletmecileri, modacıları, yazılımcıları, saç tasarımcıları oturuyor. Sonra hepsine test çözdürüp tıp kazandırmaya çalışılıyor. Oluyor mu? Olmuyor. 🕊️🤷
〰️
Sırf daha rahat test çözdürmek için bazen seviye sınıfları yapılıyor, "düşük" seviyeli denilen sınıfların benlik algisı çok kötü bozuluyor ve akran öğrenmesi ihtimalleri kalmıyor. Gelecekten ümitleri kalmıyor. Bu
şekilde davranış bozuklukları oluşması çocukların suçu mu? Değil.
#alıntı
Ah, nasıl mümkün şimdi seni unutmak!
Nasıl mümkün okumadan önceki hâle dönmek.
Oysa "Hangi hikâye başladığı yerde bitmemiş ki?" idi son cümlen...
Benim seninle olan hikayem başladığım yerde bitmedi. Seni okuyan benle önceki ben asla aynı yerde olamam...
Hiç, bir resmin sizi alıp geçmiş yıllara sürüklediği oldu mu? Bir albümü kurcalayıp