398 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
37 günde okudu
Kitap incelemesi üzerinden biraz başınızı ağrıtacak bir kaç konuya da değindim. Sürçü lisan ettiysek affola... Ahmet Ümit bu son kitabında insanlığı kahreden güncel bir soruna değinmiş. Bu öyle bir sorun ki bir yara daha kabuk bağlayamadan durmadan kaşıdığımız bir sorun. İnsanlığın bir türlü iyileştiremediği bir sorun... İnsanlık neden bu
Kırlangıç Çığlığı
Kırlangıç ÇığlığıAhmet Ümit · Everest Yayınları · 201831,9bin okunma
YAŞAM İÇİN ALTIN KURALLAR
1-Ucuz araba kullan ama, alabileceğin en güzel evi al. 2-Her zaman ve her ortamda anlatabileceğin üç fıkra öğren. 3-Sevinçlerini sakın erteleme. 4-Eşini çok iyi seç. Çünkü bu seçim mutluluğunun veya bedbahtlığını %90’ ını oluşturur. 5-Her gün 30 dakika yürüyüş yap. 6-Her yemekten sonra şükret. 7-Bir arkadaşına sırrını açıklamadan önce iki kere düşün. 8-Maaş çekini imzalayan kişileri asla eleştirme. 9-Kaybedecek şeyi olmayan insanlardan kork. 10-Gözünün önünde hep güzel şeyler bulundur. 11-Çocukların, gelenek sözcüğünü duyduklarında seni hatırlayacak şekilde yaşa. 12-Dinine ait kitabı tam anlamıyla okumak için kendine bir yıl süre tanı. 13-Biri seni kucakladığında ilk bırakan sen olma. 14-Her gün 6 bardak su içmeyi unutma.. 15- Seni seven insanları koru.. 16-Zor da olsa ailenle tatil yapmak için her şeyi dene. Bu tatildeki anılar, hayatındaki en değerli anılardan biri olacak. 17-Kendine yapılmasını istemediğin hiçbir şeyi başkalarına yapma. 18-Başarıya, iç huzura kavuştuğun, sağlıklı olduğun ve sevildiğin zamanı değerlendir. 19-İyi ve başarılı bir evliliğin iki şeye bağlı olduğunu unutma: a) Doğru insanı bulmak b) Doğru insan olmak. 20-Ebeveynlerini, eşini ve çocuklarını eleştirmek istediğin zaman dilini ısır. 21-Evliliğini güzelleştirmek için her gün bir şeyler yap. 22- İyilik dolu bir sözü ve iyiliğin etkisini asla küçümseme. SON SÖZ.. Hayatınızdaki kötü olayları düşünerek vakit kaybetmeyin; Yoksa güzellikleri görmekte gecikebilirsiniz ...
Reklam
Gökalp'a göre, her millet, canlılığını korumak için milli hayattan doğmuş, organik kurumları desteklemelidir. Milli gelenek, uluslararası nitelik tanıyan medeniyet ve din karşısında geriye çekilen bir unsur değildir. Milli kültür, milleti ileri götüren yaratıcı bir faktördür. Medeniyetten gelen öğeler, ancak ona aşılanmak suretiyle bir hayat ve gelişme imkânı kazanır; " âdi taklitte olduğu gibi çürüyüp düşmez " . Milletin ruhunda yaşayan canlı gelenekler, milleti bir bütün halinde tutar ve yükseltir. Buna karşı artık toplum bilincinde yaşamayan bir medeniyet veya dine ait kurallar, ölü alışkanlıklar olarak devam eder ve milleti gelişme yolundan alıkoyarlar. Tutucu kesim, mevcut kuralların değiştirilmesine küfür nazarı ile bakar; buna karşı radikal, devrimci, milli vicdana yabancı olup olmadığını düşünmeden bir takım yeni kurallar sokmaya çalışır. Gökalp'a göre her ikisi de, kültürün gerçek yapısını ve dinamiğini göz önünde tutmamaktadır. Gökalp'ın bu gözlemleri, bugün içinde bulunduğumuz kültür ve kimlik sorunlarımızı bütün çıplaklığıyla gözlerimizin önüne sermiyor mu?
Sayfa 181 - Kırmızı YayınlarıKitabı okudu
Bir Şartlandırma ve Uyuşturma Aracı Olarak Din
Mehmet Yaşar SOYALAN Bir önceki yazıda, aklın örtülmesinin veya şartlandırılmanın en kadim araçlarından birinin din algısı ve tanrı tasavvuru olduğunu ifade etmiştim ve orada kalmıştık. İnsanın en temel ihtiyacı olan din ve inanma, nasıl olur da aklının örtülmesinin, bağımlılık haline gelmiş şartlanmışlığın bir aracı olabilir? İşte tam da bu
%45 (215/468)
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Bu kitapta, Durkheim, intihar gibi son derece bireysel gözüken bir konunun bile toplumsal nedenleri olduğunu ve sosyolojiyi toplum gözünden incelememiz gerektiğini anlatmak istemiştir. İntiharları üçe ayırıyor: Bencil, elcil ve kuralsızlık. Bencil intiharda, kişi toplumla bütünleşemez, elcilde durum tam tersidir(katı gelenek ve kurallar). Sonuncusunda ise bireyin hayat standartlarının beklenmedik şekilde değişmesi sonucu gerçekleşir. Durkheim’e göre, ve onun sosyoloji anlayışına da göre, intihar, biyolojik, coğrafi veya ruhsal etkenlerle açıklanamaz. Ve bu yüzden kitabının ilk kısmında, bu açıklama yöntemlerinin yanlışlığı istatistikler ve onların yorumuyla çürütmüştür. Diğer bölümde ise kendi savunduğu üzere, her toplumun kendine ait bir intihar oranı olduğu ve bunun uzun süreler boyunca değişmediğinden bahsetmiştir. Kısaca üstünden geçtiğim bu alt başlıklar, eserde detaylıca ve dikkatlı bir akıl yürütme ile yazıya geçirilmiştir. Bu konuda yazılmış mihenk taşı kitaplardan biridir, kısaca.
İntihar
İntiharEmile Durkheim · Pozitif Yayınları · 2013760 okunma
Kaç bin yıldır süregelen kurallar. Adına ister töre densin, ister gelenek, insanlar devletin koyduğu yasalardan çok bu kurallara inanıyor, onlara göre yaşıyorlardı. Bu kuralları aşiret koyuyordu, şeyh koyuyordu, bizzat günlük hayatın kendisi koyuyordu. Doğu'da görev yapan polisin öncelikle bu gerçeği bilmesi gerekiyordu.
Reklam
161 öğeden 151 ile 160 arasındakiler gösteriliyor.